Koruyucu Aileler Ormana'da Kamp Yaptı

Koruyucu ve biyolojik aileler Antalya’nın İbradı ilçesi Ormana Mahallesi’nde ’Anne Çocuk’ kampı yaptı.

Koruyucu Aileler Ormana'da Kamp Yaptı
Koruyucu ve biyolojik aileler çocuklarıyla bir araya gelerek İbradı’nın Ormana Mahallesi’nde doğa kampında müzik, resim, yoga gibi etkinlikler yapıp, doğa gezisi yaptı. Koruyucu anne ve kamp sorumlusu Neva Bozdemir, koruyucu ve biyolojik annelerle birlikte çocukları kaynaştırmak için Ormana Mahallesi’nde bir hafta süreyle kamp düzenlediklerini söyledi.



Etkinlikte yoga, jimnastik, resim, yaratıcı drama ve müzik etkinlikleri yapacaklarını kaydeden Bozdemir, "Bu etkinliklerin içerisinde çocuklar o kadar güzel kaynaşıyorlar ki, normalde kışın kreşte öğretmenleri ile yaptıkları şeyi burada anneleri ile birlikte yapıyorlar. Anne ve çocuğun bağı burada çok daha güzelleşiyor. Aynı zamanda çocuklarımız hiç yapmadıkları şeyleri burada tadıyorlar. Ormana halkı bizi çok güzel karşıladı. Bizi şimdiye kadar hiç görmediğimiz yerlere götürdüler. Altınbeşik Mağarası’na götürdüler. Çocuklarımız burada çok mutlu oldular" dedi.

Bu kampın içeriğinde koruyucu aile olduğunu belirten Bozdemir, "Ben de bir koruyucu aileyim. Kampımızda biz koruyucu aileler diğer aileler ile birlikte eşit şartlarda hep beraber birlik içerisinde eğleniyoruz. Kampımızın bu amacı benim için çok önemli. Çünkü koruyucu ailede büyüyen çocuklarımızın da böyle kamplara gelmeye hakları var. Diğer ailelerle birleştiğinde çocuklarımızın ne kadar arkadaşlığı geliştirdiklerini ve arkadaşlığı öğrendiklerini gözlemliyoruz. Çocuklarımız birbirleriyle kaynaştılar. Arkadaşlığı öğrendiler. Ormana çok güzel bir köy. Buranın havası doğası çok güzel. Çocuklarımız burada güzel nefes alabiliyor. Deniz kenarında nemde deniz kenarında terlemektense burada bu güzel doğanın ve havanın içerisinde etkinliklerini yapıyorlar. Köylü çocuklarla çocuklarımız kaynaştı. Onlarla etkinlikler yaptık. Burada arkadaşlık, dostluk sevgi ve anne çocuk bağını çok güzel geliştirdik" diye konuştu.

Kampta koruyucu ailelere etkinlikler kapsamında yoga eğitimi veren Yoga Eğitmeni Sedahan Musaoğlu, koruyucu ve biyolojik ailelerle kamplarda bir araya geldiklerini söyledi.



Musaoğlu, "Kampta en fazla önem verdiğim şey çocukların doğayı tanımasıdır. Çocuklar doğadaki hayvanları bitkileri tanıyınca onları taklit etmeye başlıyorlar. Koku duyuları çok gelişiyor. Birbirleriyle iletişimleri çok kuvvetli bir bağ haline geliyor. Özellikle gelişim çağındaki çocuklar artık apartmanlarda AVM’lerde bunlara hapsoldukları için böyle bir doğayı yeşilliği unutuyorlar. Ormana’nın havası o kadar güzel ki, kendine has özellikleri var. Çocuklarla doğada yaptığımız çalışmalarda hem onları bir şekilde rahatlatıcı, hem öğretici, hem de aynı zamanda birbirleri ile nasıl daha iyi iletişim kurabilirler. Arkadaş edinmenin onlara neler fayda sağlayabileceği, arkadaşların sadece insan değil doğadaki ağaçlar bitkilerde ve hayvanlarda olduğu ve onları önce tanıyarak buna başlamaları gerektiği ve kampa gelirken düşüncelerim bunlardı. Çocuklardan çok güzel geri bildirimler aldım. Benim için en önemlisi çocukların çocuk olabilmesidir. Küçük çocukların yetişkini taklit etmeleri değil hayvanları doğayı taklit ederek o kadar mutlu olmak kolay. Sadece doğanın sesini bile duymak onları o kadar rahatlatıyor. Kamptan dönünce ise nerede yaşıyorlarsa kendilerine yeşil bir alan bulacaklardır" dedi.

Kampta en önemli etken koruyucu ailelerle normal koruyucu aile normal biyolojik annelerin bir araya gelerek, onların birbirleri ile iletişimleri olduğunu söyleyen Musaoğlu, "Çünkü koruyucu annelerin çocuklarının karşılaştığı en büyük sıkıntı normal okullara gittikleri zaman biyolojik anneleri olmadığı için kendilerini bazen eksik hissedebiliyorlar. Bu kampta gördüler ki, özellikle meditasyon yaparken tasavvufa çok yakındır. Yoga felsefesi birebir tasavvuftan gelmiştir. Çocuk küçük yaşta şükretmeyi, sahip olduğu şeyleri. Düşünün bir anda size sıcak bir yuva açılıyor. Dolayısıyla bunları hiçbir şekilde kimse arasında kıyaslama olmadan herkesin elindeki imkan neyse çocuk mutlu olmayı bilmeyi öğreniyor. Aralarındaki iletişim o kadar sağlam ki, bu iletişim burada kurulabiliniyorsa bu iletişimin okullarda da kurulabilinecektir diye düşünüyorum. Her şey eğitimle oluyor" şeklinde konuştu.



"Müzik çocuklarla anneler aileler arasında çocukların diğer çocuklarla insanlarla iletişimini sağlayan bir araç"

Müzik öğretmeni Serkan Kırmızı da "Ormana da koruyucu ailelerle anne ve çocuklarla müzik etkinlikleri yaptık. Çocuklarla müzik, ritim ve orff eğitimleri yapıyorum. Beden perküsyonu yaptık. Güzel eğlenceli vakitler geçirdik. Çocuklar bundan çok keyif aldılar. Doğayı dinleyip, doğanın müziğini, sesini algılayıp, birlikte müziklerimizle doğaya eşlik etmeye çalıştık. Müzik çocuklarla anneler aileler arasında çocukların diğer çocuklarla insanlarla iletişimini sağlayan bir araç konumundadır. Müzik ile çocuklar çok daha iyi iletişim sağlayarak kendilerini çok daha iyi ifade edebiliyorlar. Müzik ve ritim ruhlarını besler" ifadelerini kullandı.

Koruyucu anne Nevin Özbeyazıtoğlu ise kampa İstanbul’dan katıldığını, koruyucu ve diğer ailelerle kamp yaptıklarını söyledi.

Kendisinin bir buçuk senedir koruyucu aile olduğunu söyleyen Özbeyazıtoğlu, "Küçük kızımızı 4,5 yaşındayken ailemize dahil ettik. Benim 16 yaşında bir oğlum var. Küçük kızımız geldikten sonra kocaman bir aile olduk. Çok mutluyuz ve çok keyifli vakitler geçiriyoruz. Bu kampa gelme amacımız, koruyucu ailede yaşayan çocuklarla diğer ailelerde yetişen çocukların birlikte kaynaşmasıdır. Benim kızımın diğer ailelerdeki çocuklarla arkadaş olduğunu keyifli vakit geçirmesi beni çok mutlu ediyor. Devlet korumasında yaklaşık 20 bin çocuğumuz sıcak bir aile ortamında büyümeyi hayal ediyor. Herkesin böyle çocukların hayaline ortak olmasını istiyorum" diye konuştu.

Resim öğretmeni Evren Özyazıcı, 12 yıldır resim öğretmenliği yaptığını, çocuklar ile birlikte anne çocuk kampında doğada sanat etkinlikleri yaptıklarını kaydetti.

Özyazıcı, "Doğanın yaratıcılığı müthiş. Sanat zaten doğada. Onun içerisinde çocuklarla birlikte etkinlik yapmak çok keyifli. Onlarla kendi yaptığımız boyalarla yaratıcılıkları ortaya çıktı. Hem keyif aldılar, hemde resim yapmasını öğrendiler. Çocuklarla birlikte olmaktan mutluluk duydum" dedi.

Kaynak: İHA