İşte Mahkemenin ABD'li Papazın Ret Kararının Gerekçesi

ABD’li Papaz Brunson’un ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına ilişkin tahliye talebi üçüncü kez reddedilirken, mahkemenin gerekçeli kararında, "15 Temmuz darbe girişiminden sonra sanığın değişik kişilerle yaptığı ve iddianamede belirtilen mesajlaşmalar, halen delillerin toplanmakta oluşu ve ilgili makamlara yazılan yazı cevapların beklenmesi de nazara alındığından sanık hakkında atılı suçlara yönelik kuvvetli suç şüphesi ve sanığın yabancı uyruklu olması nedeniyle kaçma şüphesinin bulunduğu" ifade edildi.

İşte Mahkemenin ABD'li Papazın Ret Kararının Gerekçesi
ABD’li Papaz Andrew Brunson’ın avukatının ikinci kez yaptığı ev hapsiyle yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talebine mahkemeden üçüncü kez ret geldi. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Brunson’un avukatı İsmail Cem Halavurt’un talebini karara bağladı.

İşte o gerekçeler

Mahkemenin kararında sanık hakkında atılı suçlara yönelik kuvvetli suç şüphesi ve sanığın yabancı uyruklu olması nedeniyle kaçma şüphesinin bulunduğu gibi nedenlerle birlikte gerekçeler şu şekilde yer aldı:

"Tanık beyanları, DUA kod adlı gizli tanığın hazırlık aşamasında sunduğu dijital veriler, bu tanığın sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü Ege Bölge İmamı ile görüştüğü ve ilişkisi olduğuna ilişkin beyan, fotoğraf teşhisi, sanığın PKK mensupları ile görüştüğüne ilişkin beyanlar, bu konuda dosyaya giren resim, dosyada bulunan HTS kayıtları, belirtilen tanık dışında gizlenen gizli tanık ve tanık beyanları, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sanığın değişik kişilerle yaptığı ve iddianamede belirtilen mesajlaşmalar, halen delillerin toplanmakta oluşu ve ilgili makamlara yazılan yazı cevapların beklenmesi de nazara alındığından sanık hakkında atılı suçlara yönelik kuvvetli suç şüphesi ve sanığın yabancı uyruklu olması nedeniyle kaçma şüphesinin bulunduğu, sanık hakkında daha önce mahkemesince verilen tahliye kararıyla adli kontrol tedbirlerinin atılı suçlara ve öngörülen cezalar yönünden mevcut delil durumu nazara alındığında orantılı olduğu, önceki incelemeden bu yana sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını gerektirir. Yeni bir delilin de dosyaya ibraz edilmediği, tanıkların doğru söyleyip söylemediğinin mahkemece denetlendiği, kaldı ki TCK’da yalancı tanıklık yapmanın suç olduğunun düzenlendiği ve müeyyidesinin gösterildiği nazara alındığında sanık müdafisinin tüm adli kontrol tedbir kararlarının kaldırılmasına ilişkin talebi yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir."
Kaynak: İHA