Karadeniz Bölgesinde 3 Bin 200 Köyde Fındık Üretimi Yapılıyor

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Doğu Karadeniz Bölgesinde 3 bin 200 köyde fındık üretimi yapıldığını belirterek “500 bin dolayındaki çiftçi ailesinin direk olarak geçim kaynağı, üretici tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir” dedi.

Fındığın Doğu Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağı olduğunu aynı zamanda sosyal boyutu da oldukça önemli olduğunu kaydeden Pehlevan ”Fındığın maliyetinin 12-13 TL olduğu gerçeğinden hareketle enflasyon ve çiftçinin yaşam payı dikkate alınarak üreticiyi memnun edecek bir taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir. Devletin Toprak Mahsülleri ve Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticileri tekelleşmeye karşı korunması gerekir” diye konuştu.

"10 Ekim 1935 yılında 1. Milli Fındık Şurasında konuşulan ve alınan kararların uygulamaya konulmasını yetkililerden talep ediyoruz" diyen Pehlevan "Bu kararlara baktığımızda; Yıl 10 Ekim 1935 Ankara’da konunun önemine binaen dönemim Ekonomi Bakanı Celal Bayar Başkanlığında 1. Milli Fındık Şurası toplanıyor. O tarihte alınan kararların yarısını bu zamana kadar uygulayabilseydik inanın şu an biz fındık sorunlarını konuşuyor olmayacaktık. Çok söze gerek yok, zaten 83 yıl önce fındığın ve fındık üreticinin kurtuluş reçetesi ortaya koyulmuş. Bize düşen sadece receteyi uygulamaya koymak” şeklinde konuştu.



“Fındığın hammadde olarak değil işlenerek katma değeri artmış bir şekilde ihraç edilmesi gerekir”

“Fındığın hammadde olarak değil işlenerek katma değeri artmış bir şekilde ihraç edilmesi gerektiğine dikkat çeken Pehlevan, 1. Milli Fındık Şurası’nda konuşulan ve alınan kararlardan bazılarını kamuoyu ile paylaşarak “Fındık şurasının üç yılda bir toplanmasına ve fındık komitesinin her yıl toplanmasına karar verildi,Fındık mahsulünün tam değerlendirilmesi ve müstahsil ile tüccar işlerinin çabuk ve kolaylaştırılması bakımından bankanın kurulmasına zarureti vardır, Fındık konusunda İspanyollarla birlikte çalışma konusunda İspanyollardan gelen teklifler, Üreticilerimizin kredi ihtiyaçlarının temini, Üreticilerimizin örgütlenmesi, (1938 yılında kurulan ve 5.000’e yakın üyesi bulunan Fındık Tarım Satış kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) maalesef imha ettik. Böylece piyasada tekelleşme kaçınılmaz oluşmuştur. Rekabet kuruluna yapılan şikâyetlerin sonucu 23.03.2016 tarihinde yapılan çalışmada tekelleşmenin olmadığına oy birliği ile karar verildi.

) Fındığın üretimden vapura yüklenilmesine kadar olan masraflarının azaltılması, İç ve dış pazarlarda tanıtım faaliyetlerinin artırılması,(1996 yılında Fındık Tanıtım Grubu kuruldu fakat yapmış olduğu çalışmalar ve etki alanı konusunda sivil toplum örgütleri olarak bizler dahi bilgi sahibi değiliz.) Daha sonraki dönemde Giresun’da yapılan 3. Milli Fındık Şurası’nda alınan kararlarda fındığın geleceği için hayati hayati önem taşımaktadır. Milli Fındık Politikası oluşturulması, Dünya Fındık Merkezi kurulması, Fındık Borsası’nın kurulması, fındığın hammadde olarak değil işlenerek katma değeri artmış bir şekilde ihraç edilmesi,Lisanslı depoculuk sistemine geçilmesi, fındık fuarları düzenlenmeli, fındığa bağlı sanayi acilen destekler ve teşvikler ile geliştirilmelidir, Alan bazlı destekleme modelinden vaz geçilip üretim ve kaliteyi özendirecek farklı bir destekleme modeline geçilmeli, fındığın içerdiği protein ve yağların insan sağlığı için önemli olduğu, Fındıkta sağlık birimi oluşturularak geliştirilmiş ürünlerin eczanelere ilaç olarak satışının yapılması gerektiği, Bugün yapılması gereken çitçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil,üreticinin alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak bir piyasa koşulu oluşturmaktır” ifadelerini kullandı.

Her yıl belirsizlikler yaşanmasını artık istemiyoruz

Fındıkta her yıl belirsizliğin yaşandığını kaydeden Pehlevan, “Karadeniz’in olmazsa olmazı olan tarım ürünü fındığın her yıl belirsizlikler yaşaması kabul edilemez bir durumdur. Dünya fındık piyasasının yüzde 75’ine hükmeden, 3 milyar dolar ihracat gelirine sahip bir ürünü hala ülkemiz için milli ve stratejik ürün kapsamına alamadık. Üreticilerimiz çok fazla talepleri yok. Sadece üretim maliyetinin üzerine yaşam payının koyularak fındık taban fiyatının açıklanması. Aracıların bu taban fiyatın altında fındık almasının önüne geçilmesi. Aksi takdirde üretici bu ekonomik koşullarda mağdur olup zarar edecektir. Üretimden kopacak tarlaya bahçeye inmeyecek kaybeden ülkemiz olacaktır. Buradan fındık ile ilgili tüm paydaşlara sesleniyoruz. Üreten ülke, kalkınan Türkiye olacaksa milli tarım politikası oluşturacaksak ülkemiz ve çiftçi lehine tarım politikaları oluşturmak gerekir.Dünya fındık piyasasının yüzde 75’ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu Fındık yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Acilen TBMM’de, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte milli ve stratejik ürün ilan edilmelidir” diye konuştu.

Kaynak: İHA