28 Şubat Davasının Gerekçeli Kararı Açıklandı (3)

Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı:'Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların yürütülmesi, 54'üncü Cumhuriyet Hükümeti'ni cebren düşürmeye, devirmeye elverişli bir eylem olarak kabul edilmiştir' 'Batı Çalışma Grubu, yasal dayanağı olmayan faaliyetlerde bulunmuştur'.

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı davada, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2'nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de bulunduğu 21 sanığın müebbet hapse çarptırılması, 68'inin beraatı, 14 sanık hakkındaki davanın ise düşürülmesine ilişkin gerekçeli kararda, 4 Şubat 1997'de Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların yürütülmesinin, "54'üncü Cumhuriyet Hükümeti'ni cebren düşürmeye, devirmeye elverişli bir eylem olarak kabul edildiği" belirtildi.

Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların 4 Şubat 1997'de yürütülmesinin, sanıklardan dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in bilgisi dahilinde, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal'ın emriyle ani bir kararla gerçekleştirildiği ifade edildi.

Tankların ve zırhlı araçların yürütülmesinin önceden planlanan bir tatbikat ve eğitim yürüyüşü olduğunun delili bulunmadığı belirtilen kararda, 3 Şubat 1997 gecesi acilen Köksal tarafından verilen emir üzerine tankların Sincan'ın en işlek caddesinde yürütüldüğü, bunun basın yayın organlarına haber verildiği, manşetten verilen haberlerde tankların ve zırhlı araçların yürütülmesinin hükümete karşı askeri müdahale hazırlığı olarak değerlendirildiği aktarıldı.

Başbakan, Başbakan Yardımcısı, bakanlar ve birçok milletvekilinin tankların ve zırhı araçların yürütülmesini "askeri müdahalenin habercisi" olarak yorumladığı aktarılan kararda, "Sincan'ın işlek caddelerinde tankların ve zırhlı araçların yürütülmesinin, 54'üncü Cumhuriyet Hükümeti'ni cebren düşürmeye, devirmeye elverişli bir eylem olarak kabul edildiği" bildirildi.

Sanıkların Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) mevcut olan ve başka bir birimde bulunmayan zorlayıcı, korkutucu, cebri gücü tankların yürütülmesiyle kullandıkları kaydedilen kararda, şöyle denildi:

"Esasen yurt savunması ile görevli olan, sahip olduğu teşkilat, teçhizat ve personeliyle uluslararası alanda bile caydırıcı bir gücü bulunan, devlet düzeni dışındaki suç örgütlerinden gelecek saldırılara karşı iç güvenlik kapsamında emniyet ve asayişi sağlamakla görevlendirilen TSK'ya mensup sanıkların kullanabilecekleri cebre karşı, icra organının (bakanlar kurulu) mukavemet edebilme imkan ve kabiliyeti bulunmamaktadır. Zira, emniyet kuvvetlerini de etkisiz hale getirip sonuçta TSK'nın hiyerarşik imkanlarını kullanan sanıkların, amaç suçla öngörülen neticeyi elde etmek yolunda hiçbir maddi engelle karşılaşmayacakları açıktır."

- 28 Şubat 1997'deki MGK

Gerekçeli kararda, 28 Şubat 1997'deki MGK'nın ardından yayımlanan basın bildirisinde, "Açıklanan bu esaslar aksine davranışların, toplumumuzda huzur ve güveni bozarak yeni gerginliklere ve yaptırımlara neden olacağı değerlendirilmiş." ifadesinin kullanıldığına işaret edilerek, basın bildirisindeki "yaptırımın" ne manaya geldiğinin açıkça belirtilmediği, ancak bu ifadelerin "meşru hükümete baskı ve tehdit içerdiğinin kabul edildiği" belirtildi.

Gerekçeli kararda, Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) anayasa ve yasada teşkilatlanmasının olmadığı, hükümetin bilgisi dışında kurulduğu ve son toplantısını 54'üncü Cumhuriyet Hükümeti'nin 18 Haziran 1997'de istifa ettirilmesinden önce 16 Haziran 1997'de "Batı Çalışma Grubu Toplantısı" adı altında yaptığı ifade edilerek, bu tarihten sonra "Batı Çalışma Grubu" adıyla toplantılar yapılmadığı ve toplantının "İç Güvenlik Toplantısı" ismiyle yapıldığı anlatıldı.

Hükümetin istifa ettirilmesinden başka değişikliğin olmadığı bir dönemde toplantının isminin değiştirilmesinin hukuki ve mantıklı bir gerekçesi olamayacağına işaret edilen kararda, BÇG faaliyetlerinin anayasal ve yasal görev ve yetkiler kapsamında kalmadığı, hükümetçe verilen talimat gereği de kurulmadığı, hukuki dayanağı olmadan kurulan BÇG'nin yasal dayanağı olmayan faaliyetlerde bulunduğu vurgulandı.

(Sürecek)
Kaynak: AA