Gebelik Diyabeti Artıyor

Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Cansun Demir, gestasyonel diyabet olarak tanımlanan gebelikte ortaya çıkan şekerin, kontrol edilmediği takdirde diyabetin hem anne, hem de bebek için hayati risk oluşturabildiğini söyledi.

Gebelik Diyabeti Artıyor
Prof. Dr. Demir, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için mutlaka gebelikte gerekli taramaların yapılması gerektiğini ifade ederek, “Gerek beslenme alışkanlıklarındaki değişim, gerekse hareketsiz yaşam tarzı tüm dünyada gebelikte ortaya çıkan diyabet oranının da artmasına neden oluyor. İstatistikler tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 3-10’unun diyabetle karşı karşıya kalındığını gösteriyor. Bunların da yaklaşık yüzde 90’ı gestasyonel diyabet” dedi.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Cansun Demir, son yıllarda tip 1 ve tip 2 diyabette olduğu gibi gebelik diyabetinde de artış gözlendiğini belirterek, obezitenin ve gebelikte şeker yüksekliğinin endişe verici artışının küresel bir sorun olduğuna dikkat çekti.

“İki canlısın, yemelisin” baskısı

Demir, gebeliğin ikinci üç aylık döneminde (trimester) plasentadan salgılanan hormonların kan şekerinde artışa neden olduğundan diyabete yatkınlık artırdığını söyleyerek, “Bununla birlikte yetersiz hareket ve “sen iki canlısın çok yemelisin” şeklindeki toplumsal baskı nedeniyle yanlış beslenmeye bağlı gereksiz kilo alımı gestasyonel diyabet için zemin hazırlıyor. Hastalık, aşırı kilo artışı, ultrasonografi sırasında fetüsün gebelik haftasına göre aşırı büyük olması, fetüsün içinde yaşadığı amniotik sıvının fazla olması, aşırı yemek yemek ve su içmek, sık idrara çıkmak gibi belirtilerle kendini gösteriyor” diye konuştu.



Hem anne hem de bebekte risk oluşturuyor

Prof. Dr. Süleyman Cansun Demir, gebelikte ortaya çıkan diyabet hem gebelik sırasında, hem de doğum sonrasında anne ve bebek için komplikasyonlara neden olabildiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Sorun kontrol edilemezse anne insülin kullanmak zorunda kalabiliyor. Bununla birlikte, kalp damar sağlığı olumsuz etkileniyor, doğumu zorlaşıyor. Ayrıca enfeksiyon riski de artıyor. Be-bekte ise konjenital anomali, düşük, gelişme geriliği ve anne karnında ani ölümün yanı sıra doğumdan sonra yenidoğanda kan şekerinde azalma ve başka metabolik sorunlara neden olabiliyor. Önlemenin yolu ise annenin gebelik döneminde açlık-tokluk kan şekerinin düzenli olarak takip edilmesinden geçiyor.”

Türk kadınları risk grubunda

Türk toplumunun soya bağlı, beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları sebebiyle başlı başına risk grubunda yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Demir, özellikle ailesinde diyabet olanların, önceki gebeliklerinde diyabet gelişenlerin, aşırı kilolu kişilerin risk grubunda olduğunu kaydetti.

Gebelik diyabeti tanısı alanların yaklaşık yüzde 30’unda diyabetin kalıcı hale gelebildiğini hatırlatan Prof. Dr. Cansun Demir tedavi yaklaşımı konusunda şunları söyledi:

“Tanı konulan bir gebenin, kadın doğum uzmanı, diyetisyen ve endokrinoloji uzmanından oluşan bir ekip tarafından takip edilmesi ve tedavisinin planlanması gerekir. Kan şekeri önce beslenme değişiklikleriyle düzenlenmeye çalışılır. Eğer bu şekilde sonuç alınamıyorsa insülin tedavisine başlanabilir. Ayrıca bu annelerin gebelik sonrası yaşamlarında da yakın takip altında tutulmaları önemli.”
Kaynak: İHA