Yemen'de BAE'nin Desteklediği 'Gizli Hapishaneler' İddiası
Uluslararası Af Örgütü, Yemen'de BAE ve ona bağlı milis güçlerinin zorla kaybetme ve işkence vakalarının 'savaş suçu' sayılması için soruşturma açılması çağrısı yaptı.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Yemen'in güneyindeki hapishanelerde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ona bağlı yerel milis güçlerin zorla kaybetme ve işkence vakalarının "savaş suçu" sayılması için soruşturma açılması çağrısında bulundu.
UAÖ'nün hazırladığı raporda, Yemen'in güney kesiminde daha önce ortaya çıkan gizli hapishaneler ağına dair adaletin hâlâ yerini bulmadığı, BAE ve kendisine yakın yerel silahlı güçler tarafından alıkonulan onlarca kişinin zorla kaybedildiği belirtildi.
BAE'ye yakın yerel güçlerin Yemen meşru hükümetinden bağımsız olduklarına dikkat çekilen raporda, bu güçler tarafından alıkonulanların çoğunun işkenceye maruz kaldığı ve hayatlarından endişe edildiği vurgulandı.
UAÖ'nün Mart 2016-Mayıs 2018 tarihleri arasında Yemen'in Aden, Lahac, Ebyen, Hadramevt ve Şebve vilayetlerinde BAE'nin desteklediği yerel güçler tarafından alıkonulan 51 kişiyle ilgili yaptığı soruşturma sonucu BAE ve kendilerine yakın yerel güçlerin kontrolündeki hapishanelerde ciddi anlamda darp ve kötü muamele ile işkencenin yapıldığına rastlandığı aktarılan raporda, söz konusu 51 kişiden 19'unun hâlâ kayıp olduğu bilgisi paylaşıldı.
- "BAE hukuk dışı paralel bir güvenlik yapısı oluşturmuş"
Raporda açıklamalarına yer verilen UAÖ Kriz Müdahale Direktörü Tiran Hasan da konuya ilişkin, "Öyle görülüyor ki Yemen'de gizli işler yapan Birleşik Arap Emirlikleri, denetleme ve soruşturmaya tutulmayacak şekilde ihlallerini sürdürecek hukuk dışı paralel bir güvenlik yapısı oluşturmuş." dedi.
Yemen'de silahlı çatışmaların yaşandığı bir dönemde işlenen ihlallerin "savaş suçu" olarak sayılması için soruşturma açılması gerektiğinin altını çizen Hasan, şunları kaydetti:
"Söz konusu ihlallerin ivedilikle son bulması ve yakınlarına ulaşamayan ailelerin sorularını yanıtlayacak verilerin sağlanması için Yemen ve BAE'nin gerekli adımları atması lazım. Aynı şekilde BAE'nin terörle mücadeledeki ortakları ve özellikle de ABD'nin, Yemen'de iddia edilen işkence vakalarına karşı tutum sergilenmelidir."
- Yemen, söz konusu hapishanelerin kapanmasını istemişti
Yemen İçişleri Bakanı Ahmed el-Meyseri, ülkenin geçici başkenti konumundaki Aden'de BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi ile bir araya gelerek, BAE'nin Yemen'de kurduğu hapishaneleri kapatmasını talep etmişti.
BAE'nin Yemen'de kurduğu hapishanelerin yasal olmadığına işaret eden Meyseri, bunların ülkenin yargısı ve savcılıklarına teslim edilmesinin zorunlu olduğunu dile getirmişti.
Yemen'de yasal olmayan gizli hapishanelerin varlığına ilişkin çeşitli insan hakları merkezleri tarafından yayımlanan raporlarda, BAE'nin ülkede kendisine bağlı milis güçleri aracılığıyla Husilerden alınan bölgelerde, Aden ve Hadramevt'te özel gözaltı merkezleri ve hapishaneler oluşturduğu belirtilmişti.
BAE, Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap koalisyonu içinde Yemen'de en yoğun faaliyet gösteren ülkeler içinde yer alıyor.
Özellikle ülkenin güneyindeki faaliyetleriyle dikkati çeken BAE'ye bağlı askeri güçler, meşru yönetimin gücünün zayıflatılması, çeşitli yerel silahlı güçler oluşturulması gibi yönetim tarafından kabul edilmeyen çalışmalarda bulunmakla suçlanıyor.
Kaynak: AA
UAÖ'nün hazırladığı raporda, Yemen'in güney kesiminde daha önce ortaya çıkan gizli hapishaneler ağına dair adaletin hâlâ yerini bulmadığı, BAE ve kendisine yakın yerel silahlı güçler tarafından alıkonulan onlarca kişinin zorla kaybedildiği belirtildi.
BAE'ye yakın yerel güçlerin Yemen meşru hükümetinden bağımsız olduklarına dikkat çekilen raporda, bu güçler tarafından alıkonulanların çoğunun işkenceye maruz kaldığı ve hayatlarından endişe edildiği vurgulandı.
UAÖ'nün Mart 2016-Mayıs 2018 tarihleri arasında Yemen'in Aden, Lahac, Ebyen, Hadramevt ve Şebve vilayetlerinde BAE'nin desteklediği yerel güçler tarafından alıkonulan 51 kişiyle ilgili yaptığı soruşturma sonucu BAE ve kendilerine yakın yerel güçlerin kontrolündeki hapishanelerde ciddi anlamda darp ve kötü muamele ile işkencenin yapıldığına rastlandığı aktarılan raporda, söz konusu 51 kişiden 19'unun hâlâ kayıp olduğu bilgisi paylaşıldı.
- "BAE hukuk dışı paralel bir güvenlik yapısı oluşturmuş"
Raporda açıklamalarına yer verilen UAÖ Kriz Müdahale Direktörü Tiran Hasan da konuya ilişkin, "Öyle görülüyor ki Yemen'de gizli işler yapan Birleşik Arap Emirlikleri, denetleme ve soruşturmaya tutulmayacak şekilde ihlallerini sürdürecek hukuk dışı paralel bir güvenlik yapısı oluşturmuş." dedi.
Yemen'de silahlı çatışmaların yaşandığı bir dönemde işlenen ihlallerin "savaş suçu" olarak sayılması için soruşturma açılması gerektiğinin altını çizen Hasan, şunları kaydetti:
"Söz konusu ihlallerin ivedilikle son bulması ve yakınlarına ulaşamayan ailelerin sorularını yanıtlayacak verilerin sağlanması için Yemen ve BAE'nin gerekli adımları atması lazım. Aynı şekilde BAE'nin terörle mücadeledeki ortakları ve özellikle de ABD'nin, Yemen'de iddia edilen işkence vakalarına karşı tutum sergilenmelidir."
- Yemen, söz konusu hapishanelerin kapanmasını istemişti
Yemen İçişleri Bakanı Ahmed el-Meyseri, ülkenin geçici başkenti konumundaki Aden'de BAE Uluslararası İşbirliği Bakanı Rim el-Haşimi ile bir araya gelerek, BAE'nin Yemen'de kurduğu hapishaneleri kapatmasını talep etmişti.
BAE'nin Yemen'de kurduğu hapishanelerin yasal olmadığına işaret eden Meyseri, bunların ülkenin yargısı ve savcılıklarına teslim edilmesinin zorunlu olduğunu dile getirmişti.
Yemen'de yasal olmayan gizli hapishanelerin varlığına ilişkin çeşitli insan hakları merkezleri tarafından yayımlanan raporlarda, BAE'nin ülkede kendisine bağlı milis güçleri aracılığıyla Husilerden alınan bölgelerde, Aden ve Hadramevt'te özel gözaltı merkezleri ve hapishaneler oluşturduğu belirtilmişti.
BAE, Suudi Arabistan'ın başını çektiği Arap koalisyonu içinde Yemen'de en yoğun faaliyet gösteren ülkeler içinde yer alıyor.
Özellikle ülkenin güneyindeki faaliyetleriyle dikkati çeken BAE'ye bağlı askeri güçler, meşru yönetimin gücünün zayıflatılması, çeşitli yerel silahlı güçler oluşturulması gibi yönetim tarafından kabul edilmeyen çalışmalarda bulunmakla suçlanıyor.