'Artık Bütün Dünya Kriz Yönetiminden Risk Yönetimine Geçiyor'
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu:'Afet yönetimi arama kurtarma, çadır kurma problemi değil kalkınma problemidir. Gaziantep kalkınacaksa afetlere göre kalkınma planı, program yapması gerekiyor' 'Biz genellikle zarar azaltma ve hazırlığı ihmal etmişiz. Yıkım ve yara sarmayı çok öne çıkarmışız. Artık bütün dünya kriz yönetiminden risk yönetimine geçiyor'
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu, "Afet yönetimi arama kurtarma, çadır kurma problemi değil kalkınma problemidir. Gaziantep kalkınacaksa afetlere göre kalkınma, plan, program yapması gerekiyor." dedi.
Gaziantep Valiliği, İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) iş birliğinde, Afet Farkındalığı ve Duyarlılığı sempozyumu düzenlendi.
Kadıoğlu, HKÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, afet kavramının tanımıyla ilgili dil ve fikir birliği problemi olduğunu söyledi.
Afet yönetiminin, Türkiye'de yeni bir konu olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, "Kafamıza göre yönetmeye çalışmışız. Genellikle 'afet olduktan sonra hallederiz' mantığı var. Bizde kriz masası mantığı vardı, söyleye söyleye bu, Afet Yönetim Merkezi oldu. Biz genellikle zarar azaltma ve hazırlığı ihmal etmişiz. Yıkım ve yara sarmayı çok öne çıkarmışız. Artık bütün dünya kriz yönetiminden risk yönetimine geçiyor." diye konuştu.
- "Afet yönetimi bir bütündür''
Riskin krize dönüşmeden engellenmesi gerektiğinin altını çizen Kadıoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim derdimiz afet yönetimi. Bu sorunlar, göçmen, sığınmacı meselesi de olabilir. Domuz gribi de olabilir. Yönetmeliklerde yazılması şart değil. Yerel yönetimin baş edemediği her şey afettir. Afet yönetimi, arama kurtarma, çadır kurma problemi değil kalkınma problemidir. Gaziantep kalkınacaksa afetlere göre kalkınma, plan, program yapması gerekiyor. Tek bir afet seçip, plan yapamazsınız. Depremin yanı sıra teknolojik afetle, kimyasal patlamalar, yangın, sel olabilir. Afetler tek başına ele alınamaz. Afet yönetimi bir bütündür. Tüm tehlikeleri dikkate alarak olaya bir bütün olarak bakacaksınız. Afet yönetiminin tüm evrelerini alacaksınız. Sadece hazırlık, müdahale değil. Bütün bireyler, kurumlar işin içinde olacak."
Afet yönetiminde zarar ve risk azaltmanın önemine vurgu yapan Kadıoğlu, "Yapılacak ilk iş, tehlike analiziyle başlamanız gerekiyor. Tarihsel olarak tarama yapmanız gerek. Mesela Gaziantep'te ne tehlikeler oldu? Bütün afetleri ortaya çıkarıp, tehlike analizi çıkaracaksınız. Sonra bunları risk analizine dökmeniz gerekiyor. 'Ben bunları nasıl ortadan kaldırabilirim' diye düşünmeniz gerekiyor. Risk iletişimi çok önemli. Vatandaşları da işin içine katmanız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
- "Biz riski azaltmadan bütün riske hazırlık yapmaya kalkıyoruz"
Afet yönetiminde senaryonun da olması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, İstanbul'daki senaryonun deprem olduğunu, bu senaryoları yönetebilir hale getirmek için çalışılması gerektiğini kaydetti.
Kadıoğlu, afet yönetiminde önce riskin azaltılması sonrasında geri kalan riske karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirterek, "Biz riski azaltmadan bütün riske hazırlık yapmaya kalkıyoruz. Böyle bir afet yönetimi yok. Türkiye'de en çok tehlikeleri konuşuyoruz. Aslında esas problem kentleşme, alt yapı, eğitim, nüfus planlaması, şehirleşme problemi. Riski bölüp tehlikeyi azaltmamız lazım." diye konuştu.
Konuşmaların ardından sempozyum, Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İslim Arkan moderatörlüğünde sunumlarla devam etti.
Kaynak: AA
Gaziantep Valiliği, İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) iş birliğinde, Afet Farkındalığı ve Duyarlılığı sempozyumu düzenlendi.
Kadıoğlu, HKÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, afet kavramının tanımıyla ilgili dil ve fikir birliği problemi olduğunu söyledi.
Afet yönetiminin, Türkiye'de yeni bir konu olduğuna dikkati çeken Kadıoğlu, "Kafamıza göre yönetmeye çalışmışız. Genellikle 'afet olduktan sonra hallederiz' mantığı var. Bizde kriz masası mantığı vardı, söyleye söyleye bu, Afet Yönetim Merkezi oldu. Biz genellikle zarar azaltma ve hazırlığı ihmal etmişiz. Yıkım ve yara sarmayı çok öne çıkarmışız. Artık bütün dünya kriz yönetiminden risk yönetimine geçiyor." diye konuştu.
- "Afet yönetimi bir bütündür''
Riskin krize dönüşmeden engellenmesi gerektiğinin altını çizen Kadıoğlu, şunları kaydetti:
"Bizim derdimiz afet yönetimi. Bu sorunlar, göçmen, sığınmacı meselesi de olabilir. Domuz gribi de olabilir. Yönetmeliklerde yazılması şart değil. Yerel yönetimin baş edemediği her şey afettir. Afet yönetimi, arama kurtarma, çadır kurma problemi değil kalkınma problemidir. Gaziantep kalkınacaksa afetlere göre kalkınma, plan, program yapması gerekiyor. Tek bir afet seçip, plan yapamazsınız. Depremin yanı sıra teknolojik afetle, kimyasal patlamalar, yangın, sel olabilir. Afetler tek başına ele alınamaz. Afet yönetimi bir bütündür. Tüm tehlikeleri dikkate alarak olaya bir bütün olarak bakacaksınız. Afet yönetiminin tüm evrelerini alacaksınız. Sadece hazırlık, müdahale değil. Bütün bireyler, kurumlar işin içinde olacak."
Afet yönetiminde zarar ve risk azaltmanın önemine vurgu yapan Kadıoğlu, "Yapılacak ilk iş, tehlike analiziyle başlamanız gerekiyor. Tarihsel olarak tarama yapmanız gerek. Mesela Gaziantep'te ne tehlikeler oldu? Bütün afetleri ortaya çıkarıp, tehlike analizi çıkaracaksınız. Sonra bunları risk analizine dökmeniz gerekiyor. 'Ben bunları nasıl ortadan kaldırabilirim' diye düşünmeniz gerekiyor. Risk iletişimi çok önemli. Vatandaşları da işin içine katmanız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
- "Biz riski azaltmadan bütün riske hazırlık yapmaya kalkıyoruz"
Afet yönetiminde senaryonun da olması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, İstanbul'daki senaryonun deprem olduğunu, bu senaryoları yönetebilir hale getirmek için çalışılması gerektiğini kaydetti.
Kadıoğlu, afet yönetiminde önce riskin azaltılması sonrasında geri kalan riske karşı hazırlık yapılması gerektiğini belirterek, "Biz riski azaltmadan bütün riske hazırlık yapmaya kalkıyoruz. Böyle bir afet yönetimi yok. Türkiye'de en çok tehlikeleri konuşuyoruz. Aslında esas problem kentleşme, alt yapı, eğitim, nüfus planlaması, şehirleşme problemi. Riski bölüp tehlikeyi azaltmamız lazım." diye konuştu.
Konuşmaların ardından sempozyum, Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İslim Arkan moderatörlüğünde sunumlarla devam etti.