Kan Vermenin Önemi Ve Faydaları

Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Özen Demirbilek, kan bağışının kalp krizi ihtimalini yüzde 90 azalttığını, baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon ve yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olduğunu söyledi.

Kan Vermenin Önemi Ve Faydaları
Liv Hospital Samsun Anestezi ve Reanimasyon Kliniğinden Uzm. Dr. Özen Demirbilek, Kan Haftası dolayısıyla “kan bağışının önemi ve faydaları” hakkında bilgi verdi. Dr. Demirbilek, “Kan; kardiyovasküler sistemimizde dolaşan, plazma ve hücrelerden oluşan kırmızı renkli bir sıvıdır. Normal bir yetişkinde 5-6 litre kan bulunur. Bunun yaklaşık yüzde 50-60’ı plazma denilen sıvıdan, kalanı ise hücrelerden oluşur. Kan, alyuvarlar içindeki hemoglobin sayesinde akciğerler ve dokular arasında oksijen ve karbondioksit taşır. Ayrıca besinler ile hormonları gerekli dokulara iletir ve vücudumuzdaki toksik maddelerin atılmasına yardım eder. Vücudun asit-baz dengesini, ısı dengesini sağlar. Kandaki akyuvarlar da vücudu mikroplardan, kanser hücrelerinden ve yabancı maddelerden korur. Bilim insanları, uzun yıllardır kan yerine kullanılabilecek yapay bir madde elde etmek için çalışsalar da, henüz olumlu bir sonuç elde edememişlerdir. Bu hayati sıvıyı elde etmenin tek yolu şimdilik kan bağışından geçer. Bu yüzden kan bağışlamak, hayat kurtarmakla eş değerdir. 18 ve 65 yaş arası olan sağlıklı bulaşıcı hastalığı veya riski olmayan 50 kg üzerinde kişiler kan bağışlayabilirler. Ancak bağışçıların sağlık sorgulamasından ve temel bir muayeneden geçirilmesinin ardından, kimlerin kan verebileceği tespit edilir. 18 yaşından küçük, yakın zamanda sarılık hastalığı geçirmiş, önemli ve sürekli bir hastalığı olanlar, başta olmak üzere, incelemeler sonucunda kan vermesi uygun görülmeyenlerden kan alınamaz” dedi.



“Yıllık kan bağışı nüfusun yüzde 1’i”

Uzm. Dr. Özen Demirbilek şöyle devam etti: “Her yıl binlerce insan, bir kaza ya da hastalık sonucunda kan bulamadığı için hayatını kaybediyor. Buna karşılık yapılan araştırmalar, yaklaşık 80 milyon insanın yaşadığı Türkiye’de yıllık kan bağış oranının, nüfusun yüzde 1’i kadar olduğunu gösteriyor. Oysaki kan bağışı, kan bekleyen binlerce insanın hayatını kurtarmanın yanı sıra, bağış yapan kişinin sağlığını da olumlu yönde etkiliyor. Ülkemizde her yıl 2 milyona yakın kan ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç çoğunlukla hastaların yakınlarından ve acil durumda sağlanabilmektedir. Normalde yılda üç kez kan bağışı yapılabilir. Erkekler 90 günde bir yani yılda dört defa, kadınlar ise 120 günde bir yani üç defa kan bağışlayabilir. Son 12 saate alkol alınmaması gerekir. Sağlıklı kişilerin yılda en az 2 kez kan bağışı yapmasıyla ülke ihtiyacı karşılanabilmektedir. Ancak düzenli olarak kan bağışlayan kişi sayısı çok azdır.”

Kan vermenin faydaları

Demirbilek, kan vermenin faydalarını şöyle sıraladı: “Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur. Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur. Kandaki yüksek yağ oranı düşer. Kan bağışı kalp krizi ihtimalini yüzde 90 azaltır. Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur. Kan bağışçısı her kan verdiğinde; AIDS, Hepatit B, Hepatit C, sifiliz kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur. Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır. Unutmamak gerekir ki; kan acil değil, sürekli bir ihtiyaçtır. Kan bağışı yaşam için yapılan bir armağandır.”
Kaynak: İHA