Uzmanlar Tütünle Mücadeleyi Masaya Yatırdı

DSÖ Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programı Sorumlusu Doç. Dr. Toker Ergüder: 'Tütün kullanımı dünyanın ve ülkemizin en önemli önlenebilir ölüm nedeni. Dünyada görülen en sık 8 ölüm nedeninin 6'sının da sebebi direkt olarak tütün kullanımı' '2012'de yoğun mücadele sonucunda tütün kullanma oranlarını yüzde 27'ye kadar düşürmüştük ama ne yazık ki tekrar artış başladı' Prof. Dr. Recep Erol Sezer: 'İstanbul'da bir ilçeden başlayabilir, dumansız hava sahasını gerçek anlamda değiştirmeyi hedefleyerek, orada aynı endüstrinin yaptığı gibi bir savaşı başlatmalıyız. Seçtiğimiz yerleri yüzde 100 dumansız hale getirici projelere ihtiyacımız var'

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programı Sorumlusu Doç. Dr. Toker Ergüder, tütün kullanımının dünyanın ve Türkiye'nin en önemli önlenebilir ölüm nedeni olduğunu belirterek, "Dünyada görülen en sık 8 ölüm nedeninin 6'sının da sebebi direkt olarak tütün kullanımı." dedi.

DSÖ, Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve Yeşilay iş birliğinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen "31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü Programı" kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl'ün üstlendiği panelde, tütün kullanımı uzmanlarca ele alındı.

"Tütün kontrolünde neredeyiz? Tütünle mücadelede neyi eksik yapıyoruz? Neler yapabiliriz?" başlıklarının değerlendirildiği panelde Ergüder, tütün kullanımının dünyanın ve ülkemizin en önemli önlenebilir ölüm nedeni olduğunu anımsatarak, dünyada yaklaşık 7 milyon kişinin sigara dumanı nedeniyle erken öldüğünü belirtti.

Dünyada görülen en sık 8 ölüm nedeninin 6'sının tütün kullanımı olduğunu dile getiren Ergüder, 31 Mayıs'ın önemli bir gündemi de kalp-damar hastalıkları. Dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp-damar hastalıklarından ölüyor. Tüm ölümlerin yüzde 31'i ve bu ölümlerin yaklaşık yüzde 10'u da direkt olarak sigaraya bağlı." dedi.

Türkiye'de erkeklerin tütün kullanımında düşüş, kadınlarda ise hızlı bir artış yaşandığını kaydeden Toker Ergüder, "Türkiye'ye baktığımızda Avrupa bölgesinde ortalarda bir yerde. Doğumuzdaki ülkelerden daha az, batımızdaki ülkelerden ise daha fazla sigara içiyoruz. 2012'de hakikaten yoğun tütünle mücadele çalışmaları sonucunda tütün kullanma oranlarını yüzde 27'ye kadar düşürmüştük ama ne yazık ki tekrar bir artış başladı." şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Ergüder, sigarayla mücadele kapsamında gerçekleştirilen düzenleme ve kanunlara ilişkin de bilgi vererek, sigara kullanım oranlarının son yıllarda artış gösterdiğini sözlerine ekledi.

- "Dumanı solumayı kanıksamış bir popülasyona dönüştük"

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Recep Erol Sezer de Türkiye'nin 2004 sonrasında Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesini en iyi hayata geçiren ülkeler arasında sayıldığını ancak 15 artı yaş sigara kullanma oranlarında kararlı bir düşme eğiliminin henüz başarılamadığını söyledi.

"Çok önemli bir başarımız var ama bu çok önemli olan başarı 15 artı yaş sigara kullanım oranlarında kararlı bir düşme eğilimini başlatabilmeliydi." diyen Sezer, ABD'de 1960'lardan günümüze kadar sürekli ve kararlı bir azalmayı devamlı gördüklerini, yaklaşık yüzde 42,5'tan yüzde 15'e düşen bir erişkin tütün kullanım oranı olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Sezer, Türkiye'nin sigarayla mücadelesindeki yolculuğunun da sürekli bir düşüş eğilimi yakalama şeklinde olması gerektiğini ve bu düşüşün tatmin ediciliğinden söz edilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir avuç inanmış insan, parlamenter, akademisyen, gönüllü kişi ve kuruluşlar yan yana gelerek, 96 yasasını, Türkiye'de reklam yasağı 1996 yılında başlamıştır. 2008'deki yasa buna ek olarak önemli bir boyut getirmiştir. Dumansız hava sahası politikası etkili düzeyde yaşamı ve kültürü değiştirememiştir. Restoran ve kafelerin önünde bazen açık, bazen kapalı bölmeler, Edirne'den Ardahan'a kadar hayatın doğal bir parçası haline getirilebilmiştir. Yasaların yasaklamasına, denetim sistemine rağmen bu biçimde sürmektedir. Ortamdaki dumanı solumayı kanıksamış bir popülasyona dönüşmüş durumdayız ve seyrediyoruz. Bu durum mevcut tütün salgınını beslemektedir ve bir kültür oluşturmaktadır. Bu kültür, sigarayı normal algılayan bir kültür. Biz biliyoruz ki eğer sigara doğal bir şey olarak algılanıyorsa ürünler de olağanüstü bağımlılık yapacağı özelliğe dönüştürüldüğü için yeni kuşakları salgının içine çekiyor. Öyleyse bizim farklı bir şeyler yapmamız gerekir. Benim burada önerim var, İstanbul büyük ve örnek bir şehir, biz bir ilçeden başlayabiliriz dumansız hava sahasını gerçek anlamda değiştirmeyi hedefleyerek, orada aynı endüstrinin yaptığı gibi, bir savaşı başlatmalıyız. Seçtiğimiz yerleri yüzde 100 dumansız hale getirici projelere ihtiyacımız var."

Panelde, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Abdullah Emre Güner, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağımlılıkla Mücadele Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Rabia Bilici ile Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Demek Erciyes de birer sunum gerçekleştirdi.
Kaynak: AA