İyi Huylu Prostat Hakkında Bilinmeyenler

Prostat büyümesinin aslında doğal bir süreç olduğunu bildiren Üroloji Uzmanı Dr. Burak Köprü, "Prostat bezi sadece erkeklerde bulunan, idrar torbasının (mesane) hemen altında yerleşen ve idrar kanalını çepe çevre saran bir iç salgı bezidir. İçerisinde bir çok küçük salgı bezi barındırır ve bu salgı bezleri prostat salgısını ve dolayısıyla PSA üretimini sağlar" dedi.

Prostat büyümesi hakkında bilgi veren Koru Hastanesi Üroloji Bölümü Uzmanı Dr. Burak Köprü, "Normal ağırlığı 18-20 gram civarındadır. Prostat bezi salgıladığı maddeler ile meninin (spermin) yaklaşık olarak yüzde 10-20’lik kısmını oluşturmaktadır. Salgıladığı maddeler ile meninin korunmasını, meninin taşınmasının kolaylaşmasını ve erkek vücudundan çıkan daha koyu kıvamdaki meninin kadın vücudunda ilerleyebilmesi için daha akışkan hale gelmesini (yaklaşık olarak 20 ile 30 dakika içerisinde) sağlar. Akışkan hale gelmesine likefaksiyon denilmektedir. Diğer bir fonksiyonda meninin idrar torbasına geri kaçmasına engel olmaktır. Bu işlevini içerisinde bulunan ve istemsiz olarak kasılan kasların boşalma sırasında kasılarak yukarıyı yani idrar torbası kısmını kapatmasıdır" dedi.

Prostat bezinin büyümesinin aslında doğal bir süreç olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Burak Köprü, ekek çocuklar puberte çağında iken prostat bezi ilk büyümesini gösterip ve yaklaşık 2 kat büyüdüğünü belirterek; " 25-30 yaş civarı prostat bezi tekrar büyümeye başlar ve genellikle 40’lı yaşlarından itibaren Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) denilen duruma yol açabilir. Ancak bu büyüme her erkekte şikayetlere sebep olmaz. Çevresini çepe çevre sardığı idrar kanalını sıkıştırmaya başladığında şikayetler oluşmaya başlar. Prostat bezinin neden büyüdüğü hakkında günümüzde kesin bir neden bulunamamıştır. Ancak bazı araştırmacılara göre erkeklik hormonu olarak bilnen testoteronun prostat bezininin büyümesine neden olduğunu söylerken bir diğer grup araştırmacı da testosteron hormonunun ilerleyen yaşla birlikte prostat dokusu içerisinde azaldığı ve kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonunun bu sebeple daha etkin hale gelmesi nedeni ile prostat bezinin büyüdüğü iddia etmektedir. Tüm bu teorilerin dışında genetik faktörler de suçlanmaktadır." diye konuştu.

Uzm. Dr. Köprü, iyi huylu prostat büyümesinin neden olabilecek şikayetleri şöyle sıraladı; "Gündüz sık sık idrara gitme isteği bulunması,

idrar yapmaya başlarken zorlanma bekleme, kesik kesik ve çatallı idrar yapma, idrar tazyiki ve akış hızında eskiye göre azalma, ince ve zor idrar yapma, idrarını yaptıktan sonra tam olarak rahatlamama hissi, her gece idrar yapmak bir çok kere için uyanmak ve tuvalete gitme,

İdrarda kanama,hiç idrar yapamama."

Tüm bu şikayetlerin yanında birde bu hastalarda dolaylı olarak gelişen şikayetler de görüldüğünü belirten Koru Hastanesi Dr. Burak Köprü, "Örneğin gece sık sık idrara gitme ihtiyacı nedeni ile sık sık uyanmalarından ötürü uykularını tam alamaz ve gün içerisinde kendilerini yorgun hissederler. Ayrıca gün içerisinde sık idrara gitme ve idrar yaparken zorlanmaları nedeni ile bu hastalar sosyal ortamlarında da rahat edemezler. 50-60’lı yaşlarda BPH nedeni ile şikayet oranı yüzde 50 iken 70’li yaşlarda şikayet oranı yüzde 90 larda olduğu bilinmektedir." diye vurgu yaptı.

Üroloji uzmanına başvurulduğunda öncelikle şikayetlerin dinlendiğini ifade eden Uzm. Dr. Burak Köprü, "Ardından parmakla prostat muayenesi yapılır. Tetkik olarak tam idrar tahlili, kan tahlili ile böbrek fonksiyonlarınız ve PSA değerinize bakılır. PSA değeriniz parmakla prostat muayenesinde olduğu gibi prostat kanseri taraması için gerekli bir testir. Bunların dışında prostat boyutlarınızı ölçecek ve idar yaptıktan sonra içeride idrar kalıp kalmadığını gösteren ultrasonografi; işeme akım hızınızı dolayısıyla idrar yolunda bir takınıklığın olup olmadığını gösterecek olan idrar akım hızı ölçümü (üroflowmetri); gerekir ise basınç akım çalışması (idrar torbası önünde bir takınıklık mı yoksa idrar torbasının kendisinde bir sorun mu olduğu ayırımını en net yapan tetkik), sistoskopi (kamera ile idrar yolunun görüntülenmesi) ve prostat iğne biyopsisi (prostat kanserinden şüphelenilen durumlarda) yapılır." diye anlattı.

İyi huylu prostat büyümesiyle prostat kanserinin birbirinden ayrı olduğunun altını çizen Köprü, "Kesinlikle iki durum birbirinden farklıdır. Ancak prostat kanserinde de BPH da görülen şikayetler görülebilmektedir. Bu nedenle 50 yaş üzeri her erkeğin en azından yılda bir kere düzenli olarak üroloji uzmanı tarafından muayenesi ve gerekli tetkiklerini yaptırması gerekmektedir. Hatta baba, abi gibi 1.derece yakınlarında parostat kanseri olan hastalarda risk normal erkeklere oranla 2-6 kat artması nedeni ile 45 yaşından itibaren düzenli kontrollere başlaması önerilmektedir." diye belirtti.

BPH şikayetleri olan hastalarda ilk seçilecek tedavi yönteminin medikal tedavi yani ilaç tedavisi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Burak Köprü, "Medikal tedavinin yeterli gelmediği durumlarda cerrahi tedavi yöntemlerinden birisi uygulanır. Medikal tedavinin amacı prostat bezi içerisinde yer alan bol miktarda ki düz kas hücrelerini gevşeterek büyümüş prostat bezinin idrar kanalına (üretra) yaptığı basıyı azaltarak idrar kanalını genişletmektir. Bir diğer grup ilaç ise prostat bezinin belli oranta küçülmesini sağlar." şeklinde konuştu.

Bu amaçla kulanılan 2 grup ilaç bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Burak Köprü, ilaçları şu şekilde anlattı;

"Alfa reseptör blokerleri: idrar torbası (mesane) boynunda ve prostat içerisinde bulunan düz kasları gevşeterek idrar yolunu tıkayan prostat bezinin gevşemesini ve idrar kanalındaki baskının azaltılmasını sağlarlar. Bu amaçla en sık kullanılan 4 farklı alfa reseptör blokeri ilaç bulunmakatadır. 4 ilacın etkiside hemen hemen birbirine eşdeğer kabul edilmektedir ancak yan etkileri farklı olabilir. Günde 1 defa alınır ve etkileri 1 gün boyunca devam eder. Bu ilaçlar alındıkları sürece etki gösteririler. Baş dönmesi, halsizlik, meni miktarında azalma (idrar torbasına meninin geri kaçması nedeni ile)en sık karşılaşılan yan etkilerdir. Katarakt ameliyatı olacaklar ve glokom hastalarının bu tarz ilaçları kullanması sakıncalı olabilir. Bu nedenle doctor kontrolünde kullanılmalıdırlar.

5-alfa redüktaz inhibitörleri: Prostatın büyümesinde rolü olan testosteronun aktif formuna dönüşmesini sağlayan enzimi engelleyerek işlev görürler. 6 aylık devamlı ve düzenli kullanım sonrasında prostat bezini ortalama yüzde 30-40 civarında küçültmektedir. Daha çok büyük prostatlarda etkilidir (50 gramın üzerinde). Testosteronun ektif formuna dönüşümünü engellediği için nadiren sertleşme sıkıntısına (ereksiyon problemi) sebep olabilir.

Cerrahi tedavinin, medikal tedavinin yetersiz kaldığı hastalarda en etkili tedavi yöntemi olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Burak Köprü, tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi;

"TUR Prostatektomi(Transüretral prostat rezeksiyonu): İdrar kanalından kamera yardımı ile girilip prostat bezinin dış kapsülene kadar küçük parçalar halinde kesilerek idrar kanalındaki tıkanıklığın giderilmesi işlemidir. Uzun dönemde en etkili cerrahi tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Alınan küçük prostat parçaları patolojik inceleme için kullanılır. Kanama, çok nadir de olsa sertleşme problemine yol açması gibi yan etkileri bulunmaktadır.

Plazmakinetik TUR Prostatektomi: Yöntem aynı TUR Prostatektomideki gibidir. Ancak TUR Prostatektomi de karşılaşılabilen kanama ve sertleşme problemlerinden kaçınılmak için gelişririlmiş ve farklı bir enerji yöntemi sayesinde prostat dokularını kesen güvenli bir cerrahi yöntemdir. Kanama sorunu olan, kalp pili bulunan hastalar için daha güvenli bir yöntem olduğu gibi TUR Prostatektomi de nadir de olsa gelişebilen sertleşme sorununa yol açmaz.

Lazer Prostatektomi: Prostat ameliyatlarında 2 farklı lazer türü kullanılmaktadır. Birincisi halk arasında yeşil ışık (Green light) olarak bilinen lazerdir. Bir kamera yardımı ile kapalı olarak idrar yolundan girilip prostat dokusu laze rile buharlaştırılarak idrar kanalında bulunan tıkanıklık giderilmektedir. Kanama sorunu olan, kan sulandırıcı ilaçlarını bırakmaması gereken, özellikle düşkün ve yaşlı hastalarda bu yöntem kullanılabilir. Ek olarak sertleşme problemine yol açmaz. Dezavantaj olarak bu yöntem ile prostat kanseri araştırması için kullanılan patolojik örnekleme prostat bezi buharlaştırıldığından alınamaz."

Kullanılan ikinci lazer türü ise Holmium Lazerdir. Bu yöntemde kamera yardımı ile idrar kanalından girilip bümüş olan prostat bezi lazer yardımı ile küçük parçalara bölünüp dışarı çıkarılmaktadır. Bu yöntemle patolojik örnek alınabilmektedir. Holmium Lazer Prostatektomi ile kanama riski ve sertleşme problem görülmez."

Ameliyat sonrası iyileşmeyi sağlamak amacı ile idrar yoluna ve idrar torbasına uzanan bir sonda takıldığını ve bu sondanın ortalama 3 gün tutulduğunu ifadeeden Dr. Köprü, "3 gün sonunda sondanız çıkarılır. Herhangi bir terslik olmadığı durumlarda ameliyattan bir gün sonra taburcu edilirsiniz. Ameliyat sonrası ortalama 20 gün sonra normal günlük yaşantınıza rahatlıkla devam edebilirsiniz" dedi.

Kaynak: İHA