Ünlü Yönetmen Yeşim Ustaoğlu, 'Sinemamız Ve Diziler Şiddeti Özendiriyor'

Türkiye’nin önde gelen yönetmenlerinden Yeşim Ustaoğlu, Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı Bölümü öğrencileriyle bir araya geldi. Dünyaca ünlü birçok film festivalinden ödüllerle dönen son filmi ‘Tereddüt’ ile istismara uğrayan ve özgürlüğü elinden alınmaya çalışılan iki kadının yaşamını beyaz perdeye aktaran Ustaoğlu, Türk sinema ve dizilerinde şiddetin işleniş biçimini eleştirdi. Usta yönetmen, “Maalesef ülkemizde çekilen dizi ve filmlerde şiddet, izleyiciyi özendirecek bir biçimde kullanılıyor” dedi.

Ünlü Yönetmen Yeşim Ustaoğlu, 'Sinemamız Ve Diziler Şiddeti Özendiriyor'
Yönettiği ilk uzun filmi ‘İz’, Nurnberg, Moskova ve Göteburg film festivalleri dahil olmak üzere dünyanın çeşitli festivallerinde gösterilen ve İstanbul Film Festivalinde en iyi film seçilen; ‘Güneşe Yolculuk’, ‘Bulutları Beklerken’, ‘Pandora’nın Kutusu’, ‘Araf’ gibi filmleriyle birçok festivalden ödüllerle dönen ve son filmi ‘Tereddüt’ ile de dünyaca ünlü Sofya, Kerala ve Hayfa gibi uluslararası film festivallerinden ödüller alan ünlü yönetmen Yeşim Ustaoğlu, Yaşar Üniversitesine konuk oldu. Film Tasarımı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sevcan Sönmez tarafından yürütülen ‘Türkiye Kadın Yönetmenler Araştırması’ isimli bilimsel araştırma projesi kapsamında öğrencilerle söyleşi gerçekleştiren Ustaoğlu, yönetmen adaylarına tavsiyelerde bulundu. Ustaoğlu, “Öncelikle kendinize güvenin ve bol bol deneyin. Kendinize güvenerek güçlü bir iradeye sahip olabilirsiniz. Kendinizi tanımayı öğrenin. Kendinizi tanıyarak hayatın anlamına da bakabilmeyi öğrenirsiniz. Ayrıca insanı anlayabilmemiz için psikolojiyi de anlamamız gerekiyor. Kendinizin dahi en karanlık yönlerini anlayabilmek ve bunu aktarabilmek için psikoloji ile haşır neşir olmanız gerekiyor” dedi.



“En basit meselelerden derin anlamlar”

Yönetmenliğinin yanı sıra filmlerinin senaryosunu da üstlenen Yeşim Ustaoğlu, gerçek hayat öykülerinden ilham alarak basit gibi görünen meselelerin en derinlerinde nelerin yaşandığını anlatmaya çalıştığını söyledi.

Günümüzde özellikle televizyon kanallarında oldukça fazla işlenen kadına yönelik şiddet içerikli dizileri ve filmleri eleştiren Ustaoğlu, “Maalesef ülkemizde çekilen dizi ve filmlerde şiddet, izleyiciyi özendirecek bir biçimde kullanılıyor. Daha çok erkek bakış açısı üzerinden yürüyen, şiddeti özendiren ve bundan bir kahramanlık öyküsü devşiren bir algının varlığı hem sinemamızdaki hem de dizilerdeki sorunlardan bir tanesi. Kadın ve çocuklarla ilgili sorunlar, çocuk yetiştirilmesi, çocukların hayata hazırlanması, kadın ve erkeklerin birbirleriyle olan ilişkileri gibi konuların yer aldığı sahnelerde şiddetin ele alınış biçimine daha da dikkat etmeliyiz. Şiddet problemi ile baş edebilmek için tüm sivil toplum kuruluşlarına, sanatçılara ve eğitim sistemine büyük görevler düşüyor” diye konuştu.



“Görünürlüğünü artırmak istedik”

‘Türkiye Kadın Yönetmenler Araştırması’ projesinin kadın yönetmen sinemasının görünürlüğünü artırmak amacıyla gerçekleştirildiğini belirten Film Tasarımı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sevcan Sönmez, “Projeyle birlikte kadın yönetmenlerimizle bir araya gelerek Yaşar Üniversitesinde bu yönetmenlerin filmlerini gösterip, söyleşilerle de seyirciyle tekrar buluşmalarını sağlamak istedik. Şimdiye kadar 6 kadın yönetmenle bir araya geldik. Kendileriyle gerçekleştirdiğimiz röportajlar akademik bir makaleye dönüşecek. Sinemada kadının hangi sorunları yaşadığını, sektörde kadın yönetmenlerin ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını, film üretimi sürecinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ne durumda gibi konulara yönelik bir araştırma makalesi hazırlanacak. Günümüzde birçok kuruluş da sinemada toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine çalışmalarını arttırdı. Bu konu, Cannes Film Festivalinde de gündeme geldi. 71 yıllık Cannes Film Festivali tarihinde ancak 82 kadın sinemacının filmi yarışmada yer bulabilirken buna karşılık erkekler tarafından yönetilen bin 645 filmin gösterildiği ortaya çıktı” dedi.

Kaynak: İHA