'Aile Sigortası Projesi' Tanıtım Töreni

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 'Siyasetçi vatandaşın derdini çözüyorsa başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın derdini çözmüyorsa 'Kardeşim kusura bakma.' dememiz lazım' 'Siyasetin görevi vatandaşların kimliği üzerinden, inancı üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmak değildir. Bu ülkede bir tane çocuk yatağa aç giriyorsa demek ki ben görevimi yapmıyorum' 'Aile sigortası ile yeni iş bulunana kadar aileye asgari bir gelir sağlanacak. Belediye Başkanımız burada uyguladı. Demek ki bir belediye bunu yapıyorsa koskoca Türkiye Cumhuriyeti bunu niye, hangi gerekçeyle yapmıyor'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyasetçi vatandaşın derdini çözüyorsa başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın derdini çözmüyorsa 'Kardeşim kusura bakma.' dememiz lazım." dedi.

Maltepe Belediyesi'nin Aile Sigortası Projesi'nin tanıtımı dolayısıyla Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında bütün yoksulların memnun olacağını söyledi.

Maltepe Belediyesi'nin Aile Sigortası çalışmasını öven Kılıçdaroğlu, "Biz Aile Sigortası'nı söylediğimizde 'Vay efendim siz bunu nasıl yapacaksınız. Yapamazsınız.' dediler. Aslında yapılabilir. Bakın çalışan bir kadın doğum yaptığında analık sigortası var. Herhangi bir sigortalı hastalandığında sağlık sigortası var. Çok yaşlanmışsa yaşlılık sigortası var. Emeklilik yaşını doldurursa emeklilik sigortası var. Çalışırken işsiz kalırsa işsizlik sigortası var. Peki bir ailenin hiç geliri yoksa ne olacak? O geliri tamamlamak için Aile Sigortası var. Aile Sigortası Avrupa'nın bütün ülkelerinde uygulanıyor." dedi.

Kılıçdaroğlu, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 102 sayılı Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Sözleşmesi'ni Türkiye'nin 1974'te imzaladığını ancak bunun uygulanmadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niye uygulamıyorlar? Çünkü yoksul ailelerin oyunu almak için onları kandırmaya çalışıyorlar. Biz 'Herkesin oyu kendisine.' diyoruz. Nereye inanıyorsa oyunu oraya versin. Yoksulluk bir kader değil ki. 21. yüzyılın Türkiye'sinde insanlar neden geçinemesin? Bir sorunumuz var demek ki. Anayasada 'Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.' der. Lütuf değil hak. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin sosyal güvenlik hakkı vardır. Devlet bu hakkı sağlamak zorundadır. Bir kişi düşünün yaşı 55 ve işine son verildi. Eşi çalışmıyor. Çocukları ortaokul veya lisede. Yeni iş bulamadı ve işsizlik sigortasından 4-5 ay maaş aldı ve sonra kesildi. Peki bu aile nasıl geçinecek? O zaman devreye Aile Sigortası girecek. Aile Sigortası ile yeni iş bulunana kadar aileye asgari bir gelir sağlanacak. Belediye Başkanımız burada uyguladı. Bir belediye bunu yapıyorsa koskoca Türkiye Cumhuriyeti bunu niye, hangi gerekçeyle yapmıyor?"

- "Kişilerin yoksulluğu afişe edilmeyecek"

Hayata geçirilen proje ile kimliği açıklanmadan kişilere bir bedel ödendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, böylece insanlık onuruyla da oynanmadığını dile getirdi.

Kişilerin yoksulluğunun afişe edilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsanlık onuruyla asla oynanmayacak. Kişilerin yoksulluğu afişe edilmeyecek. Kadın da alışveriş yapmak istiyor. O da yanına çocuğunu alıp gidip marketten alışverişini yapmalı. Ona yiyecek paketi vermek çözüm değil ki... Bir, iki sefer verirsin. Ya üç, ya dört, yok. Ama düzenli bir geliri olursa evinde tenceresi kaynayacak ve evinde bir bereket olacak." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP'ye zaman zaman, "zenginlerin, elitlerin partisi" şeklinde yakıştırmada bulunulduğunu, bunun gerçek olmadığını söyledi. Kendi yaşamından örnekler veren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Allah rahmet eylesin, benim annem okuma-yazma bilmezdi, büyük ablam da bilmezdi. Yedi kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Yani öyle elit melit yok. Sizler nasıl yaşadıysanız ben de öyle yaşadım. Toprak evlerde büyüdüm. Yer sofralarında yemeğimizi yerdik. Ama dönem değişti. Herkesin birliğe huzura ihtiyacı var. Anadolu'nun kırsalından koptuk İstanbul'a geldik. Hepimiz İstanbul'da da Ankara'da da, Hakkari'de de Diyarbakır'da da huzur içerisinde, kavga etmeden beraber yaşamak istiyoruz. Herkesin karnı doysun, çocuklarımız kötü alışkanlıklardan uzak olsun istiyoruz. Biz bunları istiyoruz ve belediyelerimiz de yapmaya başladı."

- "Bu ülkede zengin-fakir diye bir kavram olmamalı"

24 Haziran'dan sonra Türkiye'de çok şeyin değişeceğini savunan Kılıçdaroğlu, kavgasız, huzur içerisinde bir Türkiye hedeflediklerini kaydetti. Siyasetin, vatandaşın derdini çözmek için yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Siyasetçi vatandaşın derdini çözüyorsa başımızın üstünde yeri var. Vatandaşın derdini çözmüyorsa 'Kardeşim kusura bakma.' dememiz lazım. Bu ülkede zengin-fakir diye bir kavram olmamalı. Herkesin işi olmalı, herkesin evinde akşam mutlaka tencere kaynamalı. Hiçbir çocuk yatağa aç girmemeli. Çocuklar bizim umudumuz. Bir çocuk aç ise siz sanıyor musunuz ki anne rahat uyuyor. Çocuğu iş arıyor ve bulamıyorsa siz sanıyor musunuz ki o evde huzur var. O yüzden herkesin işi olmalı. Her evde huzur olmalı, bereket olmalı. Sosyal devletin amacı bu. Sosyal devlet, fakir-fukara devleti demek. Fakirin, fukaranın hakkını koruyan devlettir. Hastaneye gittiği zaman iyi bir sağlık hizmeti alacak. Çocuğu okula gittiği zaman iyi bir eğitim alacak. Şimdi okullara 'nitelikli okul, niteliksiz okul' dediler. Yani garibanların çocukları niteliksiz okullara gidecek, durumu iyi olanların çocukları da nitelikli okullara gidecek, ne demek, böyle bir şey olabilir mi? Bu doğru mu, bu adalet mi, bu hak mı, bu hukuk mu, bunları yerle bir edeceğim, söz."

Lise veya üniversiteyi bitiren kişilerin işsiz kaldığına değinen Kılıçdaroğlu, eğitim sisteminde artık kişilerin kısa sürede iş ve aş sahibi olmasına özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi. Bunun siyasetin de görevi olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Siyasetin görevi vatandaşların kimliği üzerinden, inancı üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmak değildir. Bu ülkede bir tane çocuk yatağa aç giriyorsa demek ki ben görevimi yapmıyorum." ifadelerini kullandı.

- Yüksek faiz eleştirisi

Zaman zaman açıklamalarının ardından, "Parayı nereden bulacaksın?" şeklinde bir eleştiriyle karşılaştığını da anlatan Kılıçdaroğlu, "Ya memlekette para var kardeşim, bütün mesele şu, parayı nereye harcayacaksın. Para var, kim dedi yok diye." ifadelerini kullandı.

Son 16 yılda yurt içi ve yurt dışında milyarlarca liranın faize ödendiğini öne süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Faizcilere gelince para var, tefecilere gelince para var. Vatandaşa gelince, 'Para yok nereden vereceğiz?' Ben bu çarkı değiştireceğim. Çark halktan yana çalışsın, rantiyeden yana değil. Öyle gidecek, oturacak. Hiçbir adam çalıştırmaya gerek yok. Dünya kadar parası var. Oturuyor masanın başına, elinde bir kadeh viskisi. Devlet borç para mı istiyor, 'Faizi yükselt vereceğim.' diyor, o da faizi yükseltiyor götürüp borç parayı veriyor. Faizini tıkır tıkır alıyor."

Verginin kişi doğduğu andan itibaren başladığını da belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Emzik alırsınız vergi ödersiniz, altına bez alırsınız vergi ödersiniz, su içersiniz vergi ödersiniz, musluğu açtığınız anda beş çeşit vergi ödersiniz, dolmuşa binersiniz vergi ödersiniz. Bir tek vergiyi teneffüs ettiğiniz havadan dolayı almıyorlar, onun dışında her şeyden vergi alıyorlar. Başörtüsü alırsınız vergi verirsiniz, kefen alırsınız vergi verirsiniz, pantolon alırsınız vergi verirsiniz. Ne kadar? Yüzde 18. Yüzde 18 KDV ödersiniz, iş yeriniz varsa ayrıca gelir vergisi ödersiniz. Kim diyor 'Para yok.' diye. Para var. Bütün mesele siyasi tercihler. Para kimin için harcanacak? Halk için mi harcanacak, rantiye için mi harcanacak? Bizim görüşümüz, madem ki bizim adımız Halk Partisi o zaman bu parayı halk için harcayacağız. Millet için harcayacağız."

- "Bu tablolar 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor"

Kılıçdaroğlu, Adana'da odun alacak parası olmadığı için intihar eden kadını unutamadığını anlattı. Bu tablonun vicdanını rahatsız ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bu tablolar Türkiye'ye layık değil. Bu tablolar 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmıyor. O kadının günahı kimin boynuna? O kadını o hale getiren siyaset kimin siyaseti? Bu memleketi kim yönetiyor?" diye sordu.

TBMM önünde işsiz bir gencin kendisini yaktığını da belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bir insan kendisini yakar mı? Nasıl olur da bir insan kendisini yakar? Bunları medya yazmaz. Yasak getirmişler 'Bunları yazmayın.' diye. Biz 21. yüzyılın Türkiye'sinde Avrupalı nasıl huzur içinde yaşıyorsa öyle yaşamak istiyoruz. Her evin bereketi, huzuru olsun istiyoruz. Onun siyasi görüşü farklı olabilir, Halk Partisi'ne hiç oy vermemiş de olabilir ama benim görevim onu huzur içinde bu memlekette yaşatmaktır. Onun evinde tencere kaynayacak. En büyük gücümüz bu ülkenin kadınları. Çünkü çocuğunu nasıl seviyorsa kadınlar, vatanlarını da bayraklarını da öyle seviyorlar. İnsanlar birbirlerini öldürmesinler, intihar etmesinler, açlık, sefalet, yokluğu artık tarihe gömelim. Bakın o ülkelerde kişi başına gelir 25 bin dolar, 30 bin dolar, 65 bin dolara kadar çıkıyor. Biz bir türlü 10 bin doları aşamadık. Niye aşamadık? 10 bin dolar da durumu iyi olanların geliri. Sizlerin 10 bin dolarlık geliri mi var Allah aşkına? Bu ayıptan Türkiye'yi kurtarmak benim görevimdir, benim namus borcumdur. Yetki verin bunların tamamını çözeyim."

- 432 kadına Halkkart

Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç da proje için 53 bin haneyi tek tek dolaşarak ihtiyaç sahiplerini tespit ettiklerini söyledi. Herhangi geliri olmayan, üzerine taşınmaz bulunmayan gerçek ihtiyaç sahiplerini bulduklarını dile getiren Kılıç, "Aile Sigortası kapsamında Halkkart ile hak sahibi her kadına ayda 600 lira ödüyoruz. Bu kartla alkol ve tütün ürünleri dışında Maltepe sınırları içerisinde her yerde alışveriş yapabilirsiniz. Böylece orta ve küçük ölçekli esnafımız da kazanacak. Maltepe kazanacak." diye konuştu.

Program sonunda Kılıçdaroğlu, kadınlara Halkkart'larını dağıtarak hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: AA