'Osmanlı'da Helva Zafer Kazanmanın Şerefine Pişirildi'

MÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sebahat Deniz: 'Helva, Osmanlı'da daha çok keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda olmuş. Helva sohbetleri düzenlenmiş'

Marmara Üniversitesi (MÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sebahat Deniz, Helva'nın Osmanlı'da keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda olduğunu ve helva sohbetleri düzenlendiğini bildirdi.

Fatih Sultan Mehmet (FSM) Vakıf Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, "Türk Kültüründe Helva" projesini hayata geçiren akademisyenler, üniversitenin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün organize ettiği "Türk Mutfağında Helva ve Helva Kültürü" programında, Türkiye'nin tüm bölgelerinde yapılan kültür araştırmasında derledikleri helva çeşitlerini ve hikayelerini anlatmak için bir araya geldi.

Türkiye'nin tüm bölgelerini dolaşarak helva konusunda derlemeler yaptıklarını ifade eden Deniz, 2 yıl süren çalışmada köylerde ve kasabalarda halkla yaptıkları görüşmeler sonucunda 100'e yakın helva çeşidi derlediklerini belirtti.

Deniz, halk edebiyatında, eski Türk edebiyatında helva ile ilgili beyitleri taradıklarını, sünnet, düğün, asker uğurlaması, hasat başlangıcı gibi önemli anlarda helva dağıtıldığını belgelediklerini kaydetti.

Türklerin İslamiyet'i kabul ettikten sonra helvayla tanıştıklarını aktaran Deniz, "İslamiyet öncesi Türklerde 'ölü aşı' olarak isimlendirilen ölünün yanına atının gömülmesi geleneği, İslamiyet'e geçişle ölünün ruhuna koku gönderilmesi olarak değiştiğini gördük. Ölünün ardından helva pişirilip kokusu ata ruhuna gönderiliyordu. Ata ruhlarıyla dünyada kalanlar arasında koku vasıtasıyla bağ kuruluyor, onların gönüllerini hoş tutmak veya onlardan gelecek kötü şeyleri kovmak maksadıyla helva kokusu yayılıyordu. Bugün de kullanılan 'helva kokutmak' deyimi buradan gelmiştir." ifadelerini kullandı.

- "Osmanlı'da helva sohbetleri düzenlenmiş"

Osmanlı'da helva etrafında zengin ve etkileyici bir kültür oluştuğuna ve daha çok sevinçli anlarda pişirildiğine işaret eden Deniz, "Osmanlı'da padişahın ölümünden sonra helva dağıtılmamış. Helva, Osmanlı'da daha çok keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda olmuş. Helva sohbetleri düzenlenmiş. Bu sohbetlerde nice insanlar yetişmiş." değerlendirmesini yaptı.

Helvanın "Türk helvası" olarak yenilmeye devam ettiğine dikkati çeken Deniz, edebi kültüre İslamiyet ile girdiğini, deyim ve atasözlerine konu olduğunu, divan şiirinde, manilerde ve bilmecelerde helva kelimesine sıkça rastlandığını sözlerine ekledi.

- Tokat'ta 40 helvası geleneği

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Zehra Hamarat da Türkiye'nin 15 ilinde kaynak kişilerle görüşerek, helva etrafındaki farklı inanç uygulamalarını incelediğini kaydetti.

Tokat'ın Zile ilçesinde kişinin ölümünün ardından 40'ncı gün pişirilen "40 helvası" geleneğinden bahseden Hamarat, "Bir kişi öldükten sonra 40 gün boyunca bir nohuda Yasin Suresi okunuyor. 40'ncı gün evde un helvası yapılıyor. Ardından 40 nohut ve helva mezarlığa götürülüyor. Nohutlar mezara gömülüyor, helva da gelenlere dağıtılıyor." ifadelerini kullandı.

Hamarat, erkeklerin kışın üzerlerine ayı postu geçirerek evlerden helva malzemesi topladığı, topladıkları malzemelerle köyün kahvesinde helva pişirdikleri ilginç geleneğe de Kocaeli Dilovası'nda rastladığını dile getirdi.

- Dileklerin yüklendiği "acele bacı helvası"

Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Evrim Ulusan Öztürkmen ise Ege'deki helva kültürü derlemelerinden söz etti.

Ege'de en dikkat çekici geleneklerden birinin "acele bacı helvası" olduğunu belirten Öztürkmen, şunları kaydetti:

"Dileği olan kadın 7 evden dualı malzeme toplar. Malzemeyi verenlerle birlikte hızlı bir şekilde konuşmadan eve gelir. Helva karılır, sıcak sıcak yenir. Bu helva kesinlikle evin dışına çıkmaz. Karıştıranlar kendi dileklerinin kabul olması için bir sonraki acele bacı için sözleşir."

Farklı yörelerde farklı isimlerle adlandırılan özellikle sıcak yörelerde görülen kar helvasının, en aykırı helva çeşidi olduğunu aktaran Öztürkmen, Aydın'da dağlarda açılan kuyularda biriktirilen karların yazın pazarda üzerine meyve şurubu dökülerek satıldığını, sıcak günlerde yapılan düğünlerde de ikram edildiğini anlattı.

Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Zeynep Öz de 600 yıldan fazla süren divan şiirinin tüm dönemlerindeki beyitlerinde helvadan bahsedildiğini, helvanın özellikle benzetme şeklinde sıkça kullanıldığını ifade etti.

"Türk Mutfağında Helva ve Helva Kültürü" programı konuşmaların ardından helva ikramıyla sona erdi.

Kaynak: AA