Müsteşar Öztürk Açıklaması 'Daha Kaliteli Marmara Denizi Suyu İçin Çalışmalar Devam Etmektedir'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk, Kadıköy, Yenikapı, Üsküdar, Baltalimanı ve Paşabahçe ön arıtma tesislerinde kapasite artırma çalışmaları ve Susurluk Havzası’ndan gelen kirlilik baskısının azaltılması ile Marmara Denizi’nde su kalitesinin iyileşmesini ve biyoçeşitliliğin artmasını hedeflediklerini söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Mustafa Öztürk, ’Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı’ ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile birlikte hayata geçirilen ’Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi Projesi’nin sonuçlarını açıkladı.

Deniz izleme çalışmalarının büyük bir özveri ile yürütüldüğünü söyleyen Öztürk, 2014 yılından itibaren yapılan izlemelerin “Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı” ile yoğunluk kazandığını belirtti.

Program ile elde edilen bulgular ışığında Marmara Denizi’nin su kalitesinin daha da iyileştirilmesi adına ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile işbirliği halinde çalışmalar yapıldığını, kendi iç denizimiz olan ve ülkemizin en önemli değerlerinden biri olan Marmara Denizi’nin kirliliğe karşı korunmasına çok büyük önem verdiklerini belirten Öztürk, “Bu amaçla 2017 yılının başında Denizlerde Bütünleşik Kirlilik İzleme Programı’ndan elde edilen bulgular ile tüm denizlerimizde olduğu gibi Marmara Denizi’nde de mevcut deniz suyu kalitesini Marmara Bölgesi’nde yer alan valilikler, tüm belediyeler, su kanalizasyon idareleri, sivil toplum kuruluşları, OSB’ler ve ilgili tüm kurumlarla paylaştık. Bu sonuçlara göre ilgili tüm kurumların verilerini de toplayarak, deniz suyu kalitemizi daha da iyi hale getirmek adına yapılması gerekenleri ortaya koyduk. Bu doğrultuda Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi’nin ilk fazını büyük bir gayretle 6 ay gibi çok kısa bir süre içerisinde tamamladık. Bu çalışma deniz bilimcileri tarafından Marmara Denizi için mutlaka yapılması gerektiği söylenen bir çalışmaydı ve bu anlamda bir ilki gerçekleştirerek önemli veriler elde ettik ve bilimsel anlamda da ciddi bir eksiği giderdik. Bu projenin devamında da daha detaylı tespitler yapabilmek adına da projenin ikinci fazı için çalışmalara başladık. Bu çalışmayı da 2019 yılının sonuna kadar 3 milyon TL tutarında bir yatırım ile tamamlayacağız” dedi.

Çalışmayı geçen yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliği ile gerçekleştirdiklerini söyleyen Öztürk, ayrıca 1995’lerde yapılan Marmara Denizi su bütçesini de güncellediklerini belirtti.

MARMOD projesinden elde edilen sonuçlara göre kara kökenli kirletici yüklerin kaynaklarının tespit edildiğini ve nerelerde öncelikli olarak önlemler alınması gerektiğini tespit ettiklerini belirten Öztürk, “Kirlilik yükünü yaklaşık yüzde 40 oranında azaltmayı planlıyoruz. Bu sayede 2023 hedeflerimizden biri olan Marmara Denizi su kalitesini daha da iyileştirerek alt sulardaki biyoçeşitliliği artırmak istiyoruz. Marmara Denizi üzerindeki havza kaynaklı kirletici besin yüklerinin en az Karadeniz’den gelen yükler kadar etkili olduğunu tespit ettik" dedi.



"Susurluk Havzası’nın deniz suyu kalitesine etkisi oldukça önemli"

Susurluk Havzası’nın Kuzey Marmara Havzası’na göre Marmara Denizi’nin su kalitesine yaklaşık iki kat etki ettiğini sözlerine ekleyen Öztürk, bunu sırasıyla Karadeniz’den gelen yükler ve boğaz alt suyuna yapılan deşarjların takip ettiğini söyledi.

Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:

"İstanbul 2023 hedefleri çerçevesinde Kadıköy, Yenikapı, Üsküdar, Baltalimanı ve Paşabahçe ön arıtma tesislerinde kapasite artırma ve iyileştirme çalışmalarının yapılması, Susurluk Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’nın en kısa sürede oluşturulması ve Susurluk Havzası’ndan Marmara Denizi’ne gelen kirlilik baskıların azaltılması ile Marmara Denizi özellikle alt sularında su kalitesi iyileşecek ve biyoçeşitlilik artacak. Daha kaliteli Marmara Deniz suyu için çalışmalar devam etmektedir."
Kaynak: İHA