'Öğretmenler Arasında En Zayıfı...'

Ortaylı, "Okul tarih kitapları Talim Terbiye Kurulundan kötü üsluplu, coğrafya mevhumundan uzak, beceriksiz, paldır küldür geçiyor. Hala alır bakarım bir Rus, Alman, Fransız okul kitabının kalitesine bunların çıkması mümkün değil. O kitaplar çok mükemmel mi? Hayır değil ama ideoloji aşılıyor” diye belirtti.

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Siyaset Kulübü’nün konuğu olan Türk Tarih Kurumu Şeref Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Türk devrimi, zaman ve mekânlarıyla dünya coğrafyasını, tarihini araştırmak, öğrenmek ve öğretmektir. Böyle bakacaksınız. Bu önemli bir şeydir. Müziğiyle, resmiyle, filolojiyle, tarih bilgisiyle Türk devrimi dünyayı geniş bir coğrafyada Sümerlere kadar giderek öğrenmek üzerine oturur. Türk öğretmen dünyasında en zayıf kategori tarih öğretmenleridir. Okul tarih kitapları Talim Terbiye Kurulundan kötü üsluplu, coğrafya mevhumundan uzak, beceriksiz, paldır küldür geçiyor. Hala alır bakarım bir Rus, Alman, Fransız okul kitabının kalitesine bunların çıkması mümkün değil. O kitaplar çok mükemmel mi? Hayır değil ama ideoloji aşılıyor” diye konuştu.



“EĞİTİMİ BİZ YOZLAŞTIRIYORUZ"

Tarih eğitiminin mutlaka güzel bir dille ve senkronik bilgiyle aktarılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, tarih bilgilerinin aktarılmasının karşılaştırma ve benzetmelerle yapılmasının yararlı olacağını söyledi.

Konuşmasında eğitimin yozlaştırılmasının yeni efsane olarak anlatıldığını da kaydeden Ortaylı, “Eğitimi biz yozlaştırıyoruz. Bir kere biz eğitimi çok iyi verdik. Atatürk devrinde eğitim her isteyene verildi ve iyi verildi.

Polatlı köyünden Gazi Yaşargil, Mardin’in köyünden Nobel ödüllü Aziz Sancar’a dek. Okul kurmayı bilmeyen insanlar değiliz ama onun bunun keyfine bırakırsan sonucu da buna göre olur. Bütün taşralara üniversite kuramazsın. Yazık çocuklara, oradan bir şey bekler. Zaten millet çocuğu oraya girecek, bitirecek, iş bulacak diye bekliyor” ifadelerini kullandı.

"ORTA DOĞU OSMANLI’DAN SONRA BİRBİRİNİ KESEN KALABALIKLARA DÖNÜŞTÜ"

Orta Doğu’ya Osmanlı’yla barış geldiğini ancak Osmanlı çıktıktan sonra orada kavgaların yaşandığını aktaran Prof. Dr. Ortaylı, sözlerini şöyle sonlandırdı: “1918’den beri Orta Doğu dünyası birbirini kesen milletlerden, kalabalıklardan oluşuyor. Azınlığın çoğunluğa hükmü ile bugünkü Suriye ortaya çıktı."