'Marmara Bölgesi'ndeki Barajların Yeni Risk Analizleri Yapılmalı'

Türkiye Baraj Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Tosun:'Güncellenmiş veriler kullanmak suretiyle Marmara Bölgesi'ndeki özellikle BursaBalıkesir arasındaki barajlarda yeni risk analizlerini bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bu barajlar güvensizdir anlamına gelmiyor. Bu bir teknik yaklaşım. Teknik yaklaşım çerçevesinde yeni verileri kullanmak suretiyle sismik risk analizlerini yapmamız lazım' 'Türkiye'de planlı, projeleri yapılan barajlarımız için yaşanan bir problem söz konusu değildir. Ancak bu olmayacağı anlamına da gelmemektedir. Bu alandaki çalışmalarımızı daha geniş bir perspektife yaymak suretiyle yapmak mecburiyetindeyiz'

Türkiye Baraj Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Tosun, güncellenmiş veriler kullanmak suretiyle Marmara Bölgesi'nde özellikle de Bursa-Balıkesir arasındaki barajlarda yeni risk analizlerinin yapılmasını gerektiğini belirterek, "Bu barajlar güvensizdir anlamına gelmiyor. Bu bir teknik yaklaşım. Teknik yaklaşım çerçevesinde yeni verileri kullanmak suretiyle sismik risk analizlerini yapmamız lazım." dedi.

Bir program için kente gelen Tosun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, su ve toprak kaynaklarının etkili kullanılabilmesi için mutlak surette su yapılarına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.

Tosun, bu su yapılarının başında da gelen barajların değişik amaçlarla değişik malzemelerden inşa edilen büyük istinat yapıları olarak tarif edilebileceğini aktardı.

Bu yapıların arkasında toplanan suyun ihtiyaç olduğu zaman farklı amaçlarda kullanıldığını anlatarak, şöyle dedi:

"Elektrik enerjisi, içme, sulama ve sanayi suyu gibi ihtiyaçlar için barajların arkasındaki rezervuar dediğimiz alanda toplanan su kullanılıyor. Bu yapılan kamu güvenliği açısından az da olsa riskleri var. Bu barajlarda herhangi bir problem olacak olursa arkadaki suyun boşalması halinde önemli bir taşkın oluşabilir ve bu taşkınlar da yaşam alanlarında problem yaratabilir."

- "Barajlarımızın güvenliği noktasında çok büyük problemimiz yok"

Tosun, barajların güvenli bir şekilde inşa edilmesi gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'de planlı, projeleri yapılan barajlarımız için yaşanan bir problem söz konusu değildir. Ancak bu olmayacağı anlamına da gelmemektedir. Bu alandaki çalışmalarımızı daha geniş bir perspektife yaymak suretiyle yapmak mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 1950-1960'lı yıllardaki depremsellik verileriyle mevcut depremsellik verileri arasında farkların bulunduğuna dikkati çeken Tosun, şöyle devam etti:

"Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle fay hatları ve yaşanabilecek depremler artık daha net tahmin edilebilir durumda. Geçmiş dönemlerde yapılmış barajlarımız için yeni tanımlanmış veriler kullanmak suretiyle deprem risk veya tehlike analizlerinin (sismik tehlike) mutlak suretle yenilenmesi lazım. Bunlar önemli parametreler. Burada mevcut yapılarımız sıkıntılıdır anlamı çıkmasın. Türkiye'de irili ufaklı bine yakın barajımız var. Bu barajlarımızın güvenliği noktasında çok büyük problemimiz yok ama bir barajın göçmesi bile önemli risk yaratır. Bizim ulusal bir program çerçevesinde barajlarımızı bölgesel olarak incelememiz lazım."

- "Yeni risk analizlerini yapmamız gerekiyor"

Marmara Bölgesi'nin, depremsellik açısından aktif bölgelerden biri olduğunu hatırlatan Tosun, 1999'daki Gölcük depreminde yaşam alanlarında önemli ölçüde kayıplar yaşandığını aktardı.

Tosun, yaşanan depremlerde su toplanan alanlarda çok önemli hasarlar görmediklerini ancak Marmara Bölgesi'nde büyük bir deprem beklendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Güncellenmiş veriler kullanmak suretiyle Marmara Bölgesi'ndeki özellikle Bursa-Balıkesir arasındaki barajlarda yeni risk analizlerini bir şekilde yapmamız gerekiyor. Bu barajlar güvensizdir anlamına gelmiyor. Bu bir teknik yaklaşım. Teknik yaklaşım çerçevesinde yeni verileri kullanmak suretiyle sismik risk analizlerini yapmamız lazım. Arkasından toplam risk analizlerine bakmamız lazım. Bunlara bağlı olarak dinamik analizlerini gerçekleştirmemiz lazım. En eski barajlarımızdan bir tanesi Bursa'da. Demirtaş Barajı'nı halen içme suyu için kullanıyoruz. Barajların yeni baştan bir program çerçevesinde risklerinin ortaya konulması lazım."

İstanbul'da ekim ayında Uluslararası Baraj Güvenliği Sempozyumu düzenleyeceklerine değinen Tosun, yurt dışından 300 kişinin gelmesi beklenen organizasyona yaklaşık bin kişinin katılacağını ve sempozyumda bu konuların ele alınacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA