Selçuk'ta 'İnsan Hakları Ve Ombudsmanlık' Konferansı Yapıldı

Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’ndeki programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kadın, Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kamile Marakoğlu, “İnsan hakları bireyleri koruyan dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez haklardır. İnsan hakları, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesini sağlayan üstün kurallardır. Bu bağlamda Selçuk Üniversitesi Kadın, Aile, Toplum Hizmetleri, Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak üniversitemiz ve ilimizde bulunan paydaş, kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla gerekli durumlarda yurt dışında, yurt dışı destekli kadın ve aile hakları sorunlarıyla ilgili konularda araştırmalar, eğitimler, toplantılar ve projeler yapmayı danışmanlık hizmeti vermeyi amaçladık. 2017-2018 yıllarında da kadına yönelik şiddeti önleme ve çalışma hayatında kadın sorunlarıyla ilgili çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız” diye konuştu.

Prof. Dr. Marakoğlu, kadınların toplumda sosyal, ekonomik ve eğitimiyle ilgili yapılan araştırmalar hakkında da bilgi verdi.

"Konyamız ve üniversitemiz bir güven şehridir"

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Selçuk Üniversitesinde kadın akademisyen sayısı yüzde 37’lerde, öğrenci sayısı olarak da yüzde 49,5’larda bu durumdan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Çünkü Konyamız ve üniversitemiz bir güven şehridir” diye konuştu.

İnsan hakları ve hukukunun önemine vurgu yapan Rektör Şahin, “Hak ve hukukun din ve imanla ilişkisi yok doğuştan verilen bir özelliktir. Bunu korumak insanlığın vazifesidir, boynunun borcudur bu münasebetle ülkemizde Kamu Denetçiliği Kurumu’nun gelişiyor olması ve böyle bir kurumun kuruculuğunun deneyimli hukukçu olan Şeref Malkoç’un yapmış olması ayrı bir şanstır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de kadın haklarıyla ilgili önemli gelişmelerinin yaşandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu, “2010 yılında Anayasamıza kadınlara pozitif ayrımcılıkla ilgili bir madde koyduk. Bu çok önemlidir. Tabii ki bizler cinsiyet üstünlüğü değil, kadınların da insan haklarında istenilen seviyeye getirilmesini istedik. Bütün çalışmalarında bu yönde olması gerekirdi. Özelikle AK Parti hükümetinde döneminde kadınlarımızın çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeler ve desteklemeler yapıldı. En önemlisi de kadının yerel yönetimlerde karar verici mekanizmalarda yer almaları için Sayın Cumhurbaşkanımızın önemli destekleri ve teşviki oldu. Yerel yönetimde çok daha kadın görebileceğimiz günler de gelecektir” ifadelerini kullandı.

“Kurumun amacı vatandaşın hak arama kültürünü yaygınlaştırmak”

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) 2012’de kurulduğunu, 2013’ten itibaren de vatandaşlardan gelen şikayetleri incelemeye başladığını söyledi.

İdarenin eylem ve işlemlerinin, insan haklarına dayalı hakkaniyet anlayışı içerisinde dikkatlice incelendiğini aktaran Malkoç, vatandaş ile idare arasındaki uyuşmazlıkları dostane şekilde ve uzlaşıyla çözüme kavuşturduklarını ifade etti.

Malkoç, kurumun 1 başdenetçi ve 5 denetçi tarafından başvuruları incelediğini belirterek, "Başdenetçinin görevi, kurumu sevk ve idare etmek, gelen şikayetleri karara dönüştürmektir. İdare karşısında kişilerin, vatandaşın hukukunu korumaktır. Bunu koruyacak olan kişilerin de güçlendirilmesi gerekir. Kurumun, anayasal bir kurum olması Kamu Denetleme Kurumu’na önemli güç vermektedir" ifadelerini kullandı.

İdare ile vatandaşın arasında yaşanacak sıkıntıları çözmek için çalıştıklarına dikkati çeken Malkoç, kurumun amacının vatandaşın hak arama kültürünü yaygınlaştırmak, idarenin kaliteli hizmet standardını yükseltmek olduğunu vurguladı. Malkoç, kurumun yüzünün sempatik ve vatandaşa sıcak geldiğine işaret ederek, iyi yönetim ilkelerinin oluşmasında idareye yol göstermede ve kamuda şeffaflığı sağlamada önemli misyon yüklendiklerinin altını çizdi.

“Kamu kurumlarına danışmanlık yapıyoruz”

Malkoç, vatandaşın avukatlığını üstlendiklerini söyleyerek, "Kamu kurumlarına danışmanlık yapıyoruz. Dostane çözüme önem veriyoruz. Türkiye’de önceden insanlar haksızlığa uğradıklarında, ’git ver mahkemeye’ deniliyordu. Mahkemeler de 4-5 yıl sürerdi. Şimdi mahkeme dışı alternatif çözüm yolları üretildi. Ceza davalarıyla ilgili uzlaşma kültürü geliştirildi. Türkiye’de 200 binin üzerinde dava uzlaştırmayla çözüldü. Yeni olduğu için eksikliği var. Anadolu’yu gezdiğimizde, barolardan şikayetler geliyor. Avukat arkadaşlarımız, ’belki savcı dava açacak, vatandaş bize vekalet verecek, bizim ekmeğimize mani oluyorsunuz’ diye esprili şikaetlerde bulunuyorlar. Ben de avukat olduğum için rahatlıkla söylüyorum. Ama güzel bir şey uzlaşmak" dedi.

Konferansa, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ayşe Türkmenoğlu, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, Prof. Dr. Mehmet Okka, Kadın, Aile ve Toplum Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kamile Marakoğlu, sivil toplum kuruluş temsilcileri, dekanlar ve öğrenciler katıldı.