Malatya'daki FETÖ/PDY Ana Davasında Savunmalar Devam Ediyor

Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu eski Komutanı Adem Huduti’nin de yer aldığı sanıkların yargılanmasına devam ediliyor. Bugünkü duruşmada da sanık savunmalarının dinlenmesine devam edildi.

Yakınca Spor Salonu’nda kurulan Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda bugün görülen 10’uncu duruşmanın 5’inci oturumunda sanıkların esas hakkındaki son savunmaları dinleniyor. Dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti’nin de aralarında yer aldığı 24’ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, bugün ilk olarak Malatya Kara Havacılık Alay Komutanlığında darbe girişimi sırasında kara pilot teğmen olarak görev yapan tutuksuz sanık Mustafa Sinan Soybaş savunmasını yaptı. Hakkındaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri süren Soybaş, kendisi için iddianamede belirtilen ’intihar fedaisi’ iddiasının asılsız çıktığını savunarak beraatini talep etti.

Daha sonra söz alan dönemin 2. Ordu Komutanı Huduti’nin koruma astsubayı tutuksuz yargılanan sanık Hacı Eyyip Özcan ise hayatı boyunca terör örgütleriyle mücadele ettiğini ve tek bir soruşturma bile geçirmediğini ileri sürdü. 15 Temmuz günü emirleri, sorumlu amirleri olan Emir Subayı Sedat Kaya’dan aldıklarını ifade eden Özcan, "Şüpheli personeli ordu komutanı makamına karşı herhangi bir olumsuz davranışa müsaade etmeyerek polise teslim ettik. Ben silahların karşısında yapılması gerekeni yaptım, ordu komutanını canımın pahasına karşı korudum" iddiasında bulundu.

İddianamede yer alan suçlamalara tek tek cevap veren Özcan, "Kışlada darbecilere müdahale edecek 3 kişi var. Olayın ilk anlarından itibaren biz şüpheli darbecilere müdahale ettik” şeklinde konuştu.



"Dosyaya FETÖ’ye üye olduğuma dair bilgi, belge girmemiştir"

Duruşmada daha sonra söz verilen eski Ordu Komutanı Adem Hututi’nin emir subayı olan eski Binbaşı Sedat Kaya savunma yaptı. 2014-2016 yılları arasında Adem Huduti’nin emir subayı olarak görev yaptığını ifade eden Kaya, "Emir subayı inisiyatif kullanamaz, komutanın gölgesidir. Komutanlar, emir subaylarına zimmetlidir. FETÖ’cülerin emir subayı gibi kritik bir göreve gelmeleri için neler yaptığını görüyoruz. Ben ise kendi isteğimle aileme daha fazla zaman ayırmak için bu görevi bırakmak istediğime dair dilekçe yazdım. Kimseye himmet adı altında para vermedim. FETÖ çamuru bana bulaşamaz. Dosyaya FETÖ’ye üye olduğuma dair bilgi, belge girmemiştir. İddia makamı mütalaada FETÖ’cü olmadığımı teyit etmiştir" dedi.

15 Temmuz gecesi görev gereği ordu komutanını korumak amacıyla darbe karşıtı olan emirler doğrultusunda hareket ettiğini ileri süren Kaya, "Birinci sicil amirim Mustafa Serdar Sevgili’dir. Tavrı belli olduğundan ordu komutanı ve kurmay başkanımızın emirler doğrultusunda hareket ettim” şeklinde konuştu.

Darbeyi önceden bildiği iddiaları karşısında “Darbe girişimini televizyon tamircisi olan ağabeyimden öğrendim” diyerek kendisini savunan Kaya, "23.28’de karargaha geldik. Ben hiçbir tuhaflık ya da kalabalık görmedim. Karargaha kendi çabalarım oldu. Karargaha gelmek istenmediğim ve darbecilerin planlarını bozduğumda ortadadır. Benim karargaha gelmem planlarını bozmuştur” iddiasında bulundu.

Ordu komutanının bu işin içerisinde olmadığını ve gecenin en başından itibaren darbe karşıtı emirlerini tüm ast birliklerine ilettiğini ileri süren Kaya, savunmasına şöyle devam etti:

“Gece 00.00’da Bahadır Erdemli ordu komutanının odasına geldi. ’Başımıza geçerseniz mutlu oluruz’ dedi.

Komutan ise ‘oğlum ben ordu komutanıyım, sizin başınızdayım, siz kimden emir alıyorsunuz?’ dedi.

Bahadır Erdemli ise kararlı olduklarını söyledi.

Ordu komutanı işin başında kim varsa ikna etmelerini ve vazgeçmelerini kendisine söyledi.

Sayın ordu komutanına darbeci unsurları etkisiz hale getirebileceğimi söyledim. Bana ‘ilk mermiyi biz atmayacağız, ateş edilirse hedef gözetmeden ateş edin, darbeci unsurları ben ikna ederim yoksa çok kan dökülür’ dedi.

Ordu komutanı ’bu iş kan dökülmeden çözülecek’ dedi.

Zekai Aksakallı, Ömer Halisdemir’e öldür dedi, şehidimiz gereğini yaptı. O gece karargahta kimin ne tarafta olduğunu kamera görüntüleriyle anladık. O gece biz çok yalnızmışız. Ordu komutanı ana as birlikleriyle görüşüp darbe karşıtı emirlerini verdi. Gelen yazının uygulanamayacağına dair şerh düştü. 2. Ordu’ya bağlı birlikleri aradı. Vali beyi aradım ordu komutanıyla görüştürdüm. Benim odam ordu komutanının odasından ayrıdır arada koridor vardır. Ordu komutanının odasına girenlerin ne yapacağını bilmediğim için gecenin büyük bölümünü ordu komutanının odasında geçirdim. Ordu komutanımız odasında telefonla konuştuğu için telefonu ben açtım, ordu komutanımız telefonu hemen kapatıp vali beyle görüştü. Bu kadar kaos ve yoğunluğun olduğu yerde ordu komutanı vali beyle benim telefonum üzerinden 00.25’ten başlayarak 45 dakika görüşmüştür. O gece benim cep telefonumdan 270 adet görüşme oldu."

Darbe gecesi ordu komutanının insanlı keşif uçağıyla Ankara’ya götürülmesi sözlerini duyduğunu ve bu nedenle de komutana "Sizi Ankara’ya kaçıracaklar, sizi daha emniyetli bir yere valiliğe, konuta götüreyim" dediğini iddia eden Kaya, Huduti’nin ise kendisine "Hiçbir yere gitmiyorum. Öleceksem de burada ölürüm" dediğini ileri sürdü.

Albay Bahadır Erdemli’nin Kurmay Başkanı Avni Angun’a silah çekmesi olayına da değinen Kaya, "Kurmay başkanı, Bahadır Erdemli’ye adamlarını nizamiyeden çekmesini söyledi.

Bahadır Erdemli’de kurmay başkanına ’özel görüşebilir miyiz?’ dedi.

Kurmay başkanı da Erdemli’ye ’adamlarını çek’ dedi.

Sonrasında Bahadır Albay tabancasını çıkararak kurmay başkanına doğrulttu. Bahadır Erdemli’nin üzerine hamle yaptım ancak kurmay başkanı ’tamam sakin olun’ deyince müdahale edemedim" diye konuştu.

Sanıkların savunmalarının ardından Mahkeme Başkanı İzzettin Duman, duruşmayı 16 Nisan Pazartesi gününe erteledi. Pazartesi günü davanın bir numaralı sanığı olan eski Ordu Komutanı Adem Huduti’nin esas hakkındaki savunmasının alınacağı öğrenildi.
Kaynak: İHA