Kılıçdaroğlu: Gelmeyen şerefsizdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sen er meydanına gelemezsin" sözlerine cevap veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir" dedi.

Kılıçdaroğlu: Gelmeyen şerefsizdir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Sen er meydanına gelemezsin' sözlerine cevap veren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Er meydanını tespit et, gelmeyen şerefsizdir' dedi.
 
Aydın'da İl kongresi öncesi halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınıra giden sanatçıları eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na seslenerek 'Orası bir er meydanıdır. Bay Kemal sen er meydanına gelemezsin. Er meydanına er olanlar gelir.' demişti.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

''Bir milletvekilimiz her seferinde aramızda yok tam 301 gündür; Enis Berberoğlu. 301 gündür içeride esir. Hiçbir suçu yok konu bir gazete haberi. Hakim arkadaşlara soruyorum ne yapıyorsunuz siz? CHP Grubu'ndan Anayasa Mahkemesi üyelerine açık çağrı yapıyorum; sizden bir an önce nasıl olursa olsun bir karar bekliyoruz. Adaletsizliği yaratıyorsunuz, adaletsizliği büyütüyorsunuz. Adalet aramamıza engel oluyorsunuz. Suçludur deyin ben de adaleti başka bir yerde arayayım. AYM'nin başkan ve üyelerine istirham ediyorum 301 gündür bekliyoruz. Niye içeride? Hangi gerekçe ile içeride? Milletvekilleri hapse atılmaz.

Polis teşkilatını A'dan Z'ye FETÖ'ye teslim eden kim? Bir numaralı sarayda oturan zat, siyasi ayağı odur. 200 yıllık bir kurum bir terör örgütü tarafından teslim alınabiliyor. Polis hükümetin mi devletin mi polisi? Polis hükümetin değil devletin polisidir. Devletin polisi olduğu için hükümetten aldığı suç konulu emirleri yerine getirmez. Polise sıkılan her kurşun millete sıkılan kurşundur. Polis devletin değil de hükümetin olursa ne olur? Halkı baskılamak için bir araç olur. Polis hükümetin değil halkın polisidir. Hükümetin polisi olmayı tercih edersiniz siz halktan koparsınız.'

'EN ÇOK BENDEN KORKUYOR'

Polis teşkilatı üzerinde son zamanlarda ciddi oyunlar oynanıyor. Bir zat geliyor, AK Parti Genel Başkanı olarak konuşuyor. Meclis eli uzun namlulu silahlarla polis dolu. Bu polise duyulan güvensizliği gösterir. Bizden biri kimsenin can ve mal güvenliği yok diyince kıyameti koparıyorsun. Demek ki sen korkuyorsun. Laf aramızda en çok da benden korkuyor. Bu zayıflık göstergesidir.

8 Nisan romanlar günü. Roman vatandaşlarımızla 8 Nisan'da buluştuk. Bütün roman kardeşlerimin romanlar gününü kutluyorum. Herkesi birinci sınıf vatandaş olarak kabul ettik. Romanların 5 temel sorunu olduğunu tespit ettik; eğitim, sağlık, istihdam, barınma, sosyal yardımlara ulaşma. İlk öğretime başlatıyorsunuz, bir süre sonra okulu terk ediyor. Sadece romanlar değil Türkiye'deki bütün fakir aileler karşı karşıya bu sorunla. Bedava kitap veriyorsun, defter, kalem, öğle yemeği neden vermiyorsun. Biz vereceğiz.

ESKİŞEHİR'DEKİ ÜNİVERSİTE KATLİAMI

Eskişehir'de yaşanan bir olay hepimizi üzdü. Bir araştırma görevlisi hayatını öğrencilere vermiş bir kişi kalktı 4 kişiyi katletti. Bu noktaya nereden geldik? AK Parti'nin genel başkanı olan zat, 'Tanıdığınız FETÖ'cüleri ihabar edin' dedi. Bir baktık ortalık ihbardan geçilmişyor. Bu katliamı yapan kişi, herkesi FETÖ'cü diye damgalamış. Bir cadı avı başlatıldı. Hakimler FETÖ'cü denilenleri araştırmadan hapse attı. Ölen kişilerin kanları vatandaşı muhbirliğe çağıranın yakasındadır.

ŞEKER FABRİKALARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ

Bir yıl petrol kullanmazsanız ölmezsiniz ama bir yıl şeker kullanmazsanız hayatını kaybedersiniz. Şeker üret Ortadoğu'ya sat. İlla kapatacağım. 15 yılda bir tane şeker fabrikası açmamış. Şekere ihanet etmek onun için bir görev. Sana hiçbir şeker fabrikasını sattırmayacağız diyoruz. Vasıfsız işgünü için istihdam sağlıyor. Posası hayvan yemi olarak kullanılıyor. Yemin yüzde 50'si ithalat. 10 milyona yakın insanımız şeker pancarından geçiniyor. Şeker pancarı ormandan 3 kat daha fazla oksijen üretiyor.0 milyonu Türkiye beslemesin diyorlar, kendi kendine yeten 7 ükeden biri olan Türkiye kendi kendine yeter olmaktan çıktı.'