Akıncı Üssü Davası

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davanın duruşmasında sanık savunmaları alındı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya şehit yakınları ve gaziler ile taraf avukatları katıldı.

Duruşmada, 15 Temmuz'da Eskişehir'deki Muharip Hava Kuvveti Komutanlığı Harekat Başkanı olan sanık eski albay Abdurrahman Arslan savunma yaptı.

Arslan, 12-26 Temmuz arasında izinli olduğunu ve ailesiyle bir gezi güzergahı belirlediklerini ifade ederek, önce Denizli, ardından da 14 Temmuz'da Fethiye ve Göcek gezisi için Dalaman'a gittiklerini bildirdi.

Dalaman'da askeri misafirhanedeki hareketlilikten, Korgeneral Yılmaz Özkaya'nın da buraya tatil için geldiğini öğrendiğini ama ona rastlamadığını belirten Arslan, 15 Temmuz sabahı Göcek'te mavi tura katıldıklarını anlattı.

Arslan, turun akşam saatlerinde bittiğini, yemek yedikten sonra Dalaman'daki askeri misafirhaneye dönerken 22.11'de Ankara'da oturan kardeşinin arayıp, alçak uçuş yapan jetlerden bahsettiğini dile getirdi. "Böyle bir haber karşısında ilk aklıma gelen 'Herhalde birisi uçuş disiplinsizliği yapıyor.' idi. Ankara'nın üzerinde alçak uçmak, hem de gecenin bir vakti olur şey değil. Sonra telefon trafiğim başladı." diyen Arslan, Ankara olmasından dolayı aklına ilk gelen yerin Akıncı Üssü olduğunu kaydetti.

Görevi icabı harekat komutanlarıyla sürekli irtibat halinde bulunduğunu, harekat komutanını bulamadığında filo komutanlarını da çok kez aradığını dile getiren Arslan, bunun üzerine ilk olarak Akıncı'nın harekat komutanı Ahmet Özçetin'i aradığını ancak onun telefona cevap vermediğini söyledi.

Sonrasında kendi birliğinden Albay Ali İhsan İkiz, peşinden tümgeneral Suat Murat Semiz'i aradığını ancak onların da açmadığını iddia eden Arslan, bunun üzerine Akıncı 141. Filo Komutanı yarbay Hakan Karakuş'a ulaştığını belirtti. Arslan, "Karakuş'a havada uçağı olup olmadığını sordum, 'Havada uçağım yok.' dedi. Tatmin olmadım. Harekat Komutanı Ahmet Özçetin'i tekrar aradım. Bu kez telefonu açtı. Ona da sordum, 'Bilgi veremem.' dedi." diye konuştu.

Sonrasında tümgeneral Semiz ile görüştüğünü, onların da ne olduğunu anlamaya çalıştıklarını öğrendiğini savunan Arslan, gece yarısına doğru Dalaman'daki askeri misafirhaneye giriş yaptıklarını kaydetti.

Arslan, nizamiyeden giriş yaparken her şeyin normal göründüğünü, nöbetçilerin de durumun normal olduğunu söylediğini ifade ederek, televizyonu açtığında yaşananlardan haberdar olduğunu öne sürdü.

Akıncı'yı sabit hattan tekrar aradığını ancak yine telefona cevap verilmediğini iddia eden Arslan, BHHM'de de Albay İsmail Üner ile görüşmek istediğini ancak çok yoğun olduğu için görüşemediğini savundu.

- Suikast timinin helikopterleri Dalaman Meydanı'na inmiş

Arslan, yarı uykulu vaziyette televizyondan gelişmeleri takip ederken saatini iddianamedeki bilgilere göre değerlendirdiği kadarıyla 03.30 gibi Dalaman Meydanı'na 2 helikopterin indiğini duyduğunu, helikopterlerin motoru uzun süre çalışmaya devam edince kuleyi aradığını ve yakıt ikmali için indiklerini öğrendiklerini dile getirdi.

Kısa süre sonra da Dalaman Meydan Komutanlığının Savaş Harekat Merkezi'den (SHM) anons yapıldığını ve karartma tedbirlerinin uygulanacağını duyduğuna dikkati çeken Arslan, SHM'yi aradığını ve buraya davet edildiğini bildirdi.

"Helikopterlerin yakıt isteği reddedildi." diyen Arslan, ancak meydanda denizcilerin helikopterlerinin olduğu bir bölümden yakıt ikmali yapıp ayrıldıklarını öğrendiğini söyledi.

Arslan, "Helikopterlerin ne maksatlı olduğunu öğrenemedik. SHM'de olanlar biliyorlar. Meğer 2 helikopter yakıt almadan kalkmış, üçüncü helikoptere yakıt verilmiş." dedi.

Sonrasında SHM'de olan Korgeneral Yılmaz Özkaya ile darbe girişiminde bulunan kontrolsüz uçaklara karşı Dalaman Meydanı'ndan önleyici uçak kaldırılmasına nezaret ettiğini belirten Arslan, 16 Temmuz'da Eskişehir'de bulunan Korgeneral Nihat Kökmen'i arayıp dönüş için izin aldığını söyledi.

Arslan, önce İzmir'e geçip çocuklarını bıraktığını, ardında da eşiyle otobüsle Eskişehir'e geldiğini dile getirerek, darbe girişiminin yaşandığı gece yanlış bir şey yapmadığını savundu.

Eskişehir'de, askeri savcı ile görüştükten sonra 22 Temmuz'da cumhuriyet savcısının talimatıyla gözaltına alındığını, 23 Temmuz'da mahkemece serbest bırakıldığını ve 25 Temmuz akşamına kadar mesaisini sürdürdüğünü belirten Arslan, 26 Temmuz'da savcının itirazı sonrası tutuklandığını anlattı.

Arslan, darbe girişimine iştirak etmediğini, o gece yetkisinden dolayı SHM'de bulunmasının ise normal olduğunu ileri sürerek, 03.45'te SHM'ye girdikten sonra Korgeneral Yılmaz Özkaya'nın emirlerine tabi olduğunu belirtti.

Akıncıda Özçetin ve Karakuş'u aramasının da normal olduğunu savunan Arslan, "Gecenin bir yarısı Ankara'nın üzerinde uçan uçaklardan haberim olduğunda ne yapsaydım. Duymamazlıktan mı gelseydim. Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı. Ben de Akıncı’yı aradım." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikaste gidecek helikopterlere yakıt ikmali yapılmasını sağladığı iddiasının da doğru olmadığını öne süren Arslan, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davada, yakıt ikmali yapılmasını sağlamakla Deniz Hava Komutanı eski tuğamiral Tezcan Kızılelma ve Dalaman Deniz Hava Üs Komutanı eski albay Cenk Bahadır Avcı'nın suçlandığını, kendisinin ise yakıt verilmesinde herhangi bir dahli bulunmadığını savundu.

Arslan, o gece kendisini arayan, aynı birlikte görevli sanık eski yüzbaşı Volkan Boy'u darbe girişimine katılmak üzere yönlendirdiği iddiasıyla ilgili, gece yarısından önce görüştüğü ve Balıkesir'in bir köyünden Eskişehir'e gitmek üzere yola çıktığını bildiren Boy'a, gece yolculuğunun emniyetsiz olacağı gerekçesiyle en yakın askeri birliğe gidip dinlenmesi tavsiyesinde bulunduğunu iddia etti.

FETÖ ile bir bağı bulunmadığını da savunan Arslan, tahliye talebinde bulundu.

- Eski yüzbaşı Boy'un savunması

Darbe girişiminin yaşandığı tarihte Muharip Hava Kuvveti Harekat Başkanlığında görev yapan sanık eski kurmay yüzbaşı Volkan Boy da 11 Temmuz'da yıllık izne ayrıldığını, ardından da ailesi ve bazı akrabalarıyla Balıkesir'deki yazlığına gittiğini belirtti.

Savcılıktaki beyanlarını kabul eden Boy, 15 Temmuz'da televizyondan Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını, başka kanalları izlediğinde Başbakan Binali Yıldırım'ın kalkışmaya yönelik açıklamalarını da gördüğünü söyledi.

Boy, saat 23.00 sıralarında birinci amiri albay Ali İhsan İkiz'i aradığını ve ne olduğunu sorduğunu, "Araştırıyoruz." yanıtını aldıktan sonra herhangi bir emri olmadığını, beklemede kalmasını söylediğini kaydetti.

Gece yarısı İkiz'i tekrar arayıp ulaşamadığını, aradığı arkadaşlarının da neler olduğunu bilmediğini iddia eden Boy, bunun üzerine ikinci sicil amiri Abdurrahman Arslan ile konuştuğunu söyledi. Arslan'ın da durumu anlamaya çalıştığını bildirdiğini dile getiren Boy, Eskişehir'e gitmek istediğini belirtmesi üzerine, Arslan'ın yol emniyetsizliği nedeniyle en yakın birliğe gidip dinlenmesini söylediğini aktardı.

Boy, özel aracıyla hareket edip Balıkesir merkeze 01.30 civarında ulaştığını, orduevi yakınlarındaki insan kalabalığından dolayı 6 yıl görev yaptığı 9. Ana Jet Üssü misafirhanesinde kalmaya karar verdiğini belirtti.

Misafirhaneye gitmeye çalışmasına rağmen nizamiyeden silahlı refakatçiler nezaretinde üs komutan vekili albay Ahmet Kunduracıoğlu'nun yanına götürüldüğünü, kendi birliğine askeri hattan telefon etmek için girdiği filoda gördüğü yeni inmiş uçağın pilotu Oğuz Bilgin'e "Niye uçtunuz? Neden uçtunuz?" dediğini anlatan Boy, pilotun alarm reaksiyon kalkışı gerçekleştirdiklerini ve İstanbul üzerinde devriye uçuşu yaptıklarını söylediğini ifade etti.

Boy, bu arada Kunduracıoğlu'na, yanındayken ne olduğunu sorduğunda bilmediğine yönelik bir yanıt aldığını, bunun üzerine, "Komutanım dikkat edin, yanlış bir iş yapmayın." diyerek uyardığını iddia etti.

Pilotların nöbet binasında darbe girişimini ve kimin yaptığını televizyondan öğrendiğini savunan Boy, Balıkesir Meydanı'ndan o saate kadar 2 uçak kalktığını bilmesi nedeniyle üssün darbeye hizmet ettiğini düşündüğünü ve kimseye güvenemediği için üsten ayrılıp 04.47'de yazlığına döndüğünü ileri sürdü.

Boy, 19 Temmuz'da otobüsle Eskişehir'e gittiğini, Abdurrahman Arslan ile Korgeneral Mehmet Şanver'e yaşadıklarını anlattıklarını, daha sonra 22 Temmuz'da gözaltına alındığını söyledi. Mahkemeye ilk çıkarıldığında serbest bırakıldığını belirten Boy, 2 gün sonra emniyete gidip hakkında tutuklamaya yönelik bir karar olup olmadığını sorduğunu ve ardından tutuklandığını kaydetti.

Darbe girişimine katılması için kimsenin yönlendirmediğini, böyle bir emir de verilmediğini savunan Boy, FETÖ ile bir bağı olmadığını iddia etti.

Boy, tahliye talebinde bulundu.
Kaynak: AA