Erbaş, 'Uluslararası İyilik Ödülleri'nin Sahiplerini Açıkladı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Uluslararası İyilik Ödülleri"nin bu yılki sahiplerini açıkladı.

Erbaş, 'Uluslararası İyilik Ödülleri'nin Sahiplerini Açıkladı
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Uluslararası İyilik Ödülleri"nin bu yılki sahiplerini Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.

Erbaş, insana dünya ve ahiret huzuru vaad eden İslam dininin iyilik, ihsan, yardımlaşma, paylaşma, sosyal adalet, barış gibi değerleri yaşamayı ve yaşatmayı hedeflediğini anlatarak, “İslam toplumlarında birçok konuda ihtiyaç duyulan hizmetler vakıflar eliyle gerçekleştirilmiştir. Eğitim, sağlık, şehirleşme, hayır hizmetleri, dini ve kültürel hizmetler başta olmak üzere birçok sosyal çalışmalar vakıf çatısı altında hayat bulmuştur. İslam tarihinde binlerce vakıf kurulmuştur. Sadece Anadolu’da kurulan vakıfların sayısı 7 bini aşmıştır. İyiliği aleme hakim kılma idealiyle inşa edilen İslam medeniyeti esasında bir vakıf medeniyetidir” diye konuştu.

İyiliği yaymak ve farkındalığı arttırmak için yaşanmış iyilik hikayelerini ve iyilik ödüllerini TDV Uluslararası İyilik Ödülleri programıyla bir kez daha ödüllendireceklerini kaydeden Erbaş, TDV’nin bin şube ve hizmet götürdüğü 140 ülkedeki iyilik paydaşlarıyla birlikte bu sene 4’üncüsünü yaptıkları ortak çalışmayla dünyada her biri birer destan olan iyilik faaliyetlerinden bin 500’e yakın iyilik hikayesinin TDV Genel Merkezine ulaştırıldığını ifade etti.

Erbaş, komisyonlar tarafından bu iyilik hikayelerinin etraflıca incelendiğini ve bunların içerisinden 7’sinin hem millete hem tüm insanlığa duyurulmasının kararlaştırıldığını bildirdi.

"TDV ULUSLARARASI İYİLİK ÖDÜLLERİ ASLINDA SADECE BİR ÖDÜL TÖRENİ YA DA İYİLİĞİ ÖDÜLLENDİRME ÇALIŞMASI DEĞİLDİR"

Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“TDV Uluslararası İyilik Ödülleri aslında sadece bir ödül töreni ya da iyiliği ödüllendirme çalışması değildir. Kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hakim kılmak, gündem yapmak adına zihinlerde ve gönüllerde farkındalıklar oluşturmaktır. Esas amacımız budur. İyilik seferberliği başlamaktır. Hayatta ve insanın fıtratında aslolan iyiliktir. Eğer iyilik ötelenir ve ihmal edilirse kötülük kendine her yerde zemin bulur. Kötülüklerle en iyi ve doğru mücadele iyiliğin yaygınlaşması için yapılan etkinliklerdir. İyilik emek ister, gayret ister. İyiliğin ölçüsü dinin ve aklın iyi olduğuna hükmettiği başkalarının hayatına umut olan ve güzellik katan değerler olmasıdır. Zaten mümin başkasının kalbine ve hayatına huzur ve neşe kattığında sevinebilen kimsedir.”

İki hususa daha değinmek istediğini söyleyen Erbaş, “Bölgemizin güvenliği ve milletimizin huzuru için güvenlik güçlerimiz Afrin’de destansı bir mücadele içerisindedir. Kahraman askerlerimize Rabbimizden nusret niyaz ediyorum. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı ömürler diliyorum” dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’yle ilgili ise Erbaş, “Kadının değeri, annelerin kıymeti yılda bir gün tahsis edilerek takdir edilemez. En büyük iyiliği kadınlar, anneler hak etmektedir. Kadına karşı tutum iyiliğin, vicdanın, merhametin, insanlığın ölçüsüdür. Maalesef çağın sorunları ve hayatı kuşatan kötülükler en fazla kadınları etkilemektedir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün bu sorunların çözümüne dair katkıya ve farkındalığa vesile olmasını, savaşın, şiddetin, yoksulluk ve yoksunluğun mağdur ettiği nice kadına umut olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. İyilik ödüllerini konuşurken şunu da ifade edelim. Kadının kalbi, merhameti, şefkati, zarafeti yeryüzünü güzelleştirecek en büyük imkandır. Kadının eli dünyada iyiliği egemen kılmaya muktedir bir eldir. Çünkü bu el bütün insanları büyüten, eğiten, yetiştiren anne elidir, şefkat elidir. Kadının eli, anne eli bize her zaman iyiliği hatırlatmaktadır” açıklamasında bulundu.

TDV’nin evrensel bir hayır kuruluşu haline geldiğini anlatan Erbaş, şunları kaydetti:

“Kuruluşundan bu yana TDV iki büyük hedefi daima göz önünde bulundurmuştur. Birincisi ülkemizde ve 7 kıtada insanlığın hizmetinde olmak, ikincisi ise yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak. 4. Uluslararası İyilik Ödülleri TDV’nin kuruluş yıl dönümü olan 13 Mart 2018 tarihinde Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle onun himayesinde Cumhurbaşkanılığı Külliyesi’nde yapılacaktır. Programda ülkemizde ve dünyanın farklı noktalarında topluma örnek teşkil eden, çevresine ve dünyaya umut olan 7 iyilik öncüsüne ödül takdim edilecektir.”

İyilik ödüllerinin verileceği iyilik sahiplerinin belirlenmesinde gözetilen temel kriterlerle ilgili bilgi veren Erbaş, “Yaşadığı toplumda ve dünyada çığır açan iyilikler, bireyleri harekete geçiren, çevresine ilham veren iyilikler, farklı dil ve kültürde yaşayan insanları güzellikte bir araya getirmeye çalışanlar, Yaradan’ın hatırına tüm yaratılmışları koruyan ve kuşatan iyilikler. Bin 500’e yakın hikaye arasından bu şartları en fazla taşıyanları seçme gayretinde olduk” dedi.



ULUSLARARASI İYİLİK ÖDÜLÜ VERİLMESİ KARARLAŞTIRILAN İSİMLER

Erbaş, Uluslararası İyilik Ödülü verilmesi kararlaştırılan isimleri şöyle sıraladı:

“Hasan Kızıl Mardin’den bir kardeşimiz. İyilik kahramanlarından biri Hasan Kızıl. 22 yaşında, Mardin Derik’te yaşayan genç bir iyiliksever. Ona hayat tamircisi diyorlar. Hasan Kızıl, engelli hayvanlara kendi imkanlarıyla yürüteç ve protez yapıyor. İlk zamanlar oyuncaklardan, hurdacılardan bulduğu malzemelerden yürüteçler yapmaya çalışan Hasan, kendini hayvanlara adıyor ve onlara gönüllü olarak hizmet veriyor. Bugüne kadar Türkiye’nin her yerinden 200 hayvana protez yapmış, ikisini ise yurt dışına göndermiş. En büyük hedefi dört ayağını kullanamayan hayvanlar için biyosensör teknolojisini kullanarak biyonik ayaklar geliştirmek. Üniversite sınavına hazırlanan Hasan Kızıl, hayvanlarla daha yakından ilgilenebilmek için veteriner olmak istiyor.

Diğer bir iyilik ödülü sahibi kardeşimiz Sevde Sevan Usak, İstanbul. Tanzanya’da Masaili bir çiftçi ile evli olan Usak, bölgedeki çocukların ve kadınların eğitimine destek oluyor. Sadece bunlarla yetinmiyor. Okul bahçelerine ağaçlar dikiyor, komşular için meyve bahçeleri yapıyor. Yaşadığı Masaili bölgesinde elektrik ve su bulunmadığı için Türkiye’deki STK’larla görüşerek bölgeye su kuyuları yapılabilmesi için STK’ları harekete geçiriyor ve bölgede 4 su kuyusu açılmasına yardımcı oluyor. Sevde, bir süre sonra Türkiye’den denemek üzere sorgum, fiğ ve arpa tohumları götürerek bölgeye ekiyor. Bunlarla birlikte bölgedeki açlığa bir çözüm olması açısından yine Türkiye’den sebze tohumları getiriyor ve bunları eşiyle birlikte kuyulardan birinin yakın olduğu araziye ekiyorlar ve burada da çok verimli sonuçlar alıyorlar. Bu araziye ektikleri sebzelerin yetişmesi sonucu sebzeleri Ramazan ayı boyunca tüm bölge halkına iftarlık olarak dağıtıyorlar. Yakın bir zamanda Afrika’da bir okulun bahçesine 160 tane meyve ekiyorlar ve bu süreçte bölgedeki tüm okulları ağaçlandırmayı planlıyorlar. İyilik gönüllümüzün hedefi ise Afrika’yı 1 milyon ağaçla donatarak, Afrika’nın çehresini değiştirmek.

Kanber Bozan, İstanbul. 49 yaşında Üsküdar’da bir bakkal. Bakkalın bir kısmını kütüphaneye çevirmiş, mahallenin çocuklarına kitap dağıtıyor ve okudukları kitap karşılığında onlara istedikleri şeyi bedava veriyor. Çocukların sevgili Kanber amcası, onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak ve durumu olmayanların istediklerini alabilmelerini kolaylaştırmak için kitap karşılığında alışveriş imkanı sağlıyor. Sosyal medyada da oldukça fazla ilgi gören projeye birçok ilden kitap gönderilmiş. Hatta Kamber Bozan’a 5-6 ay içinde 2 bine yakın kitap gelmiş.

Yahya Hashemi, Ala Abdelrazaq Jabur, Kanada’nın Montreal kentinde Müslüman lokantasında parası olmadığını söyleyen herkese ücretsiz yemek verilmekte. Bu küçük lokantanın sahibi Yahya Hashemi ve ortağı Ala Abdelrazaq, işletmelerinin kapısına İngilizce ve Fransızca astıkları notla parası olmayanlara ücretsiz yemek vereceklerini duyurmuş. Bu lokanta sahipleri ’Aç olanı doyurmak inancımızın gereği. Ayrıca bu ülke bize çok şey verdi, biz de Kanada’ya bir şeyler vermek istedik. Bir insan parası olmadığını ve yemek istediğini söylerse neden ve sebep sorulmadan güler yüzle ona yemek verilir’ diyor. Bu yardım halkasına müşteriler bile katkıda bulunuyor ve bir sonraki parasız müşterinin hesabını ödüyorlar.

Mahmut Karaman, Sakarya. Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman gündüzleri üniversitede hoca. Geceleri ise evsizlere, kimsesizlere el uzatan bir yardımsever. Aracının üzerinde herkesi düşündürecek şu cümle yer alıyor: ’Komşum aç yatmayacak.’ Mahmut Karaman, geceleri İstanbul’u sokak sokak gezip evsizlere, özellikle Suriyeli mültecilere çorba dağıtıyor. Günde yaklaşık 500 kişiye çorba ve ekmek dağıtan Mahmut Karaman, ’Bireysel olarak da yardım etmeyi öğrenmeliyiz’ diyerek Aşhane projesini örnek gösteriyor. Mahmut hocanın eşi de bir iyilik gönüllüsü. İkisi beraber ilk başlarda yoksul ailelere, yeni evlilere ev eşyası alıyorlar fakat son yıllarda Suriyeli ailelere ev tutup ikinci el eşyalarla evleri döşüyorlar. Eski eşyalarını atacak olan evlerden bu eşyaları toplayıp, Suriyeli ailelerin evlerine götürüyorlar. Mahmut hoca onların betonda yattıklarını, bu sebeple bir hurda çekyata bile muhtaç olduklarını söylüyor.

Muhammed Bzeek, aslen Libyalı olan Muhammed Bzeek 62 yaşında. 1978 yılında ABD’ye göç etmiş ve o zamandan beri kimsesiz çocukları evlat ediniyor. Evlatlık aldığı 80 çocuğun 10’unu kaybetmiş. Muhammed Bzeek, Şikago’da elektronik mühendisliği üzerine eğitim almış, Los Angeles’ta çalışmaya başlamış. Muhammed ve eşi 1995’te artık sadece ölüm döşeğindeki çocukları evlat edinmeye karar vermişler. O tarihten itibaren evlerinin kapılarını hastanelerde, soğuk odalarda ölümü bekleyen onlarca çocuğa açmışlar. Muhammed Bzeek’in eşi 2015 yılında hayatını kaybetmiş. Fakat o, eşi öldükten sonra da kimsesiz çocuklara bakmaya devam etmiş. O ölümcül hastalığa yakalanmış kimsesiz çocuklara ışık olmak istiyor.

Levent Uçkan, Kadıköy Tarihi Hasanpaşa Camii’nin din görevlisi. O, sokak çocuklarına ve sokakta kalanlara rehabilite çalışmalarında bulunmaya çalışıyor. Cami eşrafıyla birlikte önemli günlerde ve belli zamanlarda yöre günleri yapmaya başlamışlar ve bu sayede mahallenin dokusunu korumaya çalışıyorlar. Caminin hizmeti bunlarla bitmiyor. Muhtarlık ve hayırseverler aracılığıyla verilen akşam yemekleri sayesinde çok sayıda öğrenci 4 yıldır kahvaltı ve akşam yemeği için Hasanpaşa Camii’ne gidiyor.”

Erbaş, 7 ödülün dışında verilecek olan Vefa Ödülü’nü ise 13 Mart’ta açıklayacaklarını ifade ederek, basın mensuplarından iyilik haberleri yapmalarını istedi.

(Pelin Üzek Kılıç - Fatih Erdoğan/İHA)
Kaynak: İHA