'Lazer Epilasyon Kısırlık Yapmaz'

Prof. Dr. Köse: 'Lazer, derideki kılları yok etmek amacıyla 0,51 milimetrelik bir derinlikte uygulanan kişiye zararlı olmayan, yalnızca kıl köküne etkili ısı enerjisi veren bir cihazdır. Genital alanlara uygulanan lazer yüzeysel bir etkiyle kılları yok ettiğinden o bölgeye çok uzak olan yumurtalıklara etki etmez ve kısırlığa yol açmaz'

Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Osman Köse, vücuda zarar vermeyen ve mutlaka hekim kontrolünde yapılması gereken lazer epilasyonun kısırlığa yol açmadığını belirtti.

Köse, yaptığı açıklamada, günümüzde çok sık kullanılmaya başlayan lazer epilasyonun kadınlar için artık neredeyse vazgeçilmez bir gereksinim olduğunu ifade ederek, ancak bu konuda sık duyulan, bilimsel temele dayanmayan yanlış bilgiler bulunduğunu kaydetti.

Lazerin x veya ultraviyole ışığı olmadığını, vücuda zarar vermediğini, yalnızca kıllara etki ettiğini, tedavi bitince etkisinin geçtiğini vurgulayan Köse, "Lazer epilasyon kesinlikle kısırlığa yol açmaz. Lazer, derideki kılları yok etmek amacıyla 0,5-1 milimetrelik bir derinlikte uygulanan kişiye zararlı olmayan, yalnızca kıl köküne etkili ısı enerjisi veren bir cihazdır. Genital alanlara uygulanan lazer yüzeysel bir etkiyle kılları yok ettiğinden o bölgeye çok uzak olan yumurtalıklara etki etmez ve kısırlığa yol açmaz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Osman Köse, uygun dozlarda ve sürelerde uygulanan lazer epilasyonun kalıcı sonuç verdiğini ve kılların bir daha çıkmadığını belirterek, lazer uygulamasının genel olarak bir yıllık süre içinde 1-1,5 aylık sıklıklarla 8 seans yapıldığında kılların yüzde 80'inden fazlasının yok olduğunu kaydetti.

Koltuk altındaki lenf bezlerinin ortalama olarak 2-3 santimetre derinlikte yer aldığını dile getiren Köse, şöyle devam etti:

"Buraya lazer ışıklarının ulaşması olanaksızdır. Bu nedenle koltuk altı lazer tedavisinin lenf bezlerine etkisi olmaz. Hiçbir şekilde lenf bezi hastalıklarına neden olmaz.Derideki benler lazer ışıklarından etkilenmez. Lazer ışıkları benlerde kanser oluşturabilen ultraviyole ışınları değildir. Güneşten gelen ultraviyole ışıkları bazı benlerde tehlikeli dönüşümlere yol açabilir. Bu nedenle benlere lazer ışığı gelmiş olsa bile bu kesinlikle benlerin deri kanserine dönüşmesine yol açmaz. Yalnızca renklerinde 10 gün süreyle bir koyuluk olur ve bu renk artışı da kısa sürede geçer.Yüz bölgesi, diğer vücut bölgelerinden farklı olarak hormonların etkisine daha açıktır. Ayrıca yüz bölgesinde çok sayıda kıl (ayva tüyü) biçiminde bulunmaktadır. Bu nedenle koltuk altı, bacak gibi bölgelere göre seans sayısı daha fazla olur. Yüz bölgesine epilasyon uygulamasının hiçbir tehlikesi yoktur. Ancak seçilecek lazer türü ve uygulama sayısı lazer seansı öncesinde belirlenmelidir."

- Lazer süt kanallarını etkilemez

Köse, bacak bölgesine uygulanan lazerin kılcal damarları artırmadığını, bu kılcal damarların daha çok uzun süre ayakta durmakla oluştuğunu belirterek, göğsün uç kısımındaki istenmeyen tüyler için yapılan lazerin iç kısımlardaki süt kanallarına etki etmediğini kaydetti.

Lazer tedavilerinin yalnızca 1-2 milimetre derinlikteki kılların ısı enerjisiyle yok edilmesini sağladığını ifade eden Köse, etkisinin kıllar tedavi edildiği sürede devam ettiğini, vücuda yayılmadığını anlattı. Köse, tedavi bittikten sonra etki devam etmeyeceği için ilerde alınacak kemoterapi tedavilerine lazer uygulamasının engel oluşturmadığını vurguladı.

Prof. Dr. Osman Köse, lazer epilasyonun mutlaka hekim kontrolünde yapılması gereken bir uygulama olduğunu, Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsat alan merkezlerde lazer epilasyon yaptırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA