'Yargıda Birlik Derneği Erzurum Buluşması'

Yargıda Birlik Derneği Başkanı Heybet: '(15 Temmuz darbe teşebbüsü) Bu elim hadisede, adeta mankurtlaşarak terör örgütüne biat eden kimi hakim ve cumhuriyet savcılarının rolünün olması, biz tarafsız ve bağımsız yargı mensuplarını derin bir hayret ve üzüntüye sürüklemiştir' HSK Üyesi Şimşek: 'Bundan 34 yıl önce adliyede sizleri horlayan, küçük gören, taciz eden, kumpas ve pusu kuran o güruh, çok şükür adliyelerden, yargı teşkilatımızdan sökülüp atıldı. Yargımız, asıl sahibi olan milletin temsilcilerine, sizlere teslim edildi'

Yargıda Birlik Derneği Başkanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Musa Heybet, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, "Bu elim hadisede, adeta mankurtlaşarak terör örgütüne biat eden kimi hakim ve cumhuriyet savcılarının rolünün olması, biz tarafsız ve bağımsız yargı mensuplarını derin bir hayret ve üzüntüye sürüklemiştir." dedi.

Dernek üyeleri, nisan ayında yapılacak 2. Olağan Genel Kurul öncesi "Yargıda Birlik Derneği Erzurum Buluşması" kapsamında Erzurum Adalet Sarayı'nda düzenlenen programda bir araya geldi.

Musa Heybet, burada yaptığı konuşmada, bağımsız ve vatanperver hakim ve savcılarla, yargıda hür vicdanların egemen olabilmesi şuuru ve amacıyla oluşturdukları "Yargıda Birlik Platformu" ile başlayan anlamlı birlikteliklerini uzun zamandır sürdürdüklerini belirtti.

Dernek üyeleri arasındaki güçlü gönül bağının başlangıçtan bu yana hiç azalmadığını, gün geçtikçe daha da kuvvetlendiğini aktaran Heybet, "Aslında bu durum, biz yargı mensuplarının birincil ve asli görevi olan, herkesin kendisini hukuki güvenlik içinde hissetmesini sağlayan 'hukuk devleti' ilkesinin korunmasında birlikte çalışmaya ne kadar istekli olduğumuzu da ortaya koyan önemli bir göstergedir." dedi.

Heybet, Yargıda Birlik ailesinin her geçen gün biraz daha büyüyerek güçlendiğini ve devletin temeli olan adaletin gerçekleşmesine katkısını artırdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Hepimizin malumu olan 'Dünyanın imarı ancak adaletle mümkündür.' veciz söylemindeki amacın gerçekleşmesini sağlamak için hukukun korunması ve adaletin tesisi tüm üyelerimizin ortak çabası olmuştur. Platformu kurarken her türlü çıkar ilişkisinden arınarak, kimsenin dünya görüşüne, cinsiyetine, etnik kökenine, felsefi düşüncesine bakmadan yalnızca hür ve tarafsız bir hukuk düzeninin tesisine katkıda bulunmak şiarıyla hareket ederek bir araya geldik. Bu sayede tüm meslektaşlarımızı kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşım içinde olarak yargının çoğulcu sesinin daha net ve güçlü çıkmasını sağladık."

- 15 Temmuz darbe teşebbüsü

İradesini başkalarının eline terk eden, aciz ve nankör insanlardan oluşan hain terör örgütü tarafından 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsünün acısını halen yüreklerinde hissettiklerini dile getiren Heybet, şunları söyledi:

"Bu elim hadisede, adeta mankurtlaşarak terör örgütüne biat eden kimi hakim ve cumhuriyet savcılarının rolünün olması, biz tarafsız ve bağımsız yargı mensuplarını derin bir hayret ve üzüntüye sürüklemiştir. Demokrasi tarihimize sürülen bu kara leke, her alanda olduğu gibi adalet sistemimizde de derin yaralar açmış, uzun yıllardır yargı kalitesinin artırılması için harcanan emek ve yapılan yatırımların önemli bir kısmının boşa gitmesine neden olmuştur. Bu vahim hadiseye rağmen, hain terör örgütünün ihanetinin bertaraf edilmesi için ilk önemli ve etkili çabayı ortaya koyanlar da yine tarafsız ve bağımsız hakim ve cumhuriyet savcıları olmuştur. Demokrasinin ve hukuk devletinin korunmasında meslektaşlarımızın gösterdiği takdire şayan kahraman duruş milletimizin hafızasında unutulmaz bir yer bulmuştur."

Heybet, yaşanan trajik olayın yargıya ilişkin kısmındaki sorunun temel kaynağının, terör örgütüyle irtibat ve iltisakı olan hakim ve cumhuriyet savcılarının yargı erkini doğrudan kullanan kişiler olmalarına rağmen kendi iradelerini bağımsız şekilde kullanamamaları, yargı dışındaki hasta ruhlu bir yapıdan talimat almaları ve liyakatsiz şekilde atanmaları olduğunun görüldüğünü belirtti.

Benzer sorunlarla tekrar karşılaşmamak için hangi amaç veya görüşü savunursa savunsun, farklı grup ve oluşumların, yargı üzerinde yeni vesayet yapılarına dönüşmesine, etkili bir güç veya baskı odağı olmalarına izin vermemeleri gerektiğini vurgulayan Heybet, "En önemli vasıfları tarafsızlık ve bağımsızlık olması gereken hakim ve cumhuriyet savcılarının bu vasıflarına zarar verecek grup ve oluşumlarda yer alması kaçınılmaz olarak yargının politize olmasına ve tarafsızlığını yitirmesine neden olacaktır. Bizlerin kendimizi tarafsız ve bağımsız olarak hissetmemiz ne kadar önemliyse, toplumun da hakim ile savcıları tarafsız ve bağımsız olarak görmesi, algılaması o derece önem taşımaktadır." ifadelerini kullandı.

Heybet, derneğin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Türk adalet sisteminin güçlenmesi için millete amade olacağını bildirdi.

- "Yargımız, asıl sahibi olan milletin temsilcilerine teslim edildi"

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Üyesi Yaşar Şimşek de HSK olarak derneği son derece önemsediklerini ve sonuna kadar desteklediklerini söyledi.

Dar bir kadroyla bu işe başlandığını ancak çok güzel neticeler alındığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Çünkü böyle bir şeye yargımızın, ülkemizin ihtiyacı vardı. Bundan 3-4 yıl önce adliyede sizleri horlayan, küçük gören, taciz eden, kumpas ve pusu kuran o güruh, çok şükür adliyelerden, yargı teşkilatımızdan sökülüp atıldı. Yargımız, asıl sahibi olan milletin temsilcilerine, sizlere teslim edildi. Bunda en büyük pay YBD ve onun mensuplarıdır, yine Cumhurbaşkanımızdır, hükümetimizdir, devletin bütün milli unsurlarıdır. Yargıda Birlik bu açıdan çok önemlidir. Bu, misyonunu tamamlamış, işi bitmiş bir dernek olarak görülmemeli. Bundan sonra asıl normalleşme döneminde, bu yangını söndürdükten, soğutmayı yaptıktan sonra Yargıda Birlik'e çok iş düşüyor."

Şimşek, Avrupa'nın ve belki de dünyanın en büyük meslek örgütü olan Yargıda Birlik'in yaklaşık 10 bin üyesi olduğunu ve en az 3 bin yeni başvurunun da incelenmeyi beklediğini belirtti.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal da hakkın ve hukukun üstünlüğü ilkesinin derneğin vazgeçilmez amacı olduğunu ifade etti.

Bu amaçla hareket eden derneğin kurulduğu günden itibaren yargı mensuplarının arasında olduğunu, yargının dertleriyle dertlendiğini dile getiren İnal, "Ülkemizin, başta FETÖ, PKK, PYD ve DEAŞ olmak üzere birçok terör örgütü ile aynı anda mücadele ettiği bu zorlu dönemde millet ve yargı teşkilatı olarak her şeyden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Millet ve yargı teşkilatı olarak sahip olduğumuz bu birlik ruhumuzu muhafaza ettiğimiz sürece hiçbir güç karşımızda duramayacaktır." diye konuştu.

Programa, Yargıtay, Danıştay ve HSK'nin bazı üyeleri ile Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül, Erzurum Barosu Başkanı Talat Göğebakan, Erzurum ve bölge illerden çok sayıda adli ve idari yargı mensubu katıldı.
Kaynak: AA