Başkan Kocaoğlu, 14 Yılını Anlattı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, görev süresinin 14. yılında değişen İzmir’i anlattı. Hayata geçirdikleri "İzmir Modeli" için Türkiye’ye çağrıda bulunan Kocaoğlu, "Çatışmaların, kamplaşmaların, karpuz gibi bölünmelerin arttığı şu dönemde mutlu, umutlu, barış içinde yaşayan İzmirliler’den feyz alsın Ankara" dedi.

Başkan Kocaoğlu, 14 Yılını Anlattı
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıya CHP’nin bazı İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile farklı kesimlerinden temsilciler katıldı.

"Güneş İzmir’den doğuyor" sloganıyla gerçekleşen toplantının açılışını İzmirli ünlü sanatçı Burcu Güneş yaptı. Sanatçı büyük beğeni ile dinlenen "İzmir’de Gün Batımı" isimli şarkıyı seslendirdi. Değişen İzmir’i fotoğraflarla anlatan sinevizyon gösterisinin ardından kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 14 yıl önce "bir hayalim vardı" diyerek başladığı konuşmasında, "kalkınma problemine kafa yoran, yaşam kalitesinin yerelden geliştiğine inanan, adam kayırmacı değil herkesi kucaklayan, katılımcı, kimlikli, ahlaklı bir belediye ve tutkulu bir kent" için ayrım yapmaksızın tüm İzmir ve İzmirliler için çok çalıştıklarını söyledi.



Motivasyon kaynağım

Merhum Piriştina’nın vefatıyla, olağanüstü koşullarda göreve başladığı günlerde hiç bir hazırlığının bulunmadığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, "Planım yoktu. Projem yoktu. Kat kat büyüyen sınırlarımız ve tahminlerin çok üzerinde artan iş yükümüz, en büyük motivasyon kaynağım oldu. Beni daha çok kamçıladı, diri tuttu. Tıpkı belediyemizi koca bir silindirle ezerek dümdüz etmeyi hedefleyen 2 Mayıs ve 22 Kasım 2011 operasyonları gibi. Tıpkı Ankara’nın İzmir’e bakışı gibi... 14 yıllık Başkanlık dönemimin önemli kırılma noktalarıdır bunlar. Acıyı bal eyleyen, direncimi ve dayanıklılığımı artıran, hedefe kilitleyen, daha çok çalışmaya iten ve daha çok güç veren. Bizim yaptığımız, belki de sadece, İzmirlilere ’birlikte başarabilmek’ duygusunu hissettirmek oldu. Birlikte yürüdük, birlikte öğrendik. Birlikte çalıştık, birlikte ürettik. Birlikte direndik ve birlikte kazandık. Biz her şeyden önce ’evrensel ahlak kurallarına uyan, örnek bir belediye’ olmaya çabaladık. Anahtar kelimelerimiz ise ’yaşam kalitesi’ydi. Çok uzun yıllar ötelenmiş, örselenmiş kırsal kesime pozitif ayrımcılıkla başladık işe. Gerçekten güzel işler başardık kırsalda. Süt üreticisini, çiçek üreticisini, zeytinciyi, fidancıyı, arıcıyı destekleyip onları tarlada ve pazarda birleşmeye ve sonunda marka olmaya teşvik ettik. Uzun yıllar ’komünist işi’ diye anti-propaganda malzemesi yapılan ve buruşturulup bir kenara atılmaya çalışılan kooperatifçiliğin aslında ne kadar önemli olduğunu, fırsat verildiğinde hangi mucizelere imza atabileceğini gösterdik cümle aleme. Aşı tutmuş ve İzmir’deki tarımsal üretim, Türkiye ortalamasının iki katından fazla büyümüştü." dedi.



O sözü İzmir’e yaşattık

İzmir’de köylünün ve üreticinin artık daha mutlu olduğunu dile getiren Başkan Kocaoğlu, “’Köylü milletin efendisidir’ düsturu Ulu Önderimizin sözlerinde kalmıştı ya. İşte biz o sözü İzmir’de yaşattık. Üreticiye yeniden itibar sağladık. İzmir’in köylüsü artık yerinde mutlu. Daha da önemlisi, gelecekten umutlu. Peki İzmir’de bu model hayata geçebiliyor da, Türkiye’de neden uygulanmasın? Neden üreticiler evlerini, bahçelerini, tarlalarını yok pahasına satıp kente göç etmek zorunda kalsın? Türkiye neden İzmir gibi olmasın?" diye konuştu.



Ankara İzmir’den feyz alsın

Ülkeye sadece yerelden kalkınma ve insan odaklı kentsel dönüşümü değil; yaşam kalitesinin yerelden geliştiğini ispatlayan bir yönetim modeli sunduklarını, İzmir’e yapılan ötekileştirme ve uygulanan çifte standartların kendilerini yıldıracağına daha da kamçıladığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti: “İstiyoruz ki, sürdürülebilirlik ve mutluluk kavramlarından giderek uzaklaşan; sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ve empatiyi artık pek dikkate almayan, birbirine fazla güvenmeyen, hak ve hukuk yerine emrivakilerle yol almayı alışkanlık haline getiren benim güzel ülkem, kafasını çevirip biraz da İzmir’e baksın. İzmir’in, İzmirlilerin lugatına da arada bir göz atsın örneğin. Hoşgörüyü, toleransı, empatiyi görsün ve öğrensin. Çatışmaların, kamplaşmaların, karpuz gibi bölünmelerin arttığı şu dönemde mutlu, umutlu, barış içinde yaşayan İzmirliler’den feyz alsın Ankara. İzmir’den yükselen sese kulak versin! Farkımızı fark etsin! Bize ön yargılı bakmasın. Dışlamasın. Ötekileştirmesin. Karşımıza türlü türlü engel çıkarmasın. Omuz versin, el uzatsın. Güzel İzmir’de güzel şeyler olduğunu kabul etsin. Yerelden kalkınma başarımızı kıskanmasın; aksine gurur duysun, mutlu olsun. Demokrasiye inansın. Hoşgörülü olsun bizim gibi. “Benim partimden olmayanı yok sayarım” saplantısından kurtulsun artık. Yeni icada gerek yok! İzmir’de sonuçları test edilmiş başarılı projeleri örnek alsın. Biz de gurur duyalım, mutlu olalım; çorbada tuzumuz var diye. Gettoların olmadığı, insanların birbirine nefretle değil sevgiyle baktığı, devletine, milletine, ordusuna, bayrağına bağlı ve herkesin yaşamak için can attığı İzmir’i görsün artık Ankara! İnatlaşmasın!Kutuplaşmasın! Kucaklaşsın! Kendi partisinden olan belediyelere gözü kapalı ve sorgusuz-sualsiz dağıttığıözel idare mallarından, bir patlak lastiği bile çok gördüğü İzmir’e de hakkını versin. Bir imza için aylarca oyalamasın İzmir’e yapılan bu ötekileştirme ve uygulanan çifte standartların bizi yıldıracağını ve pes edeceğimizi de kimse düşünmesin. Aksine bu tür zorlamalar bizi daha da kamçılıyor, daha fazla motive ediyor. Örneğin iktidarın İzmir Büyükşehir Belediyesi üzerinde böyle bir politikası olmasaydı, biz bu kadar çok işi yapamazdık. Örneğin ben iktidar partisine mensup olsaydım, kentine merkezi hükümetten bile fazla yatırım yapan bir belediye başkanı olamazdım”.

14 yıllık başkanlık süresince mutluluk ve gururu bir arada hissettiği çok olay yaşadığını da söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, "Sevinç gözyaşları döktüğüm anlar oldu. 150. yaşını kutlayan İzmir Belediyesi’ne ve İzmir gibi çok özel bir kente başkanlık etmek, zaten başlı başına çok büyük bir onur. Ama büyük acılar da çektim. Özellikle Türkiye yerel yönetimler tarihinin en büyük kumpası olduğuna inandığım İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonları sırasında. Dürüstlüğünden hiç bir zaman şüphe duymadığım çalışma arkadaşlarım birer birer tutuklanıp cezaevlerine gönderilirken, Genel Sekreterim tam 22 ay hapis yatarken, geride kalan eş ve çocukları, anne ve babaları çaresizlikten gözümün içine bakarken, içim kan ağlasa da bunu belli etmemem, güçlü olmam ve dimdik durmam gerekiyordu. ’Yara en çok avucunun içindeyse sana aittir’ derler. Sıkarsın avucunu, canın yanar ama senden başka kimse bilmez neden acıdığını. Geriye dönüp baktığımızda, yaşadığımız o günler, sadece ben ve çalışma arkadaşlarım için değil, İzmir ve İzmirliler için de “tarihe düşülmüş önemli bir not”tur. “Bizden olanlar ve ötekiler” diye ayrıştırılmış Türkiye’nin geldiği içler acısı durumu anlatan önemli bir not. İzmirliler biliyor ki, kendilerine hizmet eden bu Belediye, kimsenin hakkını hukukunu çiğnemez. Dürüst ve çalışkandır. Rüşvet yemez. Adam kayırmalara, farklı yollardan usulsüz para toplamalara, yasaların çiğnenmesine, devletin zarara uğratılmasına asla izin vermez. Başka büyük kentlerde acımas ız rant saldırısına dönüşen yağmalara karşı kentini korumak için elinden gelenin fazlasını yapar. Hep doğrunun yanında olur. Biz de biliyoruz ki, İzmirliler bize inanır, güvenir.” dedi.



Türkiye İzmir gibi olsun

Toplumdaki sevgi ve hoşgörüyü artırmanın, sağlıklı bir demokrasiye sahip olmanın, yaşam kalitesini geliştirmenin ve sürdürülebilir kalkınmanın formülünün yerelde yattığını söyleyen ve “Türkiye İzmir gibi olsun” çağrısında bulunan Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin, bölgesel kalkınmanın sağlanmasında da çok büyük etkisi olacaktır. Bu nedenle, Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’ndaki vesayet karşıtı tutumu tamamiyle destekliyoruz. Türkiye’deki yerel demokrasi talebini, bugün burada yeniden şekillendiriyoruz. Aslında bu bir başlangıç. İzmir’den yükselen bir ses. Ve güzel ülkeme bir çağrı: İstiyoruz ki, Türkiye "İzmir gibi" olsun. Bu çağrının, engellere ve aşırı vesayete rağmen önemli işler başaran muhalefetteki bir belediyeden gelmesi elbette çok daha anlamlı. Bugün ülkemizin normal bir süreçten geçtiğini söyleyemeyiz. Kentlerdeki nüfusun önemli bir bölümü, seçmediği insanlar tarafından yönetiliyor örneğin. Oysa önümüzdeki engelleri, ancak adalet ve demokratik bir toplum taleplerinin karşılanmasıyla aşabiliriz. Biz bu unsurların tamamını kucaklayan bir yerel yönetim modelini İzmir’den geliştirmeye çalışıyoruz. Demokrat, hoşgörülü,güvenli, enerjik, dirayetli, güçlü ve inançlı, kararlı, şeffaf, adaleti her türlü değerin üzerinde tutan,tasarruf eden ve kendi göbeğini kendi kesebilen İzmir, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın; bu düşüncesinden, bu yaşam biçiminden, bu özgürlük tutkusundan asla vazgeçmeyecektir. "İzmir duruşu"bozulmayacaktır. Bütün bunlar, modası geçecek bir zihniyet değil İzmir’in olmazsa olmazlarıdır”

Geçen 14 senede İzmir’e, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden daha fazla yatırım yaptıklarını ama asıl yaptıkları işin, kentin bu değerlerine sahip çıkmak ve korumak olduğunu kaydeden Başkan Kocaoğlu, “Ve şimdi, Mustafa Kemal Atatürk’e, onun ilkelerine ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığından hiç bir zaman taviz vermeyen; kuruluş ve kurtuluşun kenti İzmir olarak, hemşehrilerimize sunduğumuz özgür ve demokratik yaşamı ve oluşturduğumuz yerelden kalkınma modelini Türkiye’ye açıyoruz. Güneş İzmir’den doğuyor artık!” diyerek tamamladı.

Konuşmanın ardından İzmir’deki değişimi İzmirliler’in anlattığı röportajların yer aldığı film izlendi. Toplantının sonunda ünlü sanatçı Burca Güneş bir kez daha sahne alarak büyük beğeni toplayan "İzmir’de Günbatımı" şarkısını bir kez daha seslendirdi.

14 yılda İzmir’de ne değişti?

150 yıllık İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en uzun soluklu başkanı unvanının sahibi Aziz Kocaoğlu döneminin başlıca eserleri şunlar:

11 km’lik metro hattıyla sınırlı raylı sistem bu dönemde 179 km’ye çıkarıldı.

Metro: Yapımları tamamlanıp hizmete açılan istasyonlarla birlikte İzmir Metrosunda toplam 17 adet istasyona ve 19 km’lik bir güzergaha ulaşıldı. Metro hattının bir ucu Ege Üniversitesi ve Evka 3’e, diğer ucu Üçkuyular’a kadar uzatıldı. Çok yakında Narlıdere ve Bucalılar da metro konforuyla buluşacak.

Banliyö hattı: Türkiye’nin en uzun banliyö hattı 2010 yılında 80 km ile hizmete girdi. TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ortaklığında gerçekleştirilen İzmir Banliyö Sistemi İZBAN hattı önce Torbalı’ya kadar uzatıldı. Ardından Tepeköy - Selçuk arasındaki 26 km’lik bölüm hizmete açıldı. İZBAN hattı Selçuk İstasyonu’nun da katılımıyla 136 km’ye erişti. İzmir Banliyö Sistemi ile entegre çalışan İZBAN hattı kuzeyde Bergama’ya kadar 52 km daha uzayacak ve 8 durak ile hizmet verecek.

Tramvay: 2017 yılından itibaren İzmir’de tramvay devri yeniden başladı.

Karşıyaka Tramvayı, Alaybey-Mavişehir arasında 8.8 kilometrelik güzergah üzerinde 14 durakla, Konak Tramvayı, F.Altay Meydanı-Halkapınar arasında 12.8 kilometrede, 19 durakla hizmet veriyor.

15 yolcu gemisi, 3 arabalı yolcu gemisi

İzmir Körfezi’nde son teknolojiyle üretilmiş hızlı ve konforlu gemilerle yolcu taşımacılığını hayata geçirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaya koyduğu "Deniz Ulaşımını Geliştirme Projesi” kapsamında özel olarak tasarlanan ve üretilen 15 adet modern yolcu gemisi hizmete girdi. Bu kapsamda üretilen 3 arabalı vapur da dahil edildiğinde, Belediye’ye ait 18 gemilik yeni filonun yaş ortalaması 1’e düştü. Böylece İzmir, Akdeniz’de toplu ulaşım hizmeti veren yerel yönetimler arasında "en genç deniz filosuna" sahip kent oldu

Türkiye’nin ilk elektrikli otobüs filosu

Çevre dostu ve ekonomik, tamamen yerli teknoloji ile üretilen 20 araçlık Türkiye’nin ilk elektrikli otobüs filosu seferlere başladı.



Akıllı Trafik Sistemi

Dünyanın gelişmiş büyük kentlerinde uygulanan trafik yönetim sistemi İzmir’de kuruldu. Yeni sistemle, kavşaklar ve otoparklar 10 binden fazla akıllı cihaz, 402 akıllı kavşak, 110 trafik izleme kamerası, 201 trafik ölçüm sistemi, 47 değişken mesaj sistemi, 151 kırmızı ışık ihlal sistemi, 114 park ihlal sistemi, 9 hız koridoru güzergâhı, 15 gabari kontrol sisteminin kullanılacağı ileri teknoloji ile yönetilecek.

Kente kazandırılan dev tesisler

İzmir Doğal Yaşam Parkı

Türkiye’nin ilk doğal yaşam parkı 2008 yılında 425 bin metrekarelik alanda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırıldı. Bugün Türkiye’nin birçok kentinden binlerce ziyaretçi bu çok özel tesisi ve burada doğal ortamlarında yaşamlarını sürdüren 130 türde 1500 vahşi hayvanı görmeye geliyor.

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi

İzmir Büyükşehir Belediyesi, "rant değil, halk" odaklı bir yerel yönetim anlayışıyla kentin kaynaklarını yine kentlinin yararına kullandı. Yıllarca troleybüs ve ESHOT Garajı olarak hizmet veren arazi, İzmir’e değer katan, Türkiye’nin en nitelikli sanat merkezlerinden biri; Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ne dönüştü.

Aşık Veysel Rekreasyon Alanı ve Uluslararası Buz Spor Salonu

Bornova’da Aşık Veysel Rekreasyon Alanı bünyesinde Türkiye’nin en modern Buz Sporları Salonu ile 5 bin kişilik amfitiyatro kuruldu. İzmirli gençler ve çocuklar çağdaş standartlardaki salonda buz pateni, buz hokeyi gibi sporlarla tanışıyor. Şampiyon sporcular bu salonda yetişiyor.

Tarihi Havagazı Fabrikası

Ranta dönüştürmek yerine İzmirlilerin hizmetine sunulan tarihi nitelikte bir yatırım daha. 2008 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek kültür merkezine dönüştürülen Alsancak’taki Havagazı Fabrikası, bir çekim noktası olarak yeniden kent yaşamında yer almaya başladı.



Sosyal Yaşam Kampüsü

Büyüklüğü ve sahip olduğu özellikleriyle Türkiye’de bir ilk olan İzmir Sosyal Yaşam Kampüsü 2016 yılında hizmete alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik uygulaması anlamında en büyük yatırımı niteliği taşıyan Buca’daki dev tesis, 65 bin m alan üzerine kuruldu. Sosyal Yaşam Kampusu içinde huzurevi, aşevi, spor salonu ve yüzme havuzu, çocuk ve gençlik merkezi, engelli merkezi, rehabilitasyon merkezi gibi bölümler bulunuyor.

Fuar İzmir

Türkiye’nin en nitelikli fuar kompleksi Fuar İzmir, 337 bin metrekarelik alanıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gurur abidesi, Türkiye’nin en büyüğü oldu. Fuar İzmir’in inşa edilmesi, kentin fuarcılıktaki gelişimine adeta doping etkisi yaptı. Büyükşehir Belediyesi’nin tamamen kendi kaynaklarını kullanarak 600 milyon lira maliyetle hayata geçirdiği Fuar İzmir sayesinde en önemli fuarların katılımcı sayıları katlanarak arttı. Olivtech&Ekoloji İzmir yüzde 161, Shoexpo yüzde 52, Travel Turkey yüzde 16, IF Wedding yüzde 16 artışla yüzleri güldürdü, Marble ise ziyaretçi sayısını yüzde 44 artırarak kendi rekorunu kırdı.

Bornova Doğanlar Stadı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Bornova Belediyesi ile ortak gerçekleştirdiği 10 bin kişilik Doğanlar Stadı kentin bu eksiğinin giderilmesinde önemli bir rol oynadı. Bornova Stadı ev sahipliği yaptığı Göztepe’yi Süper Lig’e taşıdı.

“Yüzülebilir Körfez” hedefi artık çok yakın

Temizlenme süreci sudaki oksijeni artırınca, Körfez’in eski sakinleri de evlerine döndü. Deniz altındaki yaşamı tespit etmek amacıyla çekilen su altı fotoğraflarında çok sayıda denizyıldızı, denizatı, karides ve balıkların görünmesi İzmirliler’in yüzünü güldürdü. İzmir Körfezi’nin kurtarılması için “Büyük Körfez Projesi” hazırlandı.

2004 -2017 döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ilk yirmi yatırım projesinin maliyetleri;

*Ulaşım yollarının asfaltlanması, kaplaması, bakım ve tadilatı 2 milyar 459 milyon lira.

*Ulaşımdan tarihe kadar yatırımların altyapısı için İZSU dahil kamulaştırma bedeli 1.86 milyar lira.

*İzmir Hafif Raylı Sistem Projesi kapsamında 455 milyon liralık araç alımı.

*İzmir Hafif Raylı Sistem 2. Aşama şaft ve alt yapı ikmal inşaatı kapsamında 330 milyon TL.

*Tramvay hatları yapımı ve tramvay araçlarının alımı 453 milyon TL.

*Gaziemir Yeni Fuar Alanı 382 milyon TL.

*İtfaiye araç filosunun büyütülmesi 208 milyon TL.

*Karayollarında üst ve alt geçit çalışmaları 172 milyon TL.

*Meydan, bulvar, cadde ve ana bağlantı yollarında bakım onarım 140 milyon TL.

*Haşerelerin üreme alanlarını periyodik olarak kontrol etmek ve ilaçlama hizmeti 119 milyon TL.

*İzmir Banliyö Sisteminin Geliştirilmesi Projesi’ne ilave hatlar yapılması 107 milyon TL.

*Sinyalizasyon Sisteminin Geliştirilmesi 105 milyon TL.

*İZBAN hattı üzeri yaya alt ve üst geçitleri 90 milyon TL.

*Sosyal Yaşam Kampüsü 80 milyon TL.

*İzmir Hafif Raylı Sistem 3. Aşama 1.Kısım (Evka-3 -Bornova merkez) İnşaatı 79 milyon TL.

*İzmir Banliyö Sistemi Geliştirme Projesi 2. Etap (Karşıyaka Tüneli) inşaatı 75 milyon TL.

*Anadolu Caddesi Altınyol 74 milyon TL.

*Kıyı Düzenlemeleri 70 milyon TL.

*İzmir Tarih; Konak, Kemeraltı ve çevresi yenileme alanı projesi 69 milyon TL.
Kaynak: İHA