Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Kuzey Kıbrıs'taki Türklerin Hakkını Kimse Cep Edemez'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizin güvenlik hassasiyetlerinin başka yerlere kaymasından yararlanarak Ege ve Kıbrıs başta olmak üzere yakın çevremizde fırsatçılık yapmaya kalkanlara da asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Kıbrıs açıklarında Türkiye’ye rağmen yürütülmeye çalışılan sondaj faaliyetleri konusundaki net tavrımız umarım birilerine ders olmuştur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Kuzey Kıbrıs'taki Türklerin Hakkını Kimse Cep Edemez'
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Enerji Bakanlığı 101 İlçeye Doğalgaz Dağıtım Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin güvenlik hassasiyeti nedeniyle dikkatini başka bir yöne çevirdiği anda Ege ve Kıbrıs’ta fırsatçılık yapmaya kalkanlara müsaade edilmeyeceğini söyledi.



“2018 yılı sonunda doğal gazın ulaşmadığı hiçbir ilimiz kalmayacak”

Türkiye genelinde doğal gaz kullanan ilçe ve belde sayısının 400’ün üzerine çıkartıldığını belirten Erdoğan, “Şuan 78 ilimizde 62 milyon vatandaşımızın, yani nüfusumuzun yüzde 77’sinin doğal gazın konforundan faydalanıyor olmasını önemli görüyorum. 2018 yılında da yaklaşık 1,8 milyar liralık yatırım ile 2,5 milyon vatandaşımızın yaşadığı 94 ilçeye daha doğal gaz arzına yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bu yıl ayrıca doğal gazı olmayan Şırnak, Hakkari ve Artvin’e de bu hizmeti götürüyor, böylece 81 vilayetimizin tamamının doğal gazın temizliği ve rahatlığı ile buluşturmuş oluyoruz. 2018 yılı sonunda doğal gazın ulaşmadığı hiçbir ilimiz kalmayacak. Böylece ülkemiz genelinde doğal gaz arzı sağlanan kişi sayısı 64,5 milyona çıkacak” diye konuştu.

“Ülkemiz kendi kaynaklarını devreye alacak bir atılım yapsa hemen bunlar sahneye sürülüyor”

Son 15 yılda en büyük yatırım hamlesinin enerji sektörüne yapıldığını belirten Erdoğan, geçen 15 senede enerji ve doğal gaz kaynakları noktasında ve bu sektörlerde yapılan toplam yatırım miktarının yaklaşık 172 milyar lirayı bulduğunu kaydetti.

Erdoğan, “Bunun 41,3 milyar lirasını bizzat devlet kurumlarımızın gerçekleştirdiği kamu yatırımları oluşturuyor. Kamunun sadece petrol ve doğal gaz sektöründeki yatırım tutarı yaklaşık 27 milyar liradır. Doğal gaz dağıtım sektöründe son 15 yılda, dağıtım şirketlerimizin yaptığı toplam yatırım 11,2 milyar lirayı aşmıştır. Madencilik, petrol arama, elektrik üretimi ve dağıtımı gibi alanlara baktığımızda da benzer bir tabloya şahit oluyoruz. Oralarda da ülkemizin enerji bağımlılığını azaltacak, vatandaşlarımızın ve üreticilerimizin enerjiye ulaşımını kolaylaştıracak, kaynak ve güzergah çeşitliliğini sağlayacak bir çok kritik adımın atıldığını görüyoruz. Son 15 yılda bir taraftan doğal kaynaklar itibariyle enerji fakiri olmasının getirdiği zorlukları aşarken, aynı zamanda enerji üreticileri ile tüketicileri arasındaki jeo-stratejik konumumuzu da en iyi şekilde kullanmanın, bundan azami derecede istifade etmenin çabası içinde olduk. Mevcut doğal gaz ve petrol boru hatlarımıza ilaveten TANAP, Türk Akımı, Kuzey Irak Doğal Boru Hattı ve Doğu Akdeniz Boru Hattı gibi tarihi nitelikteki projeler bu amaçla geliştirildi. TANAP’ın bu yıl faaliyete geçmesini planlıyoruz. Böylece Azerbaycan yanında Hazar ve Ortadoğu bölgesinden ülkemizle birlikte Avrupa’ya da gaz taşınmasının önünü açıyoruz. Bu hattın devamı niteliğindeki Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı’nın da 2020 yılında devreye girmesini bekliyoruz. Bir başka önemli projemiz Rusya Federasyonu ile yürüttüğümüz Türk Akımı’dır. 2 hattan oluşan projede ilk hattın kıyalarımıza bu sene ulaşmasını, 2019 sonunda da ilk gazı almayı ümit ediyoruz. Türkiye enerji talep artışında OICD ülkeleri arasında birinci, dünyada ise Çin’den sonra ikinci sırada bulunuyor. 2017 senesinde ülkemiz dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Her yıl ortalama yüzde 6 ila 7 arası büyüme hedefi olan bir ülkenin enerji talebi de buna göre artış kaydedecektir. Enerji kaynaklarına ulaşım noktasında ülkeler arasındaki rekabette önümüzdeki süreçte hızlanacaktır. Dünyadaki gelişmiş ülkelerin artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer güç santrallerine ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini görüyoruz. Türkiye olarak biz de küresel ekonominin gidişatını, enerji sektöründeki yeni teknolojileri ve gelişen imkanları da hesaba katarak planlamalarımızı yapıyoruz. Fransa, Japonya, Rusya ve Amerika gibi aralarında zengin doğal gaz ve petrol kaynağına sahip 30’un üzerinde ülkenin kullandığı imkanlardan bizim istifade etmememiz düşünülemez. Son 15 yılda şahit olduklarımız bize adında ‘yeşil çevre’, ‘doğa’ gibi sıfatlar bulunan kurumların aslında birer kamuoyu yönlendirme şirketleri olduğunu göstermiştir. Bunun için artık maskelere değil, o maskelerin altında saklanan gerçek yüzlere bakıyoruz. En çarpıcı örneğini Gezi olaylarında yaşadığımız şekilde bunların ne ağaçla, ne yeşille ne de çevrenin korunması ile hiçbir alakaları yoktur. Bunların küresel ekonomiyi kontrol altında tutmayı amaçlayan çevrelerin tetikçiliğini yapan, onların çıkarları için diğer ülkelere saldıran lejyonerlerden başka bir şey olmadığı da ortadadır. Ne zaman ülkemiz dışa bağımlılığını azaltacak, kendi kaynaklarını devreye alacak bir atılım yapsa hemen farklı kisveler altında bunlar sahneye sürülüyor. Kömür üretiminden hidroelektrik santrallerine, nükleer enerjiden madenlerimizin ekonomiye kazandırılmasına kadar her meselede bu tarz kampanyalarla karşılaşıyoruz. Artık biz bu yapıları çok iyi tanıyor kime ve neye hizmet ettiklerini de çok iyi biliyoruz. Bu sebeple de milletimizin kafasını karıştırmak için ortaya attıkları iddiaları dikkate almıyoruz” şeklinde konuştu.

”Kuzey Kıbrıs’taki Türklerin hakkını kimse cep edemez”

Alt yapı çalışmaları tamamlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatına bu yıl başlanacağını belirten Erdoğan, “Santralin temelini çok yakında değerli dostum Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile atmayı planlıyoruz, nitekim bu konuyu kendisiyle telefonda görüşme fırsatım oldu. Akkuyu ve Sinop Nükleer Santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10’luk kısmını buradan karşılayacağız. Bunun yanında üçüncü bir nükleer santral için hazırlıklarımızı yürütüyoruz. Öte yandan öncelikle kendi denizlerimizden başlamak üzere sismik arama ve sondaj faaliyetlerimizi de hızlandırıyoruz. Kısa zaman önce bu konuda çok kritik bir adım attık. Ülkemize 51 bin grostonluk, 230 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğinde, dünyanın en gelişmiş sondaj gemilerinden birisini kazandırdık. Gemimiz çok yakında ilk sondajını gerçekleştirmek üzere Akdeniz’e doğru yola çıkıyor. Enerji alanında dışa bağımlılığımızı tümüyle ortadan kaldırmamız mümkün görünmüyor. Ama kaynak ve ülke çeşitliliğini sağlayarak bu konudaki risklerimizi en aza indirmekte kararlıyız. Bu arada ülkemizin güvenlik hassasiyetlerinin başka yerlere kaymasından yararlanarak Ege ve Kıbrıs başta olmak üzere yakın çevremizde fırsatçılık yapmaya kalkanlara da asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Kıbrıs açıklarında Türkiye’ye rağmen yürütülmeye çalışılan sondaj faaliyetleri konusundaki net tavrımız umarım birilerine ders olmuştur. Özellikle münhasır ekonomik bölgelerde uluslararası hukuk neye amilse herkes bunu görecek ve katlanacak. Burada Kuzey Kıbrıs’taki Türklerin hakkını kimse cep edemez. Burada beraber adım atacağız. Yatırım yapılacaksa bu yatırımı da beraber. Oradan çıkan ürünün miktarı bu da beraber. ‘Neticesinden Kuzey Kıbrıs’a ne gerekiyorsa vereceğiz’ ne bilelim, her numarayı çekersiniz. Onun için oluşturulacak heyet oradaki bütün sondajları birlikte yapacaklar. Ne çıkıyorsa Güney Kıbrıs nüfusuna göre hakkını alacak, Kuzey’de nüfusuna göre hakkını alacak. Buradan en ufak bir taviz veremeyiz. Bundan sonra da Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları üzerinde ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin haklarını koruma noktasında aynı kararlılığı göstereceğimizin bilinmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Hem içeride hem dışarıda, durmak yok”

Afrin’de öldürülen terörist sayısını açıklayan Erdoğan, “Bu ülke hem terörün her çeşidi ile mücadele edebilme kabiliyetine sahiptir hem ekonomik büyümesini sürdürebilecek hem de birlik, beraberlik ve kardeşliğini koruyup yüceltebilecek güce, imkana, dirayete sahiptir. Son olarak Afrin’de elde ettiğimiz başarı bunun ispatlarından birisidir. Az önce aldığım son netice şu, etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 655. Yurt içinde son 2 günde 23 tane terörist etkisiz hale getirilmiştir. Hem içeride hem dışarıda, durmak yok. Gereği neyse bunu yapıyoruz ve yapacağız. Milletimizin huzurunu temin için ne gerekiyorsa yapacağız. 2017 yılında yüzde 6-7 düzeyinde bir büyüme oranına ulaşacak olmamız bunun ispatlarından birisidir. Terör bittiği anda bütün Doğu ve Güneydoğu’da yatırımların nasıl arttığını hep birlikte göreceğiz. Terörün olduğu yere yatırım ve yatırımcı gitmez” açıklamasında bulundu.

Diyarbakır’a yaptığı ziyarete ilişkin konuşan Erdoğan, “O teröristler yıktı, biz ise yeniden inşa ve ihya ettik” dedi.

“Kredi derecelendirme kuruluşları öyle, dünyadaki yatırımcılar böyle”

Ekonominin dövizde zaman zaman yaşanan ve hiçbir rasyonel temeli olmayan dalgalanmalara rağmen hedeflere uygun şekilde gelişmesini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, “Kredi derecelendirme kuruluşlarının provokasyon kokan hamlelerine rağmen uluslararası yatırımcılar her gün ülkemizi ziyaret ediyor, yeni yatırımların görüşmelerini yapıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları öyle, dünyadaki yatırımcılar böyle. Türkiye’yi hala 15-20 yıl önceki Türkiye sananlara mesajımız açıktır, Türkiye artık bölgesinin ve dünyanın yükselen bir gücüdür ve zirveye ulaşana kadar da durmayacaktır” diye konuştu.

“Onları biz orada tezeğe, kömüre bırakamayız”

Herkesin doğal gazın temizliğini rahatlığını yaşamasını istediğini belirten Erdoğan, “Yeteri kadar karlı görmediği için dağıtım şirketlerinin girmek istemediği ilçelerimize devlet olarak bu hizmeti bizzat götürmek kaynak israfı değil, tam tersine kaynakları milletin emrine vermek demektir. Biz bu millete aşığız. Ne yapalım, özel sektör gitmiyorsa bizim görevimiz, devlet olarak biz gideriz. Çünkü onları biz orada tezeğe, kömüre bırakamayız. Hanımefendiliğini doğal gazın huzuru ile de yaşasın diyoruz. Kardeşlerimizin sevinci, mutluluğu, gönüllerinden gelecek bir ‘Allah razı olsun bu hükümetimizden’ demesi mükafat olarak bize yeter de artar bile. Bizim analarımız bu çileyi az mı çekti. Benim anam 5 kat binanın bodrumuna iner, oradan kömürü taşır, o yetmez, zaten bir odada soba var, orada yakar, bütün pislik, kömür kokusu ortada. Sabah kalktığında kalkmışsın anan sobayı temizler. Bu çileyi analarımız çekti. Şimdi analara bunu çektirmeyelim. Bir konfor ortaya getirelim. Bunu beraber yapacağız, milletçe yapacağız. Devletimiz bunu dört bir yana götürmeye muktedirdir ve bunu götüreceğiz” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA