Kayseri Şeker, Özelleşme Sonrası Sektöre Yeni Gireceklere Rehberlik Misyonuna Talip
Kamuya ait 14 Şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararı sonrasında TBMM Genel Kurulunda, "Torba tasarı" olarak bilinen, Kanun Tasarısı’nın 22-49. maddelerini kapsayan 2. bölümünde yer alan maddeler kabul edildi. Buna göre, nişasta kökenli şekerler ’in yüzde onluk A kotası, ülke toplam A kotasının yüzde 5’ini geçemeyecek. Bu karar Kayseri Şeker tarafından şeker sektörü ve insan sağlığı açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.
Kayseri Şeker Fabrikasında düzenlenen törende konuşan Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bilindiği üzere Şeker sektörü tarihi bir süreci yaşıyor. Türk Şeker’e ait 25 şeker fabrikasından 14 tanesini Özelleştirme idaresi İhale yolu ile satmak üzere ihaleye çıkmış bulunmaktadır.
Biz Kayseri Şeker olarak son yedi yıl içerisinde bütün borçlarımızı ödememizin yanında her türlü başarıyı da ortaya koymaya çalıştık. Bu dönemde Çiftçimiz en yüksek gelir elde etti. Çalışanlarımızı mutlu ve memnun edecek uygulamalar ortaya koyduk. Şirketimiz Kayseri’de vergi ve kar rekorları ortaya koydu.
Biz bu süreç içerisinde yeni yatırımlar da gerçekleştirdik. Ama bizim asli işimiz şeker üretmek olduğu için Şeker Fabrikaları özelleştirildiği takdirde bunlara talip olmak için kendimizi bu manada da hazırladık. Bu çalışma Pancar çiftçisine, Pancar çiftçisinin ekmeğine ve Şirketine sahip çıkmaktır.
Kayseri Şeker bu güne kadar göstermiş olduğu performansla Ülkemizde en büyük olmamakla birlikte en güçlü şirket konumundadır. O nedenle şeker sektörünün geleceği, Pancar çiftçisinin yaşaması için Kayseri Şeker’in daha güçlü olmasına ihtiyaç vardır. Bu gücün yeni şeker fabrikalarını bünyemize katarak taçlandırılması gerektiğine inanıyorum. Bu çerçevede de biz özellikle çevremizdeki bazı şeker fabrikalarına talip olma konusunda çalışmalarımızı başlattık. Makul bir fiyat olması halinde bunları alma gayreti içerisindeyiz.
Biz bunu yapmakla bir şan şöhret kazanma derdinde değiliz. Aksine Türkiye’de Şeker sektörünün stratejik bir sektör olduğuna inanıyoruz. Bu stratejik sektörün yaşaması için sahiplenmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Devletimiz bu fabrikaların özelleşmesini yaparak bu sektörden çıkacağını ilan etmiş oluyor. O zaman bu sektörü ayakta tutacak güçlü bir dayanağa ihtiyaç var. İşte bu dayanağın Kayseri Şeker olduğunu düşünüyorum. Onun için buna talip olmak istiyoruz.
Bunun hem sektör açısından hem de özelleşen fabrikalar açısından da böyle olduğunu düşünüyorum. Bu işi en iyi bilen en iyi yapan biziz. Bizim çiftçimiz, bizim personelimiz, çalışanlarımız da bu işi en güzel ve başarılı bir şekilde yapıyorlar. Dolayısıyla bu işi bizim dışımızda satın alacak olan firmalar eğer bu fabrikaları çalıştırmak niyetinde olurlarsa, biz aynı zamanda onlara önderlik ve rehberlik yapmak gibi bir misyon üstlenmeye de hazır olduğumuzu ifade ediyor, buna da ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Çünkü şeker işi nev’i şahsına münhasır bir iştir. Öyle herkesin kolayca başarabileceği bir iş değildir. Bu işte tecrübeli teknik, idari personel yanında o bölgelerdeki çiftçilere önderlik yapacak başarılı çiftçilere de ihtiyaç vardır. Bütün bunlar tam tekmil bir şekilde Kayseri Şeker’de mevcuttur. Onun içinde biz rehberlik konusunda iddia sahibiyiz. Hiç bir şekilde de bilgimizi kıskanmak gibi bir çaba içerisinde olmayacağız.
Bu bu rehberliğimizi Sektörümüzde İlk Ar-Ge merkezi kurduğumuzda da ilan ettik ve eğer Ar-Ge merkezi kurmak isteyenler olursa biz bu konuda onlarla her türlü bilgiyi paylaşırız dedik ve paylaştık. Şu anda Kayseri’de 8 adet ARGE merkezi oluştu. Bundan sonra da özelleşen Şeker fabrikaları için de aynı misyonu üstlenmeye hazırız."