'Türkiye'nin Sınır Ötesi Varlığı Açıklaması Suriye' Paneli

YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okur: 'Türkiye'nin kendi kararıyla, kendi hasmına karşı sınırlarının ötesine operasyon düzenlemesi çok önemli bir eşiktir. ABD'nin muhalefeti ve diğerlerinin karşı olmasına rağmen Türkiye'nin sınır ötesi askeri harekat düzenlemesi çok önemlidir. Uluslararası hukuk açısından bakıldığında da bu aslında bir egemenlik ikrarıdır' TRT World Genel Yayın Yönetmeni Er: 'Medyanın, özellikle çatışma bölgelerindeki önemi, sosyal medya ve dijital ortamın gelişmesiyle kat be kat arttı. Biz, Türkiye'nin Afrin operasyonuyla bunu net bir şekilde bir kez daha gördük. Özellikle Birleşmiş Milletler'in (BM ) son kararı, sanki bu karar Guta'da bir hafta içerisinde öldürülen 600 kişi için değil de Türkiye'nin haklı gerekçelerle başlattığı Afrin operasyonunu durdurmak için alınmış bir karar gibi lanse edilmeye başlandı. Bunun rolünü de Avrupa medyası üstlendi'

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, Afrin operasyonunun çok önemli bir eşik olduğunu belirterek, "ABD'nin muhalefeti ve diğerlerinin karşı olmasına rağmen, Türkiye'nin sınır ötesi askeri harekat düzenlemesi çok önemlidir. Uluslararası hukuk açısından bakıldığında da bu aslında bir egemenlik ikrarıdır." dedi.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) Hukuk Fakültesi ve Uluslararası Hukuk Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen, "Türkiye’nin Sınır Ötesi Askeri Varlığı: Suriye" başlıklı panelde konuşan Okur, Zeytin Dalı Harekatı'nın hem Türkiye hem Suriye hem de dünya düzeni rekabeti açısından öneme sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'nin kendi kararıyla, kendi hasmına karşı sınırlarının ötesine operasyon düzenlemesinin çok önemli bir eşik olduğunu vurgulayan Okur, "ABD'nin muhalefeti ve diğerlerinin karşı olmasına rağmen, Türkiye'nin sınır ötesi askeri harekat düzenlemesi çok önemlidir. Uluslararası hukuk açısından bakıldığında da bu aslında bir egemenlik ikrarıdır. Bunu yoğun muhalefete rağmen yapması önemlidir. Bizim daha önce sınır ötesi operasyonlarımız oldu. Bu denli geniş bir alana hakim olmak kaydıyla Kıbrıs'tan bu yana Afrin'de böyle bir operasyon yapmış bulunuyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Okur, PKK ve milli güvenlik meselesinin, bu operasyonun yapılmasına temel sebep olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Peki Türkiye'nin Milli Güvenlik Meselesi niçin Suriye'deki PYD'ye düğümlendi? Hendek ihaneti sürecinde gördük ki Türkiye terör örgütünün askeri kapasitesini yok etmeden başarıya ulaşılamaz. PKK açısından Suriye, Türkiye'ye yönelik tehdidini ve kendi militan ve sempatizan kadrosunu, umudunu aşılayabileceği önemli bir zemin. Belli bir sivil nüfus üzerinden yönetim imkanı kazandı. Bu uluslararası meşruiyet kazanması bakımından, askeri kapasitesini arttırması bakımından önemlidir. Aynı zamanda da Türkiye'ye karşı savaş verecek aktörlerle ittifak kurması bakımından önemlidir. Bu sorunları ortadan kaldırmak için sınırlarında kurulmak istenen ön devlet oluşumunun önüne geçmesi lazım. Bu tehdidi ortadan kaldırmak için güç kullanmamız lazım."

Türkiye'nin Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesine tam hakim olduğu zaman Suriye'de güç dengesinin sağlanabileceğini söyleyen Okur, Suriye'de barışın sağlanması için masada güç dengesinin olması gerektiğini, güç dengesi oluşmadan güçlü olan tarafın saldırmasıyla savaşın devem edebileceğini ileri sürdü.TRT World Genel Yayın Yönetmeni Fatih Er ise Türkiye'nin Afrin operasyonunu başlattıktan sonra Batı medyasının tutumunu ve TRT World olarak neler yaptıklarını anlattı.

Medyanın, özellikle çatışma bölgelerindeki öneminin, sosyal medya ve dijital ortamın gelişmesiyle kat be kat arttığını söyleyen Er, "Biz, Türkiye'nin Afrin operasyonuyla bunu net bir şekilde bir kez daha gördük. Özellikle Birleşmiş Milletler'in (BM ) son kararı, sanki bu karar Guta'da bir hafta içerisinde öldürülen 600 kişi için değil de Türkiye'nin haklı gerekçelerle başlattığı Afrin operasyonunu durdurmak için alınmış bir karar gibi lanse edilmeye başlandı. Bunun rolünü de Avrupa medyası üstlendi." dedi.

TRT World Genel Yayın Yönetmeni Er, Türkiye'nin özellikle uluslararası ortamda, sosyal medyada, dijital platformda, televizyon ve gazetelerde inanılmaz derecede Batı ile mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bunu kendi içimizde "Türk'ün Türk'e propagandası" olarak çok iyi bir şekilde yapıyoruz. Bu vesileyle toplumun yüzde 90'ı Afrin operasyonuna destek veriyor. Ancak Batı'da aynı üstünlüğü sağlayamadık. Çünkü, Batı'daki algıyı değiştirmeye yönelik herhangi bir birikimi yok. İşte TRT World bağlamında bu yapılmaya çalışılıyor. Şunu söyleyebilirim, onların hepsi, biz tek. Biz Afrin operasyonu dünyaya net bir şekilde aktarabilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hem sıcak haberlerle hem sosyal medyada hem de makalelerle bunu yapmaya çalışıyoruz."

Kaynak: AA