Etiyopya'nın Rabia'sı

Etiyopya’da birkaç yıl önce misyonerlerin faaliyetleri sonucu tüm köylüleri gibi “Animizm” olan dinini değiştirerek, Hristiyanlığa geçen Halime Gobu Sora, yeni dinini sindiremeyince, kilometrelerce mesafedeki Müslüman köylerine gidip, İslamiyet’i öğrendi. Hristiyan olarak çıktığı köyüne Müslüman olarak dönen Sora’nın, köyü ve çevresinde İslamiyet’i anlattığı binlerce kişi de Müslüman oldu.

Etiyopya'nın Rabia'sı
Etiyopya’nın Oromo Eyaleti Borana bölgesi Yabello kentine bağlı Simo köyüne birkaç yıl önce gelen misyonerler, köy ve çevresinde yaşayan ve eski dinleri “Animizm” olan binlerce kişiyi Hristiyanlaştırdı. Ancak köylülerden derme çatma bir evde 5 çocuğu ile birlikte yaşam mücadelesi veren ve 4 keçisiyle hayata tutunmaya çalışan Halime Gobu Sora, yeni dinini sindiremedi. Dininde çarpıklıklar olduğunu ve dinlerini değiştiren köylülerin hal ve hareketlerinin değiştiğini düşünen Sora, büyüklerinin yıllar önce anlattığı hikayeden de etkilenerek, İslamiyet’i öğrenmek için yürüyerek kilometrelerce mesafedeki Müslüman köylerine gitti. Burada Müslümanların hal hareket ve davranışlarını inceleyen, İslamiyet hakkında bilgi alan Sora, Hristiyan olarak çıktığı köyüne Müslüman olarak döndü. Sora, yeni dinini önce ailesine ve yakınlarına daha sonra ise köy ve çevresine anlatarak, binlerce kişinin Müslüman olmasını sağladı. Köy ve çevresinde sözü dinlenen bir kadın konumuna gelen Sora, Rabia adıyla çağrılmaya başlandı.

“Ahlaksızlıklar olduğunu fark ettim”

Sora, Hristiyan olduktan sonra çevresindekileri ve köylerine gelen misyonerleri gözlemlediğini anlatarak, “Gelen erkek misyonerler kızlarla bir araya geliyordu. Zina yapıyorlardı. Ahlaksızlıklar olduğunu fark ettim. Ancak Müslümanlar böyle değil. Kızlar kızlarla, erkekler erkeklerle bir araya geliyor. Bu ahlakı çok sevdim. Bizim eski dinimizde de böyleydi. Bunun doğru olduğuna inanıyorduk. Bu yüzden Müslüman oldum. Müslümanların adetleri iyi olduğu, erkek kız ilişkileri iyi olduğu için bu dini tercih ettim” dedi.

Yaşadığı bölgede kendilerine eskiden beri bir hikayenin anlatıldığını dile getiren Sora, “Bize büyüklerimiz, ‘Bundan sonra iki din olacak. Biri Müslümanlık, diğeri Hristiyanlık. Siz Müslüman olun, Hristiyanlar kaybedecek’ derlerdi. O zamanlar hepimiz Animizme inanıyorduk, bize bunları anlatanlar da. Müslüman olmadan önce de Adem ve Havva’ya inanıyorduk. Müslümanlar gibi büyüklerimize kıymet veriyor, sözlerinden çıkmıyorduk. Ancak Hristiyanlığa geçildikten sonra çok şey değişti. Bu yüzden Müslüman olduk” diye konuştu.



“Türkiye’den Sora’ya ziyaret”

Öte yandan, yaklaşık bir yıl önce Sora’nın hikayesini ve köyüne cami yapılmasını istediğini öğrenen Deniz Feneri Derneği kolları sıvadı. Deniz Feneri’nin hikayeyi ve Sora’nın istediğini anlattığı merkezi İstanbul’da bulunan Gönüllü Öğrenme Grubu Derneği de hemen harekete geçerek, köye cami yaptırdı. Açılışı yapılacak camiyi incelemek için kilometrelerce mesafedeki Türkiye’den Etiyopya’ya gelen Deniz Feneri Derneği Ankara Temsilcisi Hamit Kunt, Gönüllü Öğrenme Grubu Derneği Genel Başkanı Süleyman Erdemir, Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Komisyonu Başkanı Gönül Erdemir ile dernek üyeleri, Sora’yı ziyaret etti. Sora’nın hikayesini kendi ağzından dinleyen grup, kendisine köyünde ev yapma, ihtiyaçlarını karşılama ve İstanbul’da ağırlama sözü verdi.

Müslüman oldu, iyi de yaptı”

Deniz Feneri Derneği Ankara Koordinatörü Hamit Kunt, Sora’nın etkileyici bir hikayesinin olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Halime kardeşimiz kendi yerel dinine mensupken bölgeye gelen misyonerler vasıtasıyla Hristiyan oluyor. Sonra aklını kullanıyor. Kur’an bize aklımızı kullanmayı emrediyor. Gelen misyonerleri takip ediyor, bakıyor ki gelen misyonerlerde kız-erkek ilişkileri önceki dinindeki gibi değil. Çok ahlaksızca hareketler takip ediyor. Köyün kızlarının bölgenin kadınlarının ahlaksızlığa doğru gittiğini görüyor. Bunda bir yanlışlık olduğunu düşünüyor. ‘Eski ilkel dinimizde bile bir ahlakımız, geleneğimiz vardı. Daha güzeldi’ diye düşünüyor. Sonra Müslümanları gözlemliyor ve araştırıyor. Müslümanların tebliğ yaparken erkek ve kadınların ayrı yaptığı gözlemliyor. ‘Bu daha doğru’ diyor ve Müslüman olmaya karar veriyor. İyi de yapıyor.”

“Kendisiyle tanışmak mutluluk verici”

Gönüllü Öğrenme Grubu Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Komisyonu Başkanı Gönül Erdemir ise, “Şükürler olsun. Ülkemize çok uzaklarda kardeşlerimizin olduğunu bilmek, aynı Allah’a ibadet ediyor olmak, aynı düşünceyi paylaşıyor olmak, aynı duyguları taşıyor olmak bizim için çok mutluluk verici. Rabbim nasip etti buralara geldik, tanışma fırsatımız oldu. Kendisini sevenlerle birlikte olmak, kilometrelerce uzakta aynı Rabbe sevgiyle dolu ibadet ediyor olmak bizi çok sevindirdi. Bir kadın olarak da çok sevindirdi, beni çok mutlu etti. Bir kadının böyle büyük bir mücadeleyi verebilmiş olması, tebliğ mücadelesini, kendi milletinin ülkesinin içerisinde ama fikren ve ruhen yabancı fikirlere karşı mücadele verebiliyor olması çok önemli. Kadının mücadelesi İslam toplumunda çok önemli. Ben de tanıştığıma çok memnun oldum. Rabbim inşallah kendisinin rızasını kazanmayı, cennetiyle de cemaliyle de bizi müşerref kılmasını, orada da komşu olmayı nasip etsin” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: İHA