Yüz Binde Bir Görülen Rahatsızlığı Yendi, Sağlığına Kavuştu

Yüz binde bir görülen ‘ductus venosus’ vakası nedeniyle gündelik yaşantısında halsizlik ve hareket kabiliyeti kısıtlılığı yaşayan genç kız, babasının yaptığı araştırma sonucu İstanbul’da özel bir hastanede gerçekleştirilen başarılı operasyonla sağlığına kavuştu.

Yüz Binde Bir Görülen Rahatsızlığı Yendi, Sağlığına Kavuştu
Kan akışının aksaması, azalması veya olması gerekenden farklı bir yol izleyerek hayati tehlikeye neden olan ‘ductus venosus’ 19 yaşındaki Seranay İşanlar’a gündelik hayatında zor anlar yaşatıyordu. Halsizlik ve hareket etme konusunda zorlanan genç kıza uzun süre teşhis konamadı. Karaciğer naklinin tek çözüm olduğunu belirten çoğu hekime karşı baba İsmail İşanlar’ın araştırmalarıyla alternatif bir tedavinin de mümkün olduğu ortaya çıktı. Baba İsmail İşanlar’ın çabası ve Prof. Dr. Ünal Aydın’ın gerçekleştirdiği başarılı bir operasyon sonucunda Seranay İşanlar sağlığına kavuştu.

“DUCTUS VENOSUS, DOĞUMDAN SONRA DAMARIN AÇIK KALMASI DEMEKTİR”

Doğum sonrası ‘ductus venosus’ damarının açık kalmasıyla bu rahatsızlığın ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Ünal Aydın, "‘Ductus venosus’ anne karnında bizim beslenmemizi sağlayan bir damardır. Patent ‘ductus venosus’ demek bu damarın doğumdan sonra açık kalması demektir. Toplumda bu damarın açık kalma oranı neredeyse yüz elli binde birdir. Sık görülen bir durumdur ancak tespiti zordur. Çocuğunuzda uykuya meyillilik, isteksizlik ve uyumsuzluk söz konusuysa teknik olarak bir ameliyatla damar kapatılabilir. Doğal olarak kendiliğinden kapanması gereken bir damar tıp yöntemleriyle kapatılabilir. Kapatıldıktan sonra insanlar normal hayatlarına devam edebilirler" şeklinde konuştu.



"BABA DOKTOR OLMAMASINA RAĞMEN İYİ BİR ARAŞTIRMA YAPMIŞ, BİZ DE BAŞARILI BİR OPERASYON GERÇEKLEŞTİRDİK"

Başarılı bir operasyonla genç kızın sağlığına kavuştuğunu vurgulayan Aydın, "Seranay 19 yaşında, oldukça başarılı bir kızımız. Seranay doğuştan gelen hastalığı nedeniyle ‘ductus venosus’ denen damarın anneden doğduktan sonra 72 saat içerisinde kapanması gerekiyordu. Kapanmadığı için de tüm bağırsaklardaki kan karaciğer tarafından temizlenmeden direk beyne gidiyor ve beyne gittiğinde ağır bir halsizlik, uyku ve isteksizliğe neden oluyordu. Bu yüzden Seranay doğduğu günden beri adeta normal hayatın ne olduğunu bilmiyordu. Normal hayatın ne olduğunu bilmeden ciddi manada problemler yaşıyordu. Gündelik hayatında mutlu olamıyordu. Bugüne kadar ne olduğu ortaya koyulamamış. Tesadüfen bir kalp damar doktoru bir açık damarın olduğunu tespit etmiş. Damarın açık kaldığının tespit edilmesinin ardından baba ciddi bir araştırma içerisine girmiş. Baba çok bilinçli hareket etmiş, doktor olmamasına rağmen iyi bir araştırma yapmış ve bizden bu konuda yardım istedi. Görüşmelerin ardından ameliyatı planladık ve 3 ay önce ameliyatı gerçekleştirdik. Çok detaylı ölçümlerle, kalp ve bağırsaklardaki basınçlar, damarların açıklığının oranlarını hesaplayarak ‘ductus venosus’ denen damarı belli bir oranda kan akımını kısıtlayarak işlemi tamamladık. Damardaki basıncı ayarladıktan sonra çok kısa bir sürede Seranay’ın bilinci yerine geldi. Çok rahat uyuyabildiğini, dışarıda rahat gezebildiğini, okulda başarılı olduğunu hatta küçük kardeşiyle daha uzun süre zaman geçirebildiğini öğrendik" diyerek operasyon hakkında bilgi verdi.

"BABAMIN BİLİNCİ VE DOKTORUM SAYESİNDE YENİ BİR HAYATA KAVUŞTUM’’

Operasyon öncesinde düz yolda bile yürüyemediğini belirten Seranay İşanlar ise, "Operasyondan önce koşmayı bırakın, düz yolda bile yürüyemiyordum. Sürekli nefes nefese kalıyordum, oturmak istiyordum. Şimdi hızlı hızlı yürüyebiliyorum. Daha önceleri yataktan kalmak istemiyordum hiç. Sürekli yatmak istiyordum. Şimdi kalkıp hareket edebiliyorum. Babamın bilinci ve doktorum sayesinde yeni bir hayata kavuştum. Her zaman yanımda oldular. Desteklediler beni, onlardan aldığım destekle aştık" ifadelerini kullanarak, yeni bir hayata başladığını söyledi.



"4 BÜYÜK İLİ DOLAŞTIM ANCAK, DOKTORLAR BU KONUYA VAKIF DEĞİLDİ"

Karaciğer nakli olmaksızın kızlarını başarılı bir tedaviyle kurtardıklarını vurgulayan İsmail İşanlar ise, "Biz bu sürece 3 sene önce başladık. İki sene bir tedavi uygulandı ancak bir sonuç alamadık. Bursa’da tedavimiz devam ederken karaciğer naklinin çözüm olduğunu söylediler. Bu işin şifası budur dendi. Ben bu süreç içerisinde araştırmalara devam ettim. Biz Ankara’da, İzmir’de, Bursa’da çeşitli hastanelerde bulunan doktorlarla görüştük. Bu işin karaciğer nakli olmadan da çözülebileceğini anlatmaya çalıştım. Ancak pek başarılı olamadım. Maalesef bu konuya vakıf değillerdi. En son Ünal Bey’le görüştüm. Buraya gelirken aynı korkuyu yaşadım. İlk sorum, bu konuyu biliyor musunuz oldu. Biliyorum deyince rahatladım. Derdimizi anlattım, Allah razı olsun bize yardımcı oldu. Çok zor bir operasyondu ancak başarılı oldu ve kızımızı kurtardı" dedi.

(Oğuzcan Yazar/İHA)
Kaynak: İHA