TBMM'de 'Hocalı Katliamının 26. Yıl Dönümü' Fotoğraf Sergisi (1)
Başbakan Yıldırım: 'Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, buna İran'ı da dahil edebiliriz; Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın bir an önce giderilmesi için Rusya'nın da dahil olduğu ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaların, bazılarını rahatsız ettiğini de görüyoruz. Binlerce kilometre uzaktan bu bölgeye bu kadar ilgi duyulmasını da doğrusu anlamakta zorlanıyoruz' 'Bizde bir laf vardır; 'Sel gider, kum kalır.' Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz. Onun için bu bölgenin geleceğini belirleyecek olan yine bu bölgenin milletleridir. Türkiye de bunun merkezinde yer almaktadır'
Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, buna İran'ı da dahil edebiliriz; Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın bir an önce giderilmesi için Rusya'nın da dahil olduğu ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaların bazılarını rahatsız ettiğini de görüyoruz. Binlerce kilometre uzaktan bu bölgeye bu kadar ilgi duyulmasını da doğrusu anlamakta zorlanıyoruz." dedi.
Başbakan Yıldırım, TBMM'de, "Hocalı Katliamının 26. Yıl Dönümü" isimli fotoğraf sergisinin açılışına katıldı.
Yıldırım, yaptığı konuşmada, serginin, insanlık dışı bir katliamı en açık şekilde gösterdiğini belirterek, Hocalı Katliamı'nı hafızalarda canlı tutmak ve gelecek nesillere aktarmak gerektiğini ifade etti.
Dünyanın gelişmiş bazı ülkelerinin, "Ermeni soykırımı" diye uydurdukları bir mesele üzerinden Türkiye'yi sıkıştırma gayretleri olduğunu dile getiren Yıldırım, "Eğer geçmişte bir katliam, soykırım varsa önce bu teşebbüste bulunan ülkelerin, kendi tarihlerine bakmaları lazım. Bizim tarihimizde sömürgecilik, katliam, soykırım yoktur. Mezhep, etnik çatışma temelli yüz kızartıcı bir tarihimiz yoktur. En rahat millet biziz, çünkü 619 sene üç kıtada dünyaya barış, kardeşlik getirmişiz. İnsanlığın en yüksek değerlerini bütün dünyaya göstermişiz." diye konuştu.
- "Çözüme yönelik adım atılmasını bekliyoruz"
Azerbaycan Yukarı Karabağ meselesinin çözülemediğine işaret eden Yıldırım, "Uluslarası toplumun ayak sürümeyi artık bırakması ve bu bölgedeki sorunlara karşı tarafsız, çifte standarttan uzak, çözüme yönelik adımları mutlaka atmasını bekliyoruz." dedi.
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan milletvekillerinden oluşan heyet ile bugün çok verimli bir toplantı yaptıklarını aktaran Yıldırım, üç ülkenin bölgede geliştirdiği stratejik iş birliği sayesinde Kafkasların, Orta Asya'nın bir anlamda güvenliğini tesis ettiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, bir yandan stratejik öneme haiz petrol boru hatları, doğalgaz hatları, demiryolu hatları inşa edilirken, diğer yandan da parlamentolar arasındaki iş birliğinin artarak devam ettiğini belirtti.
Yıldırım, Kafkasların ve Orta Asya'nın gelişmesi, refahı, kalkınmasının bütün bölgenin geleceği, barışı için hayati bir öneme sahip olduğunu kaydetti.
- "Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz"
Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Samed Seyidov'un, Avrupa Konseyi'nde, Afrin ile ilgili yaptığı konuşmayı hatırlatan Yıldırım, "O tarihi konuşma, bugün Türk insanının zihninde adeta nakış nakış işlenmiştir." dedi.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, buna İran'ı da dahil edebiliriz; Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın bir an önce giderilmesi için Rusya'nın da dahil olduğu ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaların, bazılarını rahatsız ettiğini de görüyoruz. Binlerce kilometre uzaktan bu bölgeye bu kadar ilgi duyulmasını da doğrusu anlamakta zorlanıyoruz. Aslında anlıyoruz da anlamamazlıktan geliyoruz. Çünkü bizde bir laf vardır; 'Sel gider, kum kalır.' Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz. Onun için bu bölgenin geleceğini belirleyecek olan yine bu bölgenin milletleridir. Türkiye de bunun merkezinde yer almaktadır. "
(Sürecek)
Kaynak: AA
Başbakan Yıldırım, TBMM'de, "Hocalı Katliamının 26. Yıl Dönümü" isimli fotoğraf sergisinin açılışına katıldı.
Yıldırım, yaptığı konuşmada, serginin, insanlık dışı bir katliamı en açık şekilde gösterdiğini belirterek, Hocalı Katliamı'nı hafızalarda canlı tutmak ve gelecek nesillere aktarmak gerektiğini ifade etti.
Dünyanın gelişmiş bazı ülkelerinin, "Ermeni soykırımı" diye uydurdukları bir mesele üzerinden Türkiye'yi sıkıştırma gayretleri olduğunu dile getiren Yıldırım, "Eğer geçmişte bir katliam, soykırım varsa önce bu teşebbüste bulunan ülkelerin, kendi tarihlerine bakmaları lazım. Bizim tarihimizde sömürgecilik, katliam, soykırım yoktur. Mezhep, etnik çatışma temelli yüz kızartıcı bir tarihimiz yoktur. En rahat millet biziz, çünkü 619 sene üç kıtada dünyaya barış, kardeşlik getirmişiz. İnsanlığın en yüksek değerlerini bütün dünyaya göstermişiz." diye konuştu.
- "Çözüme yönelik adım atılmasını bekliyoruz"
Azerbaycan Yukarı Karabağ meselesinin çözülemediğine işaret eden Yıldırım, "Uluslarası toplumun ayak sürümeyi artık bırakması ve bu bölgedeki sorunlara karşı tarafsız, çifte standarttan uzak, çözüme yönelik adımları mutlaka atmasını bekliyoruz." dedi.
Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan milletvekillerinden oluşan heyet ile bugün çok verimli bir toplantı yaptıklarını aktaran Yıldırım, üç ülkenin bölgede geliştirdiği stratejik iş birliği sayesinde Kafkasların, Orta Asya'nın bir anlamda güvenliğini tesis ettiğini söyledi.
Başbakan Yıldırım, bir yandan stratejik öneme haiz petrol boru hatları, doğalgaz hatları, demiryolu hatları inşa edilirken, diğer yandan da parlamentolar arasındaki iş birliğinin artarak devam ettiğini belirtti.
Yıldırım, Kafkasların ve Orta Asya'nın gelişmesi, refahı, kalkınmasının bütün bölgenin geleceği, barışı için hayati bir öneme sahip olduğunu kaydetti.
- "Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz"
Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Samed Seyidov'un, Avrupa Konseyi'nde, Afrin ile ilgili yaptığı konuşmayı hatırlatan Yıldırım, "O tarihi konuşma, bugün Türk insanının zihninde adeta nakış nakış işlenmiştir." dedi.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan, buna İran'ı da dahil edebiliriz; Suriye ve Irak'taki istikrarsızlığın bir an önce giderilmesi için Rusya'nın da dahil olduğu ciddi bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmaların, bazılarını rahatsız ettiğini de görüyoruz. Binlerce kilometre uzaktan bu bölgeye bu kadar ilgi duyulmasını da doğrusu anlamakta zorlanıyoruz. Aslında anlıyoruz da anlamamazlıktan geliyoruz. Çünkü bizde bir laf vardır; 'Sel gider, kum kalır.' Onlar gidecek, biz burada kalmaya devam edeceğiz. Onun için bu bölgenin geleceğini belirleyecek olan yine bu bölgenin milletleridir. Türkiye de bunun merkezinde yer almaktadır. "
(Sürecek)