Yeni Standartlarda Obezite Cerrahisi

İzmir’de hizmet veren Özel Ege Şehir Hastanesi, yeni standartlara uygun, endokrin hastalıkları uzmanı onaylı obezite ameliyatlarını SGK anlaşması kapsamında gerçekleştiriyor.

Yeni Standartlarda Obezite Cerrahisi
Son zamanlarda yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obez kişi sayısının giderek artması sebebiyle tip-2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, kanser, depresyon, kısırlık ve benzeri hastalıkların yanı sıra kişilerin sosyal yaşamı da olumsuz etkilendiğini anlatan Özel Ege Şehir Hastanesi Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Özgün Akgül, “Obezitenin çeşitli tedavi yöntemleri vardır. Obezitenin birinci basamak tedavisi diyet ve egzersizdir. Hastanın sağlığını bozmadan kalori alımı azaltılır ve egzersiz yaptırarak kalori harcaması arttırılır. Sonraki aşamada davranış değişikliği eklenir. Hastanın kullandığı tabak çataldan tutun, yemek süresi, nerede ve kimlerle yediğine kadar günlük hayatı incelenerek düzenlemeler tavsiye edilir. Bu aşamaları uygulamasına rağmen başarılı olamayan hastalar için cerrahi tedaviler gündeme gelir. Diyet ve egzersiz tedavisine rağmen kilo verememiş olan, vücut kitle indeksi 40’tan büyük olan, 35-40 arasında olup ek hastalığı olan,18-65 yaş aralığında olan, obeziteye bağlı ek rahatsızlığı olan hastalara cerrahi tedavi uygulanabilir” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın obezite cerrahisi uygulamaları ile ilgili olarak Ekim 2017’de bir genelge yayınladığını da açıklayan Akgül, “Bu genelgede yayınlanan tüm şartları taşımaktayız. Hastanemizde yeni standartlara uygun, SGK anlaşmalı, endokrin hastalıkları uzmanı onaylı obezite ameliyatlarını gerçekleştirmekteyiz. Obezite ameliyatı öncesi gerekli değerlendirmeleri yapacak uzman doktorlarımız, obezite şartlarına uygun alt yapı ve gerekli cerrahi donanıma sahip ameliyathanemiz bulunmaktadır. Obezite hastalarımız ameliyat için görüşmeye geldiklerinde ilk olarak hastanın hikayesi dikkatlice incelenir. Fizik muayenesi ve tetkikleri ile değerlendirilerek hastayla birlikte en uygun cerrahi yöntem belirlenir. Ameliyat öncesi muhakkak endoskopi ile mide ve on iki parmak bağırsağı değerlendirilir. Ameliyata engel bir durum tespit edilmezse ameliyat günü belirlenir ve öncesinde neler yapması gerektiği anlatılır. Ameliyat günü geldiğinde hasta özel odasına alınır ve hazırlanır. Ameliyathanede anestezi işlemleri uygulandıktan sonra belirlenen cerrahi işleme başlanır ve birkaç saat içinde hasta yatağına alınır. Ortalama 3 saat sonra, anestezinin etkisi geçince, hasta ayağa kaldırılır ve yürütülür. Kişisel ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelir” diye konuştu.

Obezite ameliyatlarının en büyük avantajının kapalı yöntemle yapıldığı için ameliyat sonrası çok daha az ağrı duyulduğunu ifade eden Akgül, “Hasta kısa sürede normal hayatına dönebilir. Operasyondan sonra yaklaşık 3 gün hasta misafir edilir. Ameliyat sonrası dikkat etmesi gereken hususlar hatırlatılır ve bu bilgiler yazılı olarak hastayla paylaşılır. Diyetisyen detaylı bilgiler verir. Taburcu olduğu gün reçete verilirken kontrol randevuları ayarlanır. Düzenli aralıklarla hastalarla iletişime geçilir. Kontrollere geldiğinde kan tahlilleri istenir. Gerek görülürse takviye yapılır” ifadelerini kullandı.

“Obezitenin hormonal tedavisi bulunamadı”

Özel Ege Şehir Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Üçkaya ise hareketsiz yaşam ve yüksek kalorili beslenmenin vücuttaki kalori dengesini bozduğunu vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “’Obezitenin hormonal tedavisi bulunamamıştır. Hormon bilimi olan endokrinoloji, hormonal bir hastalık olduğuna neredeyse emin olduğumuz obezitenin karmaşasını henüz çözememiştir. Bu nedenle bir ilaç vererek obezitenin düzeltilemeyeceği görülmüştür. Modern yaşamla birlikte yüksek kalori alırız, az hareket ederiz, bünyemiz yağlanmaya yatkın olduğu için hızla yağlanırız. Bu yağlanma bir metabolik sınırı aşınca kısırdöngüye dönüşür: yağımız yükseldikçe, kanımızdaki insülin artar, insülin arttıkça yağlanmamız artar. Bu ’insülin direncidir. İnsülin, yağ dokusunu çok sever. Bu döngüyü kırarak normale döndürecek ilaç tedavi modelitesi bulunamamıştır. Bizim endokrinolog olarak rolümüz, hastamıza zaman ve sağlık kaybettirmeden, bu obezite aşamasını geçip geçmediğini fizik muayene ve biyokimyasal bulgularla saptamak, tıbbi yöntemlerle ya da uygun obezite cerrahisi ile tedavi edilmesi konusunda karar vermektir” diye konuştu.

Kaynak: İHA