'Özel Askeri Şirketler Paneli'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve ASSAM Yönetim Kurulu Başkanı Tanrıverdi: '(SADAT) Cumhurbaşkanı'na saldırmak isteyen muhalif gruplar diyor ki sözde biz Cumhurbaşkanı'na gizli ordu kuruyor muşuz... Ne alakası var? Sonuç itibarıyla SADAT'ın esas misyonu; İslam ülkelerine gelen tehdidi belirlemek, buna karşı o ülkede güç geliştirmek, bu gücün kullanılmasını planlama konusunda danışmanlık yapmak' 'PYD, DEAŞ, PKK, Amerika Birleşik Devletleri'nin özel askeri şirketidir. O fonksiyonu yapıyor. Malzemesini, parasını veriyor, taşeron gibi o küresel güçlerin hedefleri olan bölgelerde, Amerika'nın ordusunu göndermiş gibi bunlara iş yaptırıyor. Dolayısıyla bunlara böyle bakmak lazım'

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Tanrıverdi, Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi'nin (SADAT) misyonuna ilişkin, "Cumhurbaşkanı'na saldırmak isteyen muhalif gruplar diyor ki sözde biz Cumhurbaşkanı'na gizli ordu kuruyor muşuz... Ne alakası var? Sonuç itibarıyla SADAT'ın esas misyonu; İslam ülkelerine gelen tehdidi belirlemek, buna karşı o ülkede güç geliştirmek, bu gücün kullanılmasını planlama konusunda danışmanlık yapmak." dedi.

ASSAM, SADAT ve Adaleti Savunanlar Derneği'nin (ASDER) iş birliğiyle Üsküdar Üniversitesi'nde düzenlenen, "Özel Askeri Şirketler Paneli"nde konuşan Tanrıverdi, şirketin kurulma sürecini anlattı.

Dünyada askeri şirketlerin 1990'lı yıllarda oluşmaya başladığına işaret ederek, konuya ilişkin bilgi veren Tanrıverdi, Türkiye'nin de ciddi bir askeri birikime sahip olduğunu, bunun da kendilerini, "Millet, ümmet olarak ne yapılabilir?" düşüncesine sevk ettiğini dile getirdi.

Tanrıverdi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yetişemediği yerlerde emekli askerleri organize ederek, özellikle dost ve İslam ülkelerine ihtiyaç duyduğu askeri desteği verebilmek amacıyla böyle bir oluşumun gerçekleştirildiğini belirtti.

- "Savunma sanayinin milleşmesi fevkalade önemli"

Tanrıverdi, "Savunma sanayisi milli olmayan bir devletin tam bağımsız olduğunu iddia etmek abesle iştigal olur. Amerika'nın silahıyla Amerika'ya kafa tutamayız. O bakımdan savunma sanayinin millileşmesi fevkalade önemli. Silahlı kuvvetler sadece savaşma unsuru değildir, barışın garantisidir. Güçlü bir silahlı kuvvetlerimiz yoksa her an, her yerden tehlikeyi beklememiz lazım. Savaşa hazır değilsek, barış ve huzur yoktur. O bakımdan savunma sanayisinin de mutlaka millileşmesi lazım." ifadelerini kullandı.

SADAT'ın misyonunu anlatan Tanrıverdi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanı'na saldırmak isteyen muhalif gruplar diyor ki sözde biz Cumhurbaşkanı'na gizli ordu kuruyor muşuz... Ne alakası var? Sonuç itibarıyla SADAT'ın esas misyonu; İslam ülkelerine gelen tehdidi belirlemek, buna karşı o ülkede güç geliştirmek, bu gücün kullanılmasını planlama konusunda danışmanlık yapmak. Bu konuda silahlı kuvvetlerin ihtiyaç duydukları özel eğitim konularında eğitim danışmanlığı yapmak. Aynı zamanda ihtiyaç duyulan savunma sanayi ürünlerinin dost-müşterek üretilmesini ve de dost ülkelerden tedarikini temin edecek tarzda danışmanlık yapmak için kurulmuş bir şirkettir. Dolayısıyla bizim, savunma sanayi sektörünün yanında, Türkiye içerisinde faaliyet göstermesi için, savunma hizmet sektörünün de oluşması konusunda kanun teklifimiz var. Ve bizim devlet ricaline söylediğimiz; 'Bir iki şirketle olmaz. Bu tür şirketlerin sayısını arttırınız ve bunu devlet Türk dış politikasının bir enstrümanı olarak kullansın. Bizim bu tür şirketlerin, devletin kontrolünde dost ülkeleri sömürmek için değil, kendi ayakları üzerinde durmaları için onlara askeri danışmanlık, eğitim konularında hizmet vermesi yönünde sunduğumuz kanun tekliflerimiz şu an Meclis'te."

- "Bu büyük bir tehdittir"

Bugün Irak'ta 42 özel güvenlik ve askeri şirket olduğunu aktaran Tanrıverdi, şunları kaydetti:

"PYD, DEAŞ, PKK, Amerika Birleşik Devletleri'nin özel askeri şirketidir. O fonksiyonu yapıyor. Malzemesini, parasını veriyor, taşeron gibi o küresel güçlerin hedefleri olan bölgelerde, Amerika'nın ordusunu göndermiş gibi bunlara iş yaptırıyor. Dolayısıyla bunlara böyle bakmak lazım. Yani askeri şirketler, küresel ve emperyalist güçlerin o ülkeleri kontrol etmek için o ülkelerde tesis ettikleri askeri varlıklardır. Bu büyük bir tehdittir. Bunu dost ülkelerimizde ve ülkemizde bilmemiz lazım."

- "SADAT Özgür Suriye Ordusu'na eğitim vermiyor"

Adnan Tanrıverdi, konuşmaların ardından dinleyicilerin sorularını da cevapladı.

Özgür Suriye Ordusu'nun eğitiminde SADAT'ın görev alıp almadığının sorulmasına üzerine Tanrıverdi, şunları kaydetti:

"SADAT Özgür Suriye Ordusu'na eğitim vermiyor. Özgür Suriye Ordusu'na Silahlı Kuvvetlerimiz eğitim veriyor. Biz, Özgür Suriye Ordusu'nun kuruluş safhasında Hatay'ın güneyindeki mülteci kampında Özgür Suriye Ordusu'nun ilk kurucusu Albay Riyad Esad isminde bir şahsın olduğunu duyduk ve oraya gittik. O zaman daha Suriye'de muhalefetin silah kullanmama kararının olduğu bir dönem. Yani aşağı yukarı 1 sene kadar, rejimin zulmüne karşı silahsız mukavemet edecek tarzda direndiler. Biz o zaman bir rapor hazırladık. O raporumuzu devletimize gönderdik. Dedik ki; 'Bunların muhalefet olarak organizasyona ihtiyacı var. Bunu eğer devlet olarak Silahlı Kuvvetlerimiz üstlenirse 6 ayda bu kargaşa biter. Eğer SADAT'a bu konuda yetki verilirse SADAT da 1 sene de ancak bitirebilir'. Ancak o günün koşullarında bu mesele icraata geçirilemedi ve o iş orada kaldı. SADAT'ın Özgür Suriye Ordusu ile herhangi bir fiili ilişkisi olmadı. Somali'de de Silahlı Kuvvetlerimiz oraya gitmeden önce Somali'den bir yetkili SADAT'tan orada bir üs kurmasını talep etti. Sonra Silahlı Kuvvetlerimiz gidince bize ihtiyaç kalmadı. Zaten biz Silahlı Kuvvetlerimizin olmadığı, ulaşamadığı yerlere hizmet verelim demiştik. Silahlı Kuvvetlerimiz şimdi oraya hizmet verecek bir üssü kurdu."

Programın ardından basın mensuplarının SADAT'a yönelik iddialara ilişkin sorusu üzerine açıklamalarda bulunan Tanrıverdi, konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduklarını, tazminat davası açacaklarını belirterek, "Bizim Türkiye'de herhangi bir askeri üssümüz yok, silahlı bir unsur eğitmiyoruz. 'Paramiliter yapı oluşturuyor' derken, sivilleri silahlandırıyor, demek istiyor. Böyle bir şey yok. Tamamen safsata, biraz daha ileri gidersek iftira." değerlendirmesinde bulundu.

Program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Kaynak: AA