Astım Aktivitelere Engel Değil

KTÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan: 'Astımdaki esas öneri düzenli takip ve ihtiyaç duyulan ilaçların düzenli şekilde kullanılmasıdır. Çocuklarda hiçbir aktivite kısıtlamasını önermiyoruz' 'Çocuklar yaşlarının gerektirdiği bütün aktiviteleri yapmalıdır. Bizim hedefimiz bunu sağlayacak türde tedaviye başlamaktır'

MELTEM YILMAZ - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Orhan, astımdaki esas önerinin, takip ve ihtiyaç duyulan ilaçların düzenli şekilde kullanılması olduğunu bildirdi.

Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, astımın çocuklarda en sık görülen kronik hastalıklardan biri olduğunu söyledi.

Astımın bronşlarda kronik iltihaplanma olduğunu dile getiren Orhan, astımdaki iltihaplanmaya bağlı belirtilerin de dönem dönem kendini gösterdiğini ifade etti.

Orhan, astımın esasen çocukluk çağında başladığını ve erişkine doğru devam ettiğini belirterek, "Çocuklarda sıklıkla beklediğimiz belirtiler hışıltılı solunum, nefes verirken göğüsten birtakım seslerin çıkması, nefes darlığı ve öksürüktür. Bu belirtiler gece ve sabah saatlerinde daha belirgin, öğleden sonra ise biraz rahattır. Bu hastalar astım tedavisiyle çabucak rahatlar." diye konuştu.

Astım hastalarının günlük hayatlarına devam edebileceklerine dikkati çeken Orhan, şöyle devam etti:

"Astım hastalarında belirti her zaman yoktur, dönem dönem vardır. O yüzden bu hastalarda günlük hayattan uzaklaşma beklemiyoruz. Anne ve babalara önerimiz de çocuğun yaşına uygun bütün aktiviteleri yapmasına izin verilmesidir. Çocuk sporunu da yapacak, oyununu da oynayacak, dışarıda da her türlü aktivitede bulunacak. Böyle bir yasağımız kesinlikle olmamalı. Bizim yaptığımız şey çocuğun bu aktiviteleri yapabilecek şekilde tedavisini devam ettirebilmektir. Bunun için de ailelerin belli aralıklarda çocuklarını hekime götürerek, gerekli kontrolleri sağlamaları gerekiyor."

- "Astım tedaviyle çok kolay kontrol altına alınır"

Prof. Dr. Orhan, çocukluk çağı astımlarının bir kısmının düzelebileceğine işaret ederek, "Çocukluk çağı astımlarının bir kısmı belli yaşlardan sonra artık tekrarlamaz. Astımın birçok tipi var. Önemli bir kısmı belli yaş arasında 3 ile 6, bir kısmı 10 ile12 yaş arasında artık belirti vermez hale geliyor. Zemininde alerji olan tiplerin ise ömür boyu kaldığını ifade ediyoruz ve anne babalarla da konuşuyoruz." dedi.

Astımın belirtilerini viral enfeksiyonlar ile egzersizlerin de tetikleyebileceğini aktaran Orhan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu durum egzersizden uzak tutulması anlamına gelmez. Özellikle egzersizin mutlaka yapılması gerektiğini söylüyoruz. Astım tedaviyle çok kolay kontrol altına alınır. Hedefimiz de bu tedaviyle çocuğun yaşıtları kadar egzersiz yapabilir hale gelmesini sağlamaktır. Bunun dışında alerjenlere maruz kalma, sigara, kirli hava, ağır stres durumlarında da ataklar tetiklenebilir."

- "Kişide genetik bir yatkınlığın olması gerekiyor"

Prof. Dr. Orhan, astımda genetik bir yatkınlığın söz konusu olduğunu aktarara, bu durumun da çevresel şartlarda uygun hale geldiğinde astımı ortaya çıkarttığını belirtti.

Astımın mikrobik ya da bulaşıcı bir hastalık olmadığını vurgulayan Orhan, kişide genetik bir yatkınlığın olması gerektiğini, tek başına çevresel faktörlerin varlığının astımı ortaya çıkartmadığını kaydetti.

Prof. Dr. Orhan, astımda hekim kontrolünün önemli olduğunu dile getirerek, "Astımdaki esas öneri düzenli takip ve ihtiyaç duyulan ilaçların düzenli şekilde kullanılmasıdır. Çocuklarda hiçbir aktivite kısıtlamasını önermiyoruz. Çocuklar yaşlarının gerektirdiği bütün aktiviteleri yapmalıdır. Bizim hedefimiz bunu sağlayacak türde tedaviye başlamaktır." diye konuştu.
Kaynak: AA