İstanbul İl Emniyet Müdürü Çalışkan Açıklaması

Büyükşehirlerde yaşanan güvenlik sorunlarının ele alındığı “Metropol Güvenliği” panelinde “İstanbul’un Güvenlik Sorunları ve Çözüm Yolları” başlıklı bir sunum yapan İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, 35 bin 334 polis ile güvenliği sağladıklarını söyleyerek, İstanbul’un birçok metropolden daha güvenli olduğunu ancak İstanbul ile ilgili çok daha farklı bir algı oluşturulmaya çalışıldığını kaydetti.

İstanbul İl Emniyet Müdürü Çalışkan Açıklaması
İstanbul Aydın Üniversitesi Ulusal Güvenlik ve Strateji Uygulama ve Araştırma Merkezi (USAM) tarafından düzenlenen “Metropol Güvenliği” panelinde İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, “İstanbul’un Güvenlik Sorunları ve Çözüm Yolları” başlıklı bir sunum yaptı. İstanbul’da uyguladıkları polislik modelinin proaktif model olduğunu ifade eden Çalışkan, bu modelle polisin suç işlenmeden önce harekete geçerek, gerekli önlemlerin alındığını söyledi.

Dünya metropollerinde suç karşılaştırması da yapan Çalışkan, İstanbul’un birçok metropolden çok daha güvenli olduğunu ve İstanbul’da her 400 kişiye 1 polis düştüğünü kaydetti.

“Eğitimle problemlerin yüzde 50’si doğrudan çözülür”

İstanbul Polis Teşkilatı yapılanmasını anlatan Çalışkan, “İstanbul Emniyeti’ne bağlı 34 emniyet müdürü, 206 müdür, 1.827 orta kademeli amir, 35 bin 334 polis ve 2 bin 846 mahalle bekçisi ile İstanbul’un emniyetini sağlıyoruz. Büyük bir teşkilatız” dedi, Personel profilini de anlatan Çalışkan, “1960’lı yıllarda polislerin okuma-yazma bilmesine bile gerek duyulmadan alımlar yapılıyordu. Şu anda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 23 bin 489 üniversite,12 bin 474 de yüksek lisans mezunu polisimiz var. Eğitim her şeyin temeli. Eğer ailede, okulda ve meslekte eğitimi yeterince verirsek, problemlerin yüzde 50’si doğrudan çözülür” diye konuştu.

Türkiye üzerine farklı bir algı çizilmeye çalışılıyor”

Dünya metropollerinde suç karşılaştırması yapan Çalışkan, “Dünyada 200 kişiye 1 polis, İstanbul’da ise 400 kişiye 1 polis düşüyor. Birçok metropolle İstanbul’da yaşanan suçları kıyasladığımızda İstanbul kent güvenliğinin çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Ancak gazetelerde ve televizyonlarda Türkiye üzerine suç oranlarıyla ilgili çok daha farklı bir algı çizilmeye çalışılıyor. Tecavüz olayları yansıtıldığından çok daha düşük. Cinayet konusunda da durum böyle. 2017’de 100 bin ortalama nüfusa göre İstanbul’da işlenen cinayet suçunun 2,6 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Dünya üzerinde gelişmiş birçok ülkede bu rakamların çok daha yüksek olduğu yapılan araştırmalarda ortada” dedi.

“İstanbul’da suçların yüzde 5,4’ünü yabancılar işlemiş”

İstanbul’un ve hatta dünyanın en büyük problemlerinden birinin de yabancı uyruklu şahısların karıştığı suçlar olduğunu belirten Çalışkan, “İstanbul’da ağırlıklı olarak yaralama, yan kesicilik, iş yerinde hırsızlık, gasp ve evde hırsızlık gibi konularda yabancıların yer aldığını görüyoruz. İstanbul’da işlenen ve bizim katalog suçu olarak tabir ettiğimiz öldürme, yaralama ve gasp gibi önemli suçların yüzde 5,4’ünü yabancılar işlemekte. Son istatistiklere göre 300 cinayetin yüzde 15’ini, yan kesicilik suçlarının ise yüzde 35’ini yabancılar işlemiş” dedi.

“Suç oranlarında yüzde 17,5 düşüş var”

İstanbul’un suç istatistiğine de değinen Çalışkan, “İstanbul emniyet müdürlüğü olarak kendimizle yarışıyoruz. Geçen yıla olanla suçta yüzde 17,5 düşüş var. Bu rakamlar açıklandıktan sonra ‘Acaba suç saklanıyor mu?’ sorusu akıllarda beliriyor. Müfettişlerimiz tarafından da yapılan detaylı incelemelerde adliyedeki suç sayısıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki suç sayısı aynı. Suç saklama gibi bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yadigâr İzmirli: “ Hızlı kentleşme çatışma ortamı oluşturuyor”

Panelde bir konuşma gerçekleştiren İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigâr İzmirli ise suç oranlarının artmasında hızlı kentleşmenin önemli bir neden olduğunu kaydederek, şu ifadelerde bulundu: “Dünyanın en büyük problemlerinden biri hızlı kentleşme. Bu sorun kentleri çatışmaların odağı haline getiriyor. Güvenlik alanında ortaya yeni tehditler çıkıyor. Dünyadaki örneklere de bakıldığında bu yeni tehditlere karşı, zorlu bir mücadeleye girişilmesi gerektiğini anlıyoruz. Bu mücadele; uluslararası politika, uluslararası güvenlik ve istihbarat önlemlerinin yanı sıra kentlerin yapısını da kapsamalı.”
Kaynak: İHA