'Ben (Mi) Sağırım?' Adlı Kısa Filmin Galası Yapıldı

İşitme engelli Kevser, eşi Murat ile koda olan kızları Ayşe ve Elif’in günlük sosyal hayatta, aile içerisinde, bürokratik hayatta yaşadıkları handikapları ve ruhsal sorunlarına yoğunlaşan 'Ben (mi) Sağırım?' adlı film '3 Aralık Dünya Engelliler Günü' kapsamında izleyiciyle buluştu.

İşitme engelli bireylerin yaşadığı sıkıntıları anlatan "Ben (mi) Sağırım?" adlı kısa filmin gala gösterimi yapıldı.

"3 Aralık Dünya Engelliler Günü" kapsamında izleyiciyle buluşan filmin gösterimi Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nde gerçekleştirildi.

Gösterime oyuncu Yavuz Gürbüz ve gazeteci Fikri Akyüz'ün yanı sıra pek çok davetli katıldı.

Filmin gösteriminin arından TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı açılış konuşması yaptı.

İşitme engelli Kevser, eşi Murat ile koda olan kızları Ayşe ve Elif’in günlük sosyal hayatta, aile içerisinde, bürokratik hayatta yaşadıkları handikapları ve ruhsal sorunlarına yoğunlaşan filmin senaristi ve yönetmeni Yakup Keskin, söyleşide yaptığı konuşmada, senaryo yazım aşamasında vakıf olduğu engellilerin dünyasından çok etkilendiğini söyledi.

- "İşitemeyenlerin sıkıntılarına mercek tutmaya çalıştık

Keskin, bir federasyondan gelen talep üzerine filmi yapmaya başladıklarına dikkati çekerek, "İnsanları 'biyolojik anlamda işitemeyenler', ve 'işitip de işitemeyenler' olarak ikiye ayırıyorum ben. Yani kalp, ruh, nefs, duygu, his dediğimiz zaviyeden. Biyolojik olarak işitemeyenlerin günlük sosyal hayatta, aile içinde, bürokratik hayatta yaşadıkları handikapları anlatmaya, onların sıkıntılarına mercek tutmaya çalıştık." diye konuştu.

Zaman zaman filmin yapılamama durumlarının da ortaya çıktığını belirten Keskin, "Ben yine de çabaladım, 'Bu kısa filmi imkanlar nispetinde çekeceğim.' dedim. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan minik bir destek aldık, oyuncu arayışına girdik. Elazığ şartlarında işaret dili bilen oyuncu bulamadığımız için Murat'ı oynayan arkadaşımız Malatya'dan geldi. Oyuncu arkadaşlarımız yoğun gayret gösterdiler." ifadelerini kullandı.

Keskin, kendisin de rol aldığı film hakkında, "İşitme engelli babanın üzerinden engelli bireylerin okuma-yazma sorununu anlattık. Kuralsız, devrik cümleler kuruyorlar. Filmde, gerçek hayatta yaşanmış, okuma-yazma eksikliğinden dolayı kendini anlatamayan bir babanın noterde dolandırılma hikayesi yer alıyor." şeklinde bilgi verdi.

Erol Erdoğan ise Keskin'in filmlerde, dizilerde ve tiyatro oyunlarında rol aldığını ifade etti.

- "Türkiye fikri anlamda bir kavşakta"

Keskin'in bu çalışmasında engellilerle, özellikle sağırlarla ilgili izleyicinin kendisini sorgulamasını sağladığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yakup dramatik bir yöntemle çok ciddi bir haykırışta bulunuyor. Türkiye'de son yıllarda iki gelişmeyi hem analiz olarak takip ediyor hem de önemli buluyorum. Birincisi, kısa film noktasında önceki yıllarla kıyaslanamayacak kadar artış var. Kısa film festivalleri, kısa film yarışmaları düzenleniyor. Öyle yarışmalar oluyor ki bazen 500-600, bin eserin başvurduğunu görüyoruz. İkincisi ise dergi noktasında. Biliyorsunuz teknoloji, dijital alan geliştikçe matbu dergilerin biteceği falan konuşuluyordu ama son dört beş yılda tam aksine bir durum ortaya çıktı ve Türkiye'de dergi sayıları hızlıca artıyor. Ben hem matbu dergilerin sayıca ve tür olarak artışını hem de kısa filmlerdeki artışını aynı gerekçeye fikri arayışlara bağlıyorum."

Erdoğan, uzun metraj filmlerin ve televizyon dizinlerinin iyi vakit geçirmek ya da büyük şeyleri anlatmak için çekildiğine işaret ederek, "Kısa filmin amacı ise; bize bir cümle fikir söylemek, farkındalık oluşturmak ya da yeni bir şey söylemek. Dolayısıyla hem dergilerin hem de kısa film noktasındaki çabaların artması Türkiye'nin aslında fikri anlamda bir kavşakta olduğunu haber veriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Oyuncu Sebahat Adalar da herkesin bir engelli adayı olduğunun ve bu konuda duyarlı olunması gerektiğinin altını çizerek "Ben (mi) Sağırım?" filiminin sosyal sorumluluk anlamında çok kıymetli olduğunu dile getirdi.
Kaynak: AA