'Mevlana 800 Yıldır Barış Ve Dostluk Işığını Dünyaya Yayıyor'

Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Temizel: 'Mevlana değerli eserleri ve engin düşünceleriyle 800 yıldan bu yana irfan, barış, dostluk ve merhamet ışığını tüm dünyaya yaymaya devam ediyor' Afganistanlı araştırmacı Şukufe Ekberzade: 'Mevlana'nın öğretileri doğrultusunda Afganistan'da barış yollarının bulunmasını öneriyorum'

Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Temizel, Mevlana Celaleddin Rumi'nin eserleri ve düşünceleriyle 800 yıldan bu yana tüm dünyaya irfan, barış, dostluk ve merhamet ışığını yaydığını söyledi.

İran'ın başkenti Tahran'da, Türkiye, Afganistan, Tacikistan ve İranlı akademisyenlerle Mevlana üzerine çalışma yapan araştırmacıların katılımıyla Uluslararası Mevlana Sempozyumu düzenlendi.

Temizel, Suruş-i Mevlana Kurumu tarafından organize edilen sempozyumda, barış, dostluk ve merhamet gibi güzel kelimelerin insanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar hep var olduğunu belirtti.

Bu kavramlara kutsal kitapların yanı sıra irfani, felsefi, hikmet, sosyal, ahlaki ve edebi kitaplardan da aşina olduklarını belirten Temizel, şöyle devam etti:

"İrfan edebiyatında barış, dostluk ve merhamet kelimelerine özel önem verilmiştir. Arifler ve şairler eserlerinde defalarca insanlara bu konularda öğütlerde bulunmuştur. Mevlana Celaleddin Rumi, 13'üncü yüzyılda yaşayan en fazla tanınan ve en önemli ariflerdendir. Mevlana değerli eserleri ve engin düşünceleriyle 800 yıldan bu yana irfan, barış, dostluk ve merhamet ışığını tüm dünyaya yaymaya devam ediyor."

Temizel, Mevlana'nın insanın kendisini bağlayan tüm prangalarından kurtularak aslına dönmek için çaba göstermesi gerektiğini anlattığını belirterek, "Mevlana, asıl düşmanın içimizde olduğunu, onun nefsimiz olduğunu dile getirmiştir. Her şeyden önce içimizi bu düşmandan kurtarmamız gerekiyor. Bu düşmandan kurtulmamız için de başkalarının derdiyle dertlenmemiz gerektiğine işaret ediyor. Mevlana, harici düşmandan kurtulmamız için dahilideki nefsi öldürmemiz gerektiğini ifade etmektedir. Nefsi emmareyi kontrol edebilirsek düşmanımız kalmayacaktır." dedi.

Taassup ve bencillikten uzak durulmasının önemini vurgulayan Temizel, şunları kaydetti:

"Mevlana'nın eserlerini bir kere daha baştan sona yeni bir bakış açısıyla okumaya karar verelim, önümüzde yeni pencereler açılsın ve dünyayı başka şekilde görelim. O günlerin hayaliyle yaşayalım ki hiçbir çocuk savaşın acısını tatmasın ve anneler de çocukları için gözyaşı dökmesin. Kimse aslından ve vatanından koparılmasın. Çünkü bu dünya hepimize yeter."

- "Mevlana Celaleddin bir savaş kurbanıdır"

Afganistanlı araştırmacı Şukufe Ekberzade de barış, kardeşlik ve sulh gibi kavramların varlıklar arasındaki dostluk kanallarının oluşması için birer vasıta olduğunu ifade ederek, "Bunlar düşmanlık ve ayrışma kelimelerinin karşıtıdır. Bölgemiz Afganistan, sürekli olarak savaşların merkezi olmuştur. İktidar ve ideolojik iç savaşlar bunun en bariz örnekleridir." diye konuştu.

Ekberzade, şunları söyledi:

"Mevlana Celaleddin, Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinden olup, o da bir savaş kurbanıdır. Çocukluğu savaş ve göç haberleriyle geçmiştir. O nedenle savaşın tahrip edici yönüne çok aşinadır, çünkü hicreti ve başkalarıyla birlikte yaşamı tecrübe etmiş biridir. Mevlana'nın öğretileri doğrultusunda Afganistan'da barış yollarının bulunmasını öneriyorum."

Kaynak: AA