Petrol Fiyatları 'Eşi Benzeri Görülmeyen Bir Oynaklık Döneminde'

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol: 'Petrol fiyatları enerji tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir volatilite dönemine giriyor. Fiyatlardaki oynaklık uzun bir süre daha bizimle birlikte olacak' 'Amerika'da kaya petrolü üretimi çok hızlı büyüyor. 2025'te ABD'nin toplam üretimi Rusya ve Suudi Arabistan'ın toplam üretimine eşit olabilir' 'Çin, bu hafta veya haftaya Japonya'yı geçerek dünyanın en büyük gaz ithalatçısı olacak. Çin, dünyadaki gaz talebinin ana motoru'

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, petrol fiyatlarının ekimde 86 dolar seviyesinden şu anda 56 dolar seviyesine indiğini belirterek, "Petrol fiyatları enerji tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir volatilite dönemine giriyor. Fiyatlardaki oynaklık uzun bir süre daha bizimle birlikte olacak." dedi.

Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde düzenlenen IEA Dünya Enerji Görünümü 2018 Raporu’nun (World Energy Outlook 2018) Türkiye tanıtım toplantısında konuştu.

Hiçbir ülkenin dünyada bir enerji adası olmadığını ve bütün ülkelerin enerji fiyatları, teknoloji ve inovasyonlardan etkilendiğini aktaran Birol, dünya enerji sektöründe çok ciddi bir değişim olduğunu söyledi.

Enerjideki değişimleri petrol sektörü açısından değerlendiren Birol, petrol fiyatlarının ekim ayında 86 dolar seviyesinden şu andaki 56 dolar seviyesine düştüğünü anımsattı.

Birol, gerçekleşen 30 dolarlık düşüşün gelecek dönemde nasıl gelişeceğini izlemek gerektiğini belirterek, "Petrol fiyatları enerji tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir volatilite dönemine giriyor. Fiyatlardaki oynaklık uzun bir süre daha bizimle birlikte olacak." ifadelerini kullandı.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) kararlarının petrol fiyatları üzerindeki etkisinin artık azaldığına dikkati çeken Birol, şöyle devam etti:

"Amerika'daki çok büyük kaya petrolü üretiminden dolayı işler değişti. OPEC ve OPEC dışı ülkelerin birkaç hafta önce aldığı üretim kesintisi kararı petrol fiyatlarını artırmak yerine, rakamlar 56 dolar seviyesine kadar geriledi. Petrol talebinde ise gelişmiş ülkelerde düşüş, gelişmekte olan ülkelerde hızlı bir büyüme var. Arabalar petrol tüketiminin yüzde 20'sini oluşturuyor. Petrol talebindeki asıl büyüme petrokimya, kamyonlar ve uçaklardan kaynaklanıyor. Özellikle Asya piyasasında söz konusu büyüme görülüyor. Asya daha yeni uçmaya başlıyor ve talep inanılmaz yüksek. Bu yüzden, gelişmiş ülkelerde talep azalırken, gelişmekte olan ülkelerde büyüyor. Dünyadaki petrol yataklarının belli bir kısmında üretim artık düştü. Yatırımlarda da düşüş var. Öte yandan, Amerika'da kaya petrolü üretimi çok hızlı büyüyor. 2025'te ABD'nin toplam üretimi Rusya ve Suudi Arabistan'ın toplam üretimine eşit olabilir."

- "Çin, en büyük gaz ithalatçısı konumuna gelecek"

Birol, doğal gazda ise Çin'in birden bire çok hızlı bir şekilde dünyanın en büyük gaz ithalatçısı olmak için ciddi adımlar atmaya başladığını belirterek, şunları kaydetti:

"Çin, bu hafta veya haftaya Japonya'yı geçerek dünyanın en büyük gaz ithalatçısı olacak. Çin, dünyadaki gaz talebinin ana motoru. 10 sene önce petrol piyasalarındaki Çin faktörünü gazda da göreceğiz. Avrupa Birliği, 2000 yılında ikinci büyük tüketiciyken, 2040'ta Afrika'nın da altında beşinci büyük tüketici konumuna ilerliyor. Çin ve Hindistan bu işin lokomotifi olacak. Yani, enerji coğrafyasında tüketim açısından büyük bir değişim var. Yatırımlar da bu ülkelere gidiyor. Çin'deki bu talep büyümesi ikili hanelerde gerçekleşiyor, hem boru hatlarıyla gelen gazda hem de sıvılaştırılmış gazda (LNG). Yani, gazda da büyümenin ana motoru Asya. Doğal gaz üretiminde de muazzam bir değişim var. Boru hatları ve LNG olarak bakarsak, LNG'de ciddi bir büyüme var, çünkü boru hattı döşemek zahmetli ve bazı konularda jeopolitik engeller taşıyor. İkincisi çok fazla LNG var. Amerika, Avusturalya ve Katar 100 milyar metreküpün üzerinde LNG ihraç ediyorlar. Bu ülkelerin gelecek 5 yıldaki kapasiteleri şu andaki mevcut kapasitelerine göre yüzde 60 artacak ve bu bir sürü şeyi değiştirecek. Kontratlar, fiyatlandırma hepsini."

LNG ithalatçısının 2000'li yıllarda 5 iken, bu yıl sonunda 49 ülkeye ulaştığını vurgulayan Birol, "Avrupalı ülkelere önerim, LNG almayacaksanız bile LNG terminalinizin olması, boru hattı tedarikçileriyle yapılacak pazarlıkta çok önemli bir kart. Boru hattı tedarikçileri fiyatlarını alternatiflere göre belirler." dedi.

Kömür talebinde ise iki farklı trend olduğunu ifade eden Birol, bu trendin Asya'da artış, Avrupa, Amerika ve diğer ülkelerde düşüş yönünde gerçekleştiğini anlattı.

Birol, "kömürün sonu gelmedi" diyerek, şu an itibarıyla dünyadaki kömürün yarısının tek başına Çin'de kullanıldığını söyledi. Gelecek 5 yıl içinde dünyadaki kömür tüketiminde bir düşüş beklenmediğini vurgulayan Birol, "O bakımdan gerçekçi olmak lazım." ifadesini kullandı.

- "İklim Anlaşması hedeflerine ulaşmak neredeyse imkansız"

Yenilenebilir enerjinin düşen maliyetler ve iklim değişikliğiyle mücadeleyi desteklemesinden dolayı giderek daha önemli hale geldiğini kaydeden Birol, yenilenebilir kaynaklarda hava şartlarından kaynaklanan dalgalanmayı engellemek için elektrik şebekelerinde ciddi esneklik sağlanması gerektiğini söyledi.

Birol, özellikle güneş ve rüzgar enerjisinin bu büyümede başı çektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Elektrik talebi çok ciddi şekilde artıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri de sosyal ve ekonomik hayatımızın dijitalleşmesi. Dijitalleşmede dönüşümü kucaklayamayan şirketler de veda ediyor. Öte yandan, dijitalleşme ve elektrifikasyon artarken bunu sağlamak için üretilen elektriğin hangi kaynaklardan üretildiğine bakmak gerekiyor. Kaynaklar temiz değilse, elektrifikasyon iklim değişikliği ile mücadeleye kesinlikle katkı yapmaz. İklim değişikliği ile mücadelede zaten şu anda hedefler ve gerçekler arasındaki makas giderek büyüyor. Karbondioksit gazı emisyonlar artıyor ve 2018'de karbondioksit gazları yükselme konusunda tarihi bir rekor kırıyor. Yani, emisyonlar yükseliyor ve bunun en büyük sebebi de mevcut altyapının emisyonların düşmesine katkı sağlamaması. Yeni yatırımlara gelmeden önce mevcut olanları düzeltmek gerekiyor. Mevcut alt yapı yatırımlarına, 2040'a kadar Paris İklim Anlaşması kapsamındaki hedeflere ulaşmak için verilen bütçenin yüzde 95'ini doğrudan harcamak gerek. Mevcut sistemi değiştirmeden sadece geleceği planlarsak bunu başarmanın imkanı yok. Mevcut sistemi de iyileştirmek lazım ki bu son derece zor bir iş. Karbon yakalama ve depolama sistemi diye bir teknoloji var. Bu teknoloji fosil yakıtlarla çevre hedeflerini birleştirebilen ama pahalı bir teknoloji. Bu teknolojileri mevcut altyapıyı değiştirmeden Paris'e ulaşma imkanımız son derece zayıf. Yeni yatırımların hepsi yenilenebilir de olsa bu durum geçerli."

Nükleer enerjide ise Avrupa ve Amerika'da yeni yatırım kararları alınmadığını belirten Birol, Çin, Rusya ve Hindistan'ın başını çektiği birçok ülkede nükleer enerjinin büyüdüğünü de aktardı.

- "Geleceği hükümetler belirleyecek"

Birol, dünyada iki milyar insanın elektriğe erişimi bulunmazken son yıllarda bu rakamın bir milyara düştüğünü anımsatarak, "Bu Hindistan'ın başarısından kaynaklandı. Son yıllara bakıldığında dünya enerji tarihindeki en büyük başarılardan birini bu alanda Hindistan'ın gerçekleştirdiğini söyleyebilirim. Sorun şimdi Afrika'da, bu bölgede üç kişiden ikisinin elektriği yok maalesef." diye konuştu.

Birol, bu kapsamda hükümetlerin karar ve politikalarının çok önemli olduğuna işaret ederek, "Yatırım deyince aklımıza özel sektör geliyor, ama dünyadaki bütün enerji yatırımlarına baktık ve her yıl ortalama 2 trilyon yatırım yapıldığını gördük. Bu 2 trilyonluk yatırımın yüzde 70'i hükümet ve kamu tarafından direkt veya dolaylı şekilde yapılırken, yüzde 30'u fiyatlara tepki olarak yapılan yatırımlar. Yani, dünyanın enerji geleceğinin ne yöne gideceğini hükümetler belirleyecek çünkü yatırımlar bu işin ana temasını oluşturuyor. Hükümetlerin doğru kararlar alması son derece önemli. Öte yandan, şu anda en büyük güncel sorun jeopolitik ile enerjinin direkt etkileşimde olması. Bu trendin giderek artacağını söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA