Gediz Nehri Havzası İçin Harekete Geçti

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, bir bölümü “Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan” ilan edilen ve “SİT alanı” statüsü taşıyan Gediz Deltası’nın korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla hem kanun teklifi verdi.

MELTEM ÖZTÜRK- CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, bir bölümü “Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan” ilan edilen ve “SİT alanı” statüsü taşıyan Gediz Deltası’nın korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla hem kanun teklifi verdi.

Ege Bölgesi için büyük önem taşıyan Gediz Nehri Havzası'nın, son yıllarda ciddi kirlilik sorunuyla karşı karşıya kaldığından hareket eden Polat, Gediz Havzası Koruma Kurulu'nun oluşturulması için kanun teklifi verdi ve konunun Meclis'te ele alınması amacıyla araştırma önergesi hazırlanmasına öncülük etti.

Teklif, Gediz Havzası ile Ramsar Alanları, doğal SİT alanları ve bu havzanın sınırlarına bütünleşik 17 bin 34 kilometre alandaki doğal varlığın korunmasına ilişkin düzenlemeler içeriyor.

Teklife göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak, Gediz Havzası Koruma Alanı’ndaki doğal varlığı, ekosistemi koruyacak şekilde Gediz Havzası Koruma Planı hazırlanacak.

Gediz Havzası’nın doğal değerleri, çevreye uyumlu olarak korunacak ve geliştirilecek. Havza alanlarında doğal varlık ile uyumu gözetilmek koşuluyla kurulacak tanıtım ofisleri ve konaklama alanları dışında, yerleşik yapı ve tesis yapılamayacak; rüzgar, hidroelektrik, jeotermal ve benzeri enerji üretim tesisleri, kömür ve akaryakıt depoları, sanayi ve benzeri tesisler kurulamayacak; taş, çakıl, mermer, kireç ocakları ve benzerleri açılmayacak; maden arama ve işletme faaliyetleri yürütülemeyecek.

Gediz Havzası’nı korumak, bu kapsamda yürütülecek faaliyetlere karar vermek üzere Gediz Havzası Koruma Kurulu oluşturulacak. Kurul, İzmir, Manisa, Kütahya, Uşak Valileri, Tarım ve Orman Bakanlığı İl Müdürleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürleri, İl Özel İdareleri, Belediye Başkanları, Gediz Havzası sınırları içerisinde bulunan İlçe Belediye Başkanları, akademisyenler ile baro temsilcilerinden oluşacak.

Gediz Havzası Koruma Kurulu, Gediz Havzası’nın doğal değerlerinin çevreye uyumlu olarak korunması ve geliştirilmesiyle yetkilendirilecek.

Havza sınırları içerisinde doğaya, suya zarar verecek alanlara moloz dökenler ile yasa dışı şekilde havzaya atık su bırakan işletmeler, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Ormanı kasten yakanlar, yüzyıllık ağaçları kesenler 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

- "Kirlilik araştırılsın"

Polat, ayrıca "son yıllarda ciddi boyutlara ulaşan Gediz Havzası’ndaki kirlenmenin nedenlerinin, taş ocakları, beton tesisleri, sanayi ve çevre ilişkisinin tespit edilerek, bölgenin kirlilikten kurtarılması, sudaki arsenik oranının düşürülmesi için gereken önlemlerin belirlenmesi" amacıyla Meclis araştırması açılması için önerge verilmesine öncülük etti.

Polat ve arkadaşlarının imzasını taşıyan araştırma önergesinin gerekçesinde, bölgedeki jeotermal faaliyetlerin artması, havzaya yakın yerlerde işletilen taş ocakları, sanayi tesisleri nedeniyle yer altı sularının kalitesinde düşüşler yaşandığı savunuldu.

İzmir’in içme/kullanma suyunun yüzde 40’ı, Manisa’nın ise tamamının Gediz Havzası’ndan sağlandığına değinilen gerekçede, özellikle nüfusun yoğun olduğu bazı ilçelerde, yeterli kapasitede arıtma tesisi bulunmaması nedeniyle havzada yaşayan milyonlarca insan ve canlının tehdit altında olduğu vurgulandı.

İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik gereği içme sularında arsenik sınır değerinin 10 ppb’den büyük olmaması gerektiği belirtilen gerekçede, " Gediz Havzası’nda 2015-2017 yılları arasında yapılan çalışmalarda yer altı sularındaki arsenik oranının 39.7 ppb olarak tespit edildiği ifade edilmiştir. Yapılan 3 dönem izleme çalışmaları neticesinde sahalardaki 14 yer altı suyu kütlesinde eşik değerin aşıldığı, bu değerin bazı kütlelerde 3000 ppb'nin üzerine çıktığı belirlenmiştir. Doğal olarak başta arsenik olmak üzere ağır metallerin su limitlerinde artması sonucu tarım ürünleri ve endemik bitki türleri zarar görmektedir." ifadesine yer verildi.

Kaynak: AA