Milli Şair Tacettin Dergahı'nda Anıldı

Bursa Büyükşehir Belediyesi, İstiklal Marşı’nın yazarı milli şair Mehmet Akif Ersoy’un 145. doğum yıl dönümü nedeniyle Ankara’daki Tacettin Dergahı’nda anma programı düzenledi.

Milli Şair Tacettin Dergahı'nda Anıldı
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Mehmet Akif Ersoy’un 145. doğum yıl dönümü nedeniyle Bursa’nın işgali sonrasında yazdığı “Bülbül” şiirine atfen Ankara’daki Tacettin Dergahı’nda anma programı düzenledi.

Programa, AK Partili milletvekilleri, Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Latif Çantay ve Selma Ersoy Argon katıldı.

Anma programında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa ve Ankara ülkemizin iki önemli şehri. Birisi, Tanpınar’ın deyimiyle ’Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahip, ecdadımızın yeni baştan kurduğu bir şehir. Diğeri ise daima destansı ve muharip. Birisi Osmanlı’nın dibacesi, diğeri Milli Mücadele’nin dibacesi. Velhasıl, birinin ayağına diken batsa diğeri karalar bağlayacak iki güzide şehrimiz. Nitekim Bursa’nın işgaline yas tutanların Ankara’da meclis kürsüsüne siyah örtüler sermesi en güzel örneğidir bu kardeşliğin” dedi.

Bursa işgal edildiğinde Gazi Mustafa Kemal’in de Puşide-i Siyah denen siyah örtü ile meclis kürsüsünü örttüğünü ifade eden Aktaş, “Puşide-i Siyah, o kara haliyle çok uzun süre orayı işgal etti. Ona her bakan Türk evladı acı çekti. Deyim yerindeyse kinlendi, öfkelendi. Ta ki 11 Eylül günü Bursa Belediye binasına Türk bayrağının çekilmesiyle beraber de bu örtü yerinden kaldırılmış oldu” ifadelerini kullandı.

Aktaş, "Merhum Mehmet Akif Erso, ömrü boyunca balkanlarda kaybedilen topraklara ağıt yakmış bir şairimizdir. ‘İslam’ın son yurdu’ dediği Anadolu’nun işgal edildiği yıllarda evini, ailesini terk ederek Ankara’ya gelmiş, şiirleriyle, vaazlarıyla, sohbetleriyle Milli Mücadele’ye destek vermiş çok değerli bir büyüğümüzdür. Puşide-i siyahın meclis kürsüsüne açıldığı günlerde Bursa ve Balıkesir gibi şehirlerden elim haberler Ankara’ya ulaşıyordu ve herkes kahroluyordu. Özellikle, Yunan Komutan Venizelos’un Osman Gazi’nin türbesine yaptığı saygısızlık Akif’in duygularını galeyana getirmiş ve ’Bülbül’ şiirini yazmıştır. 1921’de de bu yazımı tamamlamıştır” diye konuştu.

Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bülbül, işgal yıllarında bağrı yanan Anadolu’nun şiire durmuş ağıdıdır. İstiklal Marşımız gibi Bülbül de Tacettin Dergahı’nda, yani bu mekanda kotarılmıştır. 20 Aralık 1873’te dünyaya gelen ve yine bir aralık ayında Hakk’ın rahmetine kavuşan, doğumunun 145. yılına, vefatının da 82 yılına tekabül eden bir aydayız. Hem istiklal şairimizi anmak hem onun duygu ve düşüncelerini anlamak, Bülbül’ün yazılmasına vesile olan şehrin hem milletvekilleri hem belediye başkanları olarak ve iki büyüğümüzün de yeğenleri ve torunlarıyla burada beraber olmak adına bir araya gelmek istedik. İnşallah biz bu ay merhum Akif’i sıkça anacağız, dualarımıza onu sıkça katacağız.”

Aktaş, “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, bu yılki vefa ödülünü çok değerli büyüğümüz, rahmetli Mehmet Akif Ersoy’a atfetti. Ona verileceğini duyurdu. Ailesi ve sebilürreşad adına ödülü şu an bizimle beraber olan Selma Ersoy Argon alacak” ifadelerini kullandı.

Bugün bir güzellik daha olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Aktaş, “Çok değerli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Siirt’te okuduğu şiir dolayısıyla mahkum edilişinin bugün tam 21. yılı ki sonrasında ilahi adalet, 2001’de kurduğu AK Parti ile bugüne kadar gelinen süreçte ülkemizin başarıdan başarıya imza atmasına vesile olmuş değerli büyüğümüzün de okuduğu şiirden dolayı mahkum edilişinin 21. yılı. İstedik ki bugün de yine o yılların, çileli yılların, kurtuluş mücadelesinin çilesini çekmiş merhum Akif’in ‘Bülbül’ şiiriyle de deyimi yerindeyse, bir mukabelede bulunalım” dedi.

Hasan Basri Çantay’ın yeğeni Latif Çantay ise, “Malum olduğu üzere, Mehmet Akif Ersoy, ’ben para için şiir yazmam’ diye yazmaktan imtina ediyor fakat gelen şiirler bir türlü beğenilmiyor, istenilen kıvamda değil. Arzu ediliyor ki Mehmet Akif Ersoy yazsın bu şiiri. Bu vazifeyi de zamanın Maarif Vekili Hasan Basri Amca veriyor çünkü Hasan Basri Çantay amca, hem Tacettin Dergahında hem mecliste yan yana. Aynı evi paylaşıyorlar. Aynı havayı soluyorlar. İçtikleri sular ayrı gitmiyor” dedi.

Çantay, Hasan Basri Çantay’ın Ersoy’un İstiklal Marşı’nı yazmasına nasıl vesile olduğunu anlattı. Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Ersoy Argon ise, dedesinin İstiklal Marşı’nı yazmasıyla ilgili olarak, “O gün Hamdullah Suphi ile Hasan Basri Çantay aralarında konuşuyorlar. ‘Bir oyun hazırlayalım, nasıl ikna edeceğiz üstadı’ diye. Çünkü kati suretle ’yazmam, ısrar etmeyin. Hatta vekilliği de atarım’ diyor. O derece istemiyor yazmayı ama ’yarışma yok. Para ödülü de kaldırıldı. Üstelik de para ödülü kaldırıldığı için biz senin için söz verdik’ diyorlar. ’Söz mü verdiniz?’ diye üç defa sormuş. Çünkü dedem için söz ancak ölürse tutamadığı bir şey. Her zaman sözünün arkasında olmuş bir insan. ’O zaman yazarız’ diyor ve iki gün, üç gün zarfında yazıp imzasız olarak teslim ediyor” ifadelerini kullandı.

Argon, dedesinin ödül olarak verilen parayı Hâkimiyeti Milliye Gazetesi’nde paranın bağışlanacağına dair bir yazı çıkması şartıyla kabul ettiğini ve parayı şehitlerin, gazilerin çocuklarına, eşlerine meslek öğreten bir yer yere bağışladığını kaydederek, “Oraya bağışlıyor. 500 lirayı ki çok büyük bir para. O gün cebinde arkadaşından aldığı iki lirası var borç. Neyzen Tevfik’in kardeşiyle çalışıyorlar. Birbirlerinin pardösüsünü biri giyiyor gidiyor, ondan sonra gönderiyor öbürü giyiyor” dedi.



“Hepimizin dedesi”

Selma Ersoy Argon, “Ben her zaman dedemin her yönünü seviyorum ama samimiyetini çok seviyorum. Her şeyinde samimi bir insanmış. Her şeyinizle güveneceğiniz, her şeyinizi emanet edeceğiniz bir dedemiz var. Hepimizin dedesi” ifadelerini kullandı.

Anma programında milletvekillerine, belediye başkanlarına, Latif Çantay ve Selma Ersoy Argon’a gözyaşı damlalıkları takdim edildi. Ayrıca Bursa Büyükşehir Belediyesi, "Bülbül" şiirinin yazılı olduğu tabloyu da törende sundu.
Kaynak: İHA