BM'nin Hamas Kararı Filistin İçin Zafer Mi Hezimet Mi?

Filistinli siyasi analist Talal Avkel: 'ABD'nin Hamas'ın kınanmasını isteyen karar tasarısına BM Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonuçları iki taraf için de zafer ve hezimeti birlikte barındırıyor' Gazze'deki 'Beytu'l Hikme' Danışmanlık ve Anlaşmazlıkların Çözümü Merkezi Başkanı Ahmed Yusuf: 'Washington'un karar tasarısını geçirmekte başarısız olmasına rağmen bu durum Filistinlileri endişelendirmesi gerekir' Siyasi analist Mustafa İbrahim: 'Tasarının sonucu, ABD'nin bazı ülkelere Filistin tutumunu değiştirmesi yönündeki baskıları uluslararası tutumlarda yaşanan dönüşümü gösterdi'.

MUSTAFA HABBUŞ - Filistinli siyasi analistler, ABD'nin Hamas'ın kınanmasını isteyen karar tasarısının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda reddedilmesinin Filistinliler için tam anlamıyla bir zafer olmadığını, zaferi ve hezimeti birlikte barındırdığını ve uluslararası toplumun Filistin'e destek veren eğiliminde değişme olduğunu belirtti.

ABD'nin Hamas'ın kınanmasını isteyen ve iki devletli çözümden bahsetmeyen karar tasarısı BM Genel Kurulu'nda 7 Aralık'ta yapılan oylamada reddedildi.

Tasarıya 87 ülke destek verirken, 58 ülke karşı çıktı, 32 ülke ise çekimser kaldı. Karar tasarısının kabul edilmesi için 3'te 2 çoğunluk gerekiyordu. Bu nedenle tasarı kabul edilmedi.

BM Genel Kurulu daha önce de pek çok kez Filistin lehine karar aldı. 2016'da alınan İsrail'den işgal altındaki topraklarda yasa dışı yerleşimlere son vermesiyle ilgili tasarısı ve geçen yıl ABD'nin Kudüsİsrail'in başkenti ilan etmesine karşı hazırlanan işgal altındaki Kudüs'ün tarihi statüsünü değiştirecek kararların kabul edilemez olduğu yönündeki tasarı bunların en önemlileri arasında sayılabilir.

BM Genel Kurulu kararları, "tavsiye" niteliğinde olmasına ve yasal bağlayıcılığı bulunmamasına rağmen uluslararası arenada siyasi ağırlığı nedeniyle önemseniyor.

- Netanyahu'dan önemli bir başarı açıklaması

ABD'nin Hamas'ın kınanmasını isteyen tasarının reddedilmesinin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tasarıya karşı çıkan ülkeleri eleştirse de sonuçların önemli bir başarı olduğunu belirtti.

Netanyahu, geçen cuma Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "3'te 2 çoğunluğu sağlayamadık. Ama ülkelerin çoğunun Hamas karşıtı oy kullandığı ilk kez görülüyor.. Bu önemli bir başarı." ifadelerini kullandı.

Aynı şekilde ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, tasarının sonucuna ilişkin yaptığı yorumda, sonucun bir başarı olduğunu belirterek, 87 ülkenin Hamas'ta sorun gördüğünü, genel eğilimin değiştiğini belirtti.

- Sonuçlar hem zafer hem hezimet

Tasarının reddedilmesini değerlendiren siyasi analistler, bunun Filistinliler için tam anlamıyla bir zafer olmadığını, zaferi ve hezimeti birlikte barındırdığını ifade etti. İsrail için de aynı durumun geçerli olduğunu dile getiren uzmanlar, uluslararası toplumun Filistin'e destek veren eğilimde değişme olduğunu savundu.

Filistinli siyasi analist Talal Avkel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ABD'nin Hamas'ın kınanmasını isteyen karar tasarısına BM Genel Kurulu'nda yapılan oylama sonuçları iki taraf için de zafer ve hezimeti birlikte barındırıyor." dedi.

Avkel, sonuçların ilk defa kendi yararına yüksek oranda bir oy çıktığı için İsrail için bir zafer olduğunu, ancak nihayetinde reddedilmesinin ve kuruldan geçmemesinin de bir hezimet olduğunu ifade etti.

Kararı Filistinliler açısından değerlendiren Avkel, ABD'nin tasarısının sonuçsuz kalmasının Filistinliler için bir zafer olduğunu ancak aynı zamanda büyük oranda destek çıkmasının ise hezimet olduğunu, ayrıca bu durumun uluslararası kamuoyunun Filistin direnişi karşısındaki olumsuz yaklaşımını gösterdiğini aktardı.

Avkel, tasarı lehine oy kullanan bazı ülkelerin Filistin direnişini "terörist" olarak gördüğünü, bazılarının yalnızca ABD'nin baskılarına boyun eğdiğini, bir kısmının ise Filistin davasına karşı olmamasına rağmen yalnızca İsrail'e füze atılmasına karşı olduğunu belirtti.

ABD'nin tasarıyı yeniden BM'ye sunacağını kaydeden Avkel, ABD'nin tasarı aleyhine oy kullanan ülkelere baskı için her yolu deneyeceğini ve başarması ihtimalinin uzak olmadığını anlattı.

Avkel, "ABD'nin Hamas aleyhindeki karar tasarısı başarılı olsaydı İsrail, herhangi bir gerekçe sunmadan Filistin direnişini askeri olarak hedef alacaktı. Çünkü bu şekilde uluslararası toplumun desteğini de arkasına almış olacaktı." dedi.

Bu gibi karar tasarılarıyla mücadele için Filistin tarafında, meşruiyet altında direnişin korunması ve barışçıl halk direnişinin sahiplenilmesinin istendiğini belirten Avkel, devrim ve direniş dönemlerinin her bir aşamasında direniş biçiminin mevcut şartlar ve kar zarar hesabına göre değişiklik kazandığına dikkati çekerek, tehlikeyle burun buruna gelmemek için barışçıl halk direnişinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

- "Tasarının Filistinlileri endişelendirmesi gerek"

Gazze'deki "Beytu'l Hikme" Danışmanlık ve Anlaşmazlıkların Çözümü Merkezi Başkanı Ahmed Yusuf da "Washington'un karar tasarısını geçirmekte başarısız olmasına rağmen bu durum Filistinlileri endişelendirmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Yusuf, "Trump'ın Filistin halkına yönelik düşmanlıkta ısrar etmesi, korku ve endişe oluşturuyor. Bu realite, Filistinli gruplar arasındaki bölünmeye son vermemizi, birlik ve beraberliği sağlamamızı gerekli kılıyor." dedi.

Yusuf, bu oylamanın, Hamas ve Filistinli gruplara, İsrail'e, uluslararası toplumu ve BM kurumlarını yanıltarak, kendisine bahane oluşturacak, herhangi bir uluslararası hukuk dışı eylemden kaçınması ve uyanık olması gerektiği yönünde son derece ciddi mesajlar verdiğini kaydetti.

Filistinli direniş gruplarının, uluslararası hukukun kendilerine tanıdığı haklar konusunda bilinçli olması gerektiğine dikkati çeken Yusuf, Hamas'tan İsrail'in saldırılarını gerekçelendirmek ve Filistinlilerin uluslararası arenada imajını sarsmak için başvurduğu bahane yollarını kapaması çağrısında bulundu.

- "Uluslararası tutumlarda dönüşüm yaşanıyor"

Siyasi analist Mustafa İbrahim de "ABD'nin Hamas'ın kınanması için BM Genel Kuruluna sunduğu karar tasarısının sonucu, ABD'nin bazı ülkelere Filistin tutumunu değiştirmesi yönündeki baskıları uluslararası tutumlarda yaşanan dönüşümü gösterdi." dedi.

İbrahim, ABD ve İsrail'in propagandaları ile son dönemde Arap ülkelerinde İsrail'le normalleşme yönündeki eğilimler nedeniyle uluslararası toplumda Filistin direnişine karşı bir temayül oluştuğunu kaydetti.

Bazı Arap ülkelerinin Tel Aviv ile yakınlaşmasının ardından bazı ülkelerde "o zaman biz niye İsrail'e karşı olalım" algısı oluştuğunu aktaran İbrahim, uluslararası toplumun Filistin'e verdiği desteğin geri kazanılması için Filistin'in ve Arap ülkelerinin diplomatik yoldan harekete geçmesi gerektiğine dikkati çekti.

Kaynak: AA