Şule Çet Davasının Seyrini Değiştirecek Yeni Gelişme

Ankara’da bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşen ve olay yerinde hayatını kaybeden Şule Çet’in ölümüne ilişkin yeni gelişmeler ortaya çıktı. Davanın avukatlarından Umur Yıldırım, "Dosya intihar olarak açıldı ama şu an cinayet olduğu noktasında artık su götürmez bir gerçek var ve dosya bu şekilde seyir alıyor" dedi.

Şule Çet Davasının Seyrini Değiştirecek Yeni Gelişme
Üniversite öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs’ta lüks bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybetti. İki kez nöbetçi mahkemeye çıkarılan ve her ikisinde de hakim tarafından adli kontrolle serbest bırakılan şüpheliler, 14 Temmuz’da tutuklandı. Davada HTS kayıtlarının ortaya çıkmasıyla şüphelilerin, Çet’in hayatını kaybettiği gece yaptığı aramalar ve attığı mesajlar soruşturma dosyasına girdi.

Kadın Meclisi, Ankara Adliyesi önünde konuya ilişkin açıklama yapmak üzere toplandı. Kadın Meclisi’nden Avukat Rüya İnanır, "Şule’nin ölümü intihar denilerek üstü örtülmeye çalışılıyordu. Biz kadınlar biliyoruz ki bu bir intihar değildir, bu bir cinayettir. Şüpheliler Berk Akand’la Çağatay Aksu detaylı delil bulunmasına rağmen tutuklanmamıştı. Ancak biz eylemler yaptık ve mücadelemizi sürdürdük. Bunun sonucunda şüpheliler tutuklanabildi" ifadelerini kullandı.

"Bizlere şüpheli ölüm olarak gösterilen bu olay aslında bir kadın cinayetidir"

"Biz adalet tesis edilene kadar, etkin bir soruşturma yürütülene kadar bunun takipçisiyiz" diyen İnanır, "Bizlere şüpheli ölüm olarak gösterilen bu olay aslında bir kadın cinayetidir. Kadınlar söz konusu olduğu zaman cinayetlere her zaman intihar süsü verilerek şüpheli ölüm denilmektedir. Biz kadın meclisleri olarak bu süreci başından beri sonuna kadar takip ettik, bundan sonra da takip edeceğiz. Başka pek çok kadında olduğu gibi adalet mücadelesinde yanında olacağız. Bu anlamda Şule’nin yakınları da asla yalnız değildir. Biz adalet tesis edilene kadar, etkin bir soruşturma yürütülene kadar bunun takipçisiyiz" şeklinde konuştu.



"Dosya intihar olarak açıldı ama şu an cinayet olduğu noktasında artık su götürmez bir gerçek var ve dosya bu şekilde seyir alıyor"

Davanın avukatlarından Umur Yıldırım da soruşturmada son aşmaya gelindiğini kaydederek, "Dosya, iddianame düzenlenecek seviyeye geldi. Sadece İstanbul Adli Tıp Kurumundan ölüm sebebiyle ilgili rapor bekliyoruz. Dosyaya dün giren bir delil var ki bu delil artık bu durumun intihar değil bir cinayet olduğu noktasında şüphelerimize son noktasını koydu. Olay gecesi şüphelilerden Berk Akand hiçbir şey bilmediğini söylüyordu. Olay günü 2.39’da farklı bir bayana atılan bir mesaj var. ’Her şey çok kötü oldu, lütfen bana geri dön, beni ara’ şeklinde. Özellikle 2.39 diyorum çünkü Şule’nin 3.50’de plazanın katından atıldığı tespit edildi. Yani 1 saatten fazla bir süre şüpheliler Şule’yi öldürdükten sonra cesedi ne yapacaklarını tartıştılar. Çünkü bu mesaj atıldığında Şule ölmüştü. Biz bunu en başından beri söylüyorduk çünkü şüphelilerin anlattıklarına göre Şule’yle aralarında bir tutmak isterken parmağı kırıldı, tırnakta oluşan dokular bu şekilde oldu gibi bir hikayeleri vardı. Bu hikaye polisin olay yeri raporuyla çürütülmüştür. Çünkü bahsettikleri gibi pencerenin pervazında kimsenin parmak izi bulunmamıştı. Bu da Şule’nin öldürülüp, kaba bir tabirle çuval gibi aşağı atıldığını gösteriyordu. En son tanık ifadesinde şüphelilerin Şule’yi öldürüp, 1 saatten fala bir sürece cesedin başında soğuk kanlılıkla planlayarak bu cesedi nasıl yok ederiz noktasında tartışıp, sonrasında atma noktasına kadar geldiklerini gördük. Tanık ifadesi dosyaya girdi. Savcı değişikliği oldu. Yeni savcı bütün dosyaları en küçük ayrıntısına kadar inceliyor. Dosya intihar olarak açıldı ama şu an cinayet olduğu noktasında artık su götürmez bir gerçek var ve dosya bu şekilde seyir alıyor. inşallah hak ettikleri cezayı alacaklar" açılamasında bulundu.

"Şule oradan çıkmak istedi"

Şu an tek beklenen raporun İstanbul Adli Tıp Kurumunun raporu olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Ankara’dan gelen adli tıp raporu var. Aynı zamanda Biyoloji İhtisas Dairesi’nden alınan bir rapor var. Şule’ye bir tecavüz yeltenmesi var. Parmaklarında çıkan dokular bu yüzden. Hatta Biyoloji İhtisas Dairesi bir adım daha ileri götürerek bu kısımda tükürük buldu. Şule tecavüzü reddetti. Reddetmesinin üzerine bu olaylar gerçekleşti. Hatta olay yeri raporlarında Şule’nin çantasının koptuğu da görülüyor. Şule oradan çıkmak istedi. Şüphelilerin anlattığı gibi bir intihar olmadı. Bu sadece hayal ürünü. Şule kafa üzeri düştü. Bedeni otopsiye çok uygundu ama kısmı maalesef düştüğü şekil itibariyle incelemeye uygun değildi" değerlendirmelerinde bulundu.
Kaynak: İHA