Yargıtay, HÜDA-Par'ın 3 Yöneticisinin Hizbullah Üyeliğini Onadı

HÜDA-Par Genel Başkanı İshak Sağlam, partilerinin genel başkan yardımcılarından Sat Ş., Bahattin T. milletvekili adaylarından Fikret G.’nin Hizbullah üyeleri olduğunun Yargıtay tarafından onaylanmasının ardından basın toplantısı düzenledi.

Gerekçesiz kararlarla arkadaşlarının cezalandırılmasına karar verildiğini belirten Sağlam, 2011 yılı başında on yıllık tutukluluk süresi dolduğu için bazı şahısların tahliye olduğunu hatırlattı. Bu şahısların yurt dışına çıkmalarına yardımcı olanları bildiren imzasız sözde ihbar maillerinin emniyet birimlerine gönderildiğinin iddia edildiğini kaydeden Sağlam, emniyet içindeki bazı unsurlar tarafından tertip edilen bu isimsiz ihbar maillerinin gerekçe gösterilerek yasa dışı örgüte üye olmak suçunu işledikleri gerekçesiyle cezalandırılmalarına karar verildiğini savundu. Sağlam, İstanbul Anadolu 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onandığını ve bu şekilde kararın kesinleştiği bilgisinin kendilerine ulaştığını ifade etti.



“Mahkumiyet kararının gerekçesi bir cümledir”

İddianameyi hazırlayan hakimlerin tamamının FETÖ’den işlem gördüğünü kaydeden Sağlam, şöyle devam etti:

“Bu arkadaşlarımız hakkında işlemleri yürüten kolluk görevlilerinin neredeyse tamamı FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle meslekten çıkarılmış, bazıları halen tutuklu olarak yargılanmaya devam ediyor. Hazırlık aşamasında dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen çarşaf çarşaf görüntüleri basına servis edilerek kurulan komplonun gerçekmiş gibi algılanmasına çalışılmıştır. Mahkumiyet kararının gerekçesiz ‘gerekçeli kararı’ incelendiğinde çok net bir şekilde görülecektir ki FETÖ’cü emniyet mensuplarının hazırladığı fezleke iddianameye, iddianame de mahkeme kararı haline getirilmiştir. Kopyala, yapıştır usulüyle hazırlanan gerekçede fezleke ve iddianamedeki imla hataları dahi olduğu gibi durmaktadır. Bunun anlamı şudur; dosyada bir yargılama yapılmamış, arkadaşlarımıza kurulan komplonun mahkumiyetle sonuçlanması için hazırlanan senaryonun şekil şartları yerine getirilmiştir. Bu karar, yargılama hukuku ve adaletten o kadar uzaktır ki yüzlerce sayfayı bulan ifade ve iddialara rağmen mahkumiyet kararının gerekçesi bir cümledir. Olağanüstü kanun yollarını kullanma, davayı Anayasa Mahkemesi’ne götürme, iç hukuk yollarının sonuç vermemesi halinde uluslararası mekanizmaları kullanma dahil, bu işin peşini bırakmayacağız ve gidebileceği son noktaya kadar hem hukuken hem siyasi olarak bu davanın takipçisi olacağımız bilinmelidir.”