'2. Felsefe Şurası' Başladı

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Dr. Mehmet Doğan:'Felsefesiz bir millet olmaz ama dilsiz de bir felsefe olmaz. Türkiye maalesef dil konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Kelimen yoksa cümlen, cümlen yoksa kendine mahsus bir fikrin de olmaz. Dilde derinleşmeden felsefe yapılamaz' İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez:'Akıl, tefekkür, düşünce her yerde bize lazım. İslam dünyasında 'kaybolan farzımız' diye pek çok kitap yazılıyor. Bence biz Müslümanların en kaybolan farzı, düşünce ibadetidir. Düşünmek ibadetidir. Tefekkür etme ibadetidir' Türk Felsefe Derneği Başkanı Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi:'Teknik veya sosyal hangi fakülte olursa olsun 'felsefeye giriş' dersi konulmalı. Felsefe tedrisattan kaldırılmalı değil, tedrisata daha sağlam yerleştirilmeli'

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Dr. Mehmet Doğan, "Felsefesiz bir millet olmaz ama dilsiz de bir felsefe olmaz. Türkiye maalesef dil konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Kelimen yoksa cümlen, cümlen yoksa kendine mahsus bir fikrin de olmaz. Dilde derinleşmeden felsefe yapılamaz." dedi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ), Türkiye Yazarlar Birliği ve Türk Felsefe Derneği iş birliğinde "Düşünce Geleneğimiz ve Günümüz Sosyal Bilimleri" başlığıyla 2'ncisi düzenlenen "Felsefe Şurası", AYBÜ'nün Esenboğa Külliyesi'nde başladı.

Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Doğan, burada yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'de 60'tan fazla üniversitede felsefe bölümü bulunduğunu ve görevi başında 100'den fazla felsefe profesörü olduğunu anlattı.

Dr. Doğan, bu açıdan felsefe alanında ciddi bir birikim bulunduğuna işaret ederek, "Felsefesiz bir millet olmaz ama dilsiz de bir felsefe olmaz. Türkiye maalesef dil konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Kelimen yoksa cümlen, cümlen yoksa kendine mahsus bir fikrin de olmaz. Dilde derinleşmeden felsefe yapılamaz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Terminolojimiz olmazsa kendi felsefemiz de olmaz"

Felsefe dili kurma çalışmalarının 20'nci yüzyılın başında başladığını aktaran Mehmet Doğan, şöyle konuştu:

"Dün de galiba yıl dönümüydü, Türkiye harf inkilabı, sonra da dil devrimini yaşadı. Bu zihnimize ciddi bir müdahale anlamına geliyor. Bu müdahale aynı zamanda düşünceye müdahaledir. Sizin düşünce aletlerinizi elinizden alıyorlar ve yepyeni başka aletler veriyorlar, 'siz bununla düşünmelisiniz' diyorlar ve birçok kelime de bu arada kayboluyor."

Gramer ve felsefe terimlerinin oluşturulmasına ilişkin geçmişte yürütülen çalışmalara değinen Doğan, bir sonraki Felsefe Şurası'nda terminolojinin, dil konusunun özellikle ele alınması gerektiğini kaydetti.

Üniversitelerde fen bilimleri alanında artık sadece Latince terminolojinin kullanıldığına ve sosyal bilimlerin de geçiş aşamasında olduğuna dikkati çeken Dr. Mehmet Doğan, "Terminoloji meselesi önemlidir. Eğer kendi felsefe dilimiz, terminolojimiz olmazsa, kendi felsefemiz de olmaz." diye konuştu.

AYBÜ Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan ise kültürel gelenekteki 100 senelik boşluğu telafi edecek, bu konuda bir şeyler yapmaya çalışan bir üniversite, akademi ortamı oluşturma çabasıyla AYBÜ'nün çalışmalarını yürüttüğünü söyleyerek, bunu yaparken de milli kültürüne değer veren, milli kültüründen utanmayan akademisyenlerle yola çıkmak gerektiğini ifade etti.

- "Hangi fakülte olursa olsun 'felsefeye giriş' dersi konulmalı"

Türk Felsefe Derneği Başkanı Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi de dernek olarak yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi vererek, felsefe ve dinin ayrı olarak görülmesinin yanlış bir tutum, bilgisizlik olduğunu dile getirdi.

Diyanet İşleri Başkanlığının bütün müftülerini felsefi öğretimden geçirmesi gerektiğini savunan Korlaelçi, "Teknik veya sosyal hangi fakülte olursa olsun 'felsefeye giriş' dersi konulmalı. Felsefe tedrisattan kaldırılmalı değil, tedrisata daha sağlam yerleştirilmeli." önerisinde bulundu.

Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı ve AYBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan da modern disiplinlere gelenekten aktarımlar yapmanın önemine işaret etti.

Arıcan, "Bugün hakim, egemen, modern disiplinlerin akışına biz de ayak mı uyduruyoruz? İçinde bulunduğumuz coğrafyanın, düşünce geleneğinin buraya bir katkısı olmalı mı olabilir mi?" düşüncesiyle Felsefe Şuraları'nı başlattıklarını anlattı.

- Prof. Dr. Mehmet Görmez'in konuşmaları

Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen oturuma başkanlık eden İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise İslam dininde felsefenin önemine dikkati çekti.

Görmez, "Akıl, tefekkür, düşünce her yerde bize lazım. İslam dünyasında 'kaybolan farzımız' diye pek çok kitap yazılıyor. Bence biz Müslümanların en kaybolan farzı, düşünce ibadetidir. Düşünmek ibadetidir. Tefekkür etme ibadetidir." şeklinde konuştu.

"İlahiyat felsefesiz olmaz ama felsefe ilahiyatsız olur mu?" diye soran Görmez, ilahiyata vakıf olmanın, tüm bu unsurları bir bütün olarak ele almanın son derece önemli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Görmez ayrıca, bir değerler felsefesine sahip olmadan ahlakı kurmanın da mümkün olamayacağını kaydetti.

2'nci. Felsefe Şurası, yarın da AYBÜ Etlik Doğu Yerleşkesi'nde düzenlenecek oturumlarla devam edecek.
Kaynak: AA