'Kontrollü Göçü Başarabilmemiz İçin Ülkeler Arası İş Birliği Çok Önemli'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (1) 'Kontrollü göçü başarabilmemiz için kaynak ülkeler, transit ülkeler ve destinasyon ülkeler arasında iş birliği çok önemlidir ama göçmenin yaşadığı topluma kazandırılması ve entegre edilmesi de çok önemlidir' 'Kontrollü göçü sağlarken seçicilik yaparsak bir kere bu insani değil, doğru bir strateji de değil. Neden o sorular soruluyor? Çünkü belli sayıda göçmen alarak 'Ben de bir şeyler yapıyorum.' deyip, 10 bin 20 bin kişi alıyorlar, bir de ödül alıyorlar uluslararası toplumdan. Biz daha öyle bir ödül alamadık'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Kontrollü göçü başarabilmemiz için kaynak ülkeler, transit ülkeler ve destinasyon ülkeler arasında iş birliği çok önemlidir ama göçmenin yaşadığı topluma kazandırılması ve entegre edilmesi de çok önemlidir." dedi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce "Göç, Mültecilik ve İnsanlık" temasıyla düzenlenen Kartepe Zirvesi'nin açılışında konuşan Çavuşoğlu, bugün bölgede ve ötesinde çok ciddi sınamalarla karşı karşıya olduklarını ve bu sınamaların tek başına bir ülkenin ya da herhangi bir uluslararası örgütün çözebileceği düzeyde olmadığını, o nedenle çok ciddi iş birliği gerektiğini söyledi.

Hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı, ekonomik krizlerin yönetilememesi, bölgede yönetilemeyen ülkelerin olmasının; terör, ırkçılık, İslam düşmanlığı, antisemitizm, Hristiyan düşmanlığı gibi yansımalarının olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bu yansımalardan birinin de göçmen düşmanlığı olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, göç akınlarının göçmen düşmanlığı ve yabancı düşmanlığı gibi ırkçı akımların yükselmesini tetiklediğini aktararak, "Bu sorunları nasıl çözeceğiz, göç konusunda birlikte hangi adımları atabilmeliyiz, yerinden edilmiş insanları da yeniden evlerine nasıl göndermeliyiz? Keza bizlere sığınan insanlara karşı hangi politikalarda başarılıyız hangi politikalarda yetersiziz? Tüm bunları çok iyi bir şekilde değerlendirmek zorundayız." diye konuştu.

Bugün bir dünya savaşı olmadığını ancak İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha fazla insanın evini terk etmek zorunda kaldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Yaklaşık 70 milyon insan değişik sebeplerden dolayı evini terk etti. Bu sorunu tek başımıza çözemiyoruz ama önce sorunu çözebilmek için bu soruna nasıl bakıyoruz, hangi pencereden görüyoruz? Göç konusunu bir güvenlik meselesi olarak mı değerlendirmek lazım yoksa insani açıdan mı bakmak lazım?" ifadelerini kullandı.

- "Göç sorununa insani boyuttan bakmasını öğrenmemiz lazım"

Bakan Çavuşoğlu, göç sorununa sadece güvenlik penceresinden bakmaları halinde her şeyden önce bir insan olarak yanlış yerlere yönlendirilebileceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla güvenlik gerekli ama insani boyuttan bakmasını da öğrenmemiz lazım, ikisinin sentezini çok iyi yapmamız lazım. O zaman belki düzensiz göçle mücadele edebiliriz. Bugün yapmamız gereken esasen düzensiz göçle mücadeledir ama düzensiz göçle mücadele ederken kullandığımız terminolojiye çok dikkat etmemiz lazım. Bizim bakanlık da bakıyorum Avrupa Birliği'nin terminolojisini kapıyor, İngilizce tabiriyle 'illegal migration'a biz karşıyız, onun yerine irregular migration (düzensiz göç)... Her göçmen suçlu değildir, her göçmen kaçak değildir. İnsan kaçakçıları vardır, kaçak yollardan ülkemize geliyorlar ama bunları suçlu olarak görmek doğru değil ama insan kaçakçılığıyla mücadele yaparken diğer taraftan ihtiyaç olan 'regular migration' dediğimiz kontrollü göçü de nasıl başarmamız lazım?"

Bugün düzenli göçün ihtiyaç olduğunun apaçık bir gerçek olduğunu ve Avrupa'nın da böyle düşündüğünü belirten Çavuşoğlu, "Yerel ekonomik kalkınmanın istihdam ihtiyacı var. Özellikle Avrupa'da çok ciddi yaşlanma olduğu için ve sadece Avrupa üyesi ülkeler değil, yarın 10-20 sene sonra çok ciddi göçmene ihtiyaç duyacak. Ya ekonomisini yavaşlatacak o da çok ciddi bir felaket, o zaman kontrollü göçü nasıl başarmamız lazım?" şeklinde konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Kontrollü göçü başarabilmemiz için kaynak ülkeler, transit ülkeler ve destinasyon ülkeler arasında iş birliği çok önemlidir ama göçmenin yaşadığı topluma kazandırılması ve entegre edilmesi de çok önemlidir. Entegre olamayan bir göçmeni suçlamak yerine son günlerde sorgulamaya başladığımız gibi 'Entegrasyon politikalarımız nerede başarısız oldu?' eğer buna bakarsak ve cevabını ararsak o zaman entegrasyon politikalarında çok daha başarılı oluruz. O zaman o göçmenler de 'Acaba ben asimile mi ediliyorum?' sorusunu kendisine sormaz, kendisini güvende hisseder ve daha çabuk entegre olur. Bugün Almanya'da Türk doğmuş ama Alman vatandaşı olmuş, Alman milli takımında oynuyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyla bir fotoğraf çekildi diye karşı karşıya kaldığı muameleyi siz gördünüz hem de üst yöneticilerce... Bu hangi zihniyetin yansıması?"

- "Pazardan mal seçmiyoruz"

Göçmen almak isteyen ülkelerin Suriyeli göçmenler için çok detaylı bilgiler istediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Kontrollü göçü sağlarken seçicilik yaparsak bir kere bu insani değil, doğru bir strateji de değil. Neden o sorular soruluyor? Çünkü belli sayıda göçmen alarak 'Ben de bir şeyler yapıyorum.' deyip, 10 bin 20 bin kişi alıyorlar, bir de ödül alıyorlar uluslararası toplumdan. Biz daha öyle bir ödül alamadık. 33 milyar dolar harcadık ve toplamda 4 milyonun üzerinde mülteciye ev sahipliği yapıyoruz ama bunu yaparken kendisine uygun almak istiyor. Örneğin ağırlıkla Hristiyan bir ülkeyse Hristiyan olsun, Müslüman bir ülkeyse Müslüman olsun diyor, Yahudiyse Yahudi olsun diyor, mühendis olsun diyor, doktor olsun diyor... O insanları almak isteyenleri götürün burada mülakat yaptırın ben şundan çok eminim 'Aç ağzını kaç tane dişin kaldı?' onu da soracaktır. Bu insani değil. Pazardan mal seçmiyoruz. Eğer kontrollü göçte samimiysek bu tür ayrımcılıklar entegrasyon politikalarınızda da başarısız olmanıza sebep olur ve sizi başka noktalara götürür."

(Sürecek)

Kaynak: AA