Bakıcılığını Yaptığı Engelli Çocuğu Evlat Edindi

Ordu'da, öz annesinin bebekken terk ettiği Nazlıcan'ın bakıcılığını üstlenip ardından evlat edilen 2 çocuk annesi Gülsüm Büyükaslan, Nazlıcan'a da 5 yıldır annelik yapıyor Ev hanımı Gülsüm Büyükaslan: 'Nazlıcan'ı artık benden kimse alamaz. Ancak ben ölürsem onu benden alabilirler çünkü onunla yaşamak, onunla birlikte nefes almak çok değişik bir duygu'

Bakıcılığını Yaptığı Engelli Çocuğu Evlat Edindi
HAYATİ AKÇAY - Ordu'da, bakıcılığını yaptığı bedensel engelli Nazlıcan'dan ayrılmak istemeyen Gülsüm Büyükaslan, mahkeme kararıyla evlat edindiği çocuğa 5 yıldır annelik yapıyor.

Fatsa ilçesinde 6 yıl önce bedensel engelli dünyaya gelen Nazlıcan, öz annesi tarafından terk edilmesi üzerine il dışında çalışan babası tarafından bakımı için akrabalarına verildi. Nazlıcan'ın akrabaları ise bebeğin bakımı için Gülsüm Büyükaslan ile anlaştı.

Epilepsi hastası da olan bebeğe bir yıl kendi evladı gibi bakan 2 çocuk annesi Büyükaslan, Nazlıcan'ı evlat edinmek istedi.

43 yaşındaki Gülsüm Büyükaslan, balıkçılıkla uğraşan eşi ve çocuklarından da bu konuda destek gördü. Bunun üzerine Büyükaslan ailesi, Nazlıcan'ın babasıyla iletişime geçti.

Öz babanın ailenin teklifini kabul etmesinin ardından taraflar mahkemeye başvurdu. Tarafların şartlarını kabul eden mahkeme heyeti, bilirkişi raporunu da göz önünde bulundurarak Nazlıcan'ın Büyükaslan ailesine evlatlık verilmesini kararlaştırdı.

Yaklaşık 5 yıldır Nazlıcan'a annelik yapan Gülsüm Büyükaslan, diğer çocuklarından ayırmadığı kızının tüm ihtiyaçlarıyla ilgileniyor.

Fedakar anne, zaman zaman sağlık kontrolüne götürdüğü Nazlıcan'ı gerekirse sırtında taşıyor.

- "Nazlıcan'ın gerçek ailesi olduk"

Ev hanımı Gülsüm Büyükaslan, öz annesinin Nazlıcan'ı terk ettiğini anlatarak "Anne kızını terk edince, baba da il dışında çalışmak zorunda kaldığı için yakınları çocuğun bakıcısı olarak beni buldu. Nazlıcan'la böylelikle tanışmış olduk." dedi.

Büyükaslan, şöyle devam etti:

"Daha sonra Nazlıcan'a çok alıştım. Onu çok sevdim. Adeta et tırnak gibi olduk, birbirimizden ayrılamadık. Bunun üzerine Nazlıcan'ı, öz babasıyla anlaşarak mahkeme kararıyla evlatlık aldım. Nüfusta da Nazlıcan'ı üzerimize geçirdik. Nazlıcan'ın gerçek ailesi olduk."

Büyükaslan, Nazlıcan'ın, hastalığından dolayı sürekli ilgi istediğini ve bakımının zor olduğunu belirterek, bundan hiçbir zaman şikayetçi olmadığını ifade etti.

Eşi ve yetişkin iki çocuğunun da Nazlıcan'ı çok sevdiğini ve kendisiyle sürekli ilgilendiğini vurgulayan Büyükaslan, "Nazlıcan'ın sevgisi çok farklı. Açıkçası diğer iki çocuğumu bile Nazlıcan gibi sevmedim. Ona böylesine bağlıyız." dedi.

Gülsüm Büyükaslan, bundan sonra Nazlıcan'la bir ömrü birlikte geçireceklerini söyleyerek, "Nazlıcan'ı artık benden kimse alamaz. Ancak ben ölürsem onu benden alabilirler çünkü onunla yaşamak, onunla birlikte nefes almak çok değişik bir duygu." diye konuştu.

Büyükaslan, Nazlıcan'ın ayaklarında şekil bozukluğu olduğu için yürüyemediğini aktararak, kızını ameliyat ettirmek istediğini ancak buna güçlerinin yetmediğini, bu konuda hayırseverlerden yardım beklediklerini sözlerine ekledi.

- "Hayatımızda yaptığımız belki de en güzel şey"

Büyükaslan'ın 19 yaşındaki oğlu Furkan Büyükaslan da Nazlıcan'ın aileye adeta neşe kattığını dile etirdi. Furkan Büyükaslan, "Hiç düşünmeden Nazlıcan'ı ailemize kattık. Sabahlara kadar çocuğun başında beklediğimiz geceler oldu ama biz onu çok sevdik. Evimiz onunla huzurlu oluyor." dedi.

Annesinin Nazlıcan'ı evlatlık almasının örnek bir davranış olduğuna dikkati çeken Furkan, annesiyle gurur duyduğunu ifade etti.

20 yaşındaki Başak Nur Büyükaslan da Nazlıcan'ı alarak çok doğru bir karar verdiklerini kaydederek, "Biz onu almasaydık belki bir yurda verilecekti. Bugün 'İyi ki de almışız' diyorum. Hayatımızda yaptığımız belki de en güzel şey olabilir." şeklinde konuştu.

Nazlıcan'ın bakımının zorluğuna işaret eden Başak Nur Büyükaslan, şunları söyledi:

"Biz öğrencilik yıllarımızda olduğumuz, babam da balıkçılık yaptığı için çoğu zaman annemizin yanında olamadık. Buna rağmen Nazlıcan'ın her şeyiyle ilgilendi ve her şeyin üstesinden geldi. İyi ki benim annem. Onun bu davranışını çok sevdik."
Kaynak: AA