GÜNCELLEME - Soma'daki Maden Faciası Davası

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği faciaya ilişkin davanın görülmesine devam edildi Olayda yaşamını yitiren madencilerin yakınları, duruşma öncesinde yürüyüş yaptı MAĞDURLARIN AVUKATLARININ VE HAYATINI KAYBEDEN İŞÇİNİN AİLESİNİN DURUŞMADAKİ İFADELERİ EKLENDİ.

GÜNCELLEME - Soma'daki Maden Faciası Davası
Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin davanın görülmesine devam edildi.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu yargılanan Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı ve Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy ile bazı tutuksuz sanıklar, mağdur aileleri ve taraf avukatları katıldı.

Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alındı.

Mağdur avukatları, maden ocağında havalandırma projesinin yapılmadığını, bu nedenle işçilerden 272'sinin hayatını kaybettiğini, üretim baskısı olduğunu ve taahhüt edilenden fazla kömürün üretildiğini ileri sürdü.

Mahkeme başkanı, duruşmaya öğle arası verdi.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, davada görüşlerini bildiren mağdur ailelerin avukatları dinlenmeye devam edildi.

Avukatlardan biri, madenci Süleyman Sarı'nın TBMM araştırma komisyonuna verdiği ifadenin bir bölümünü okuyarak "Bu ocağa sabotaj yapsanız bu kadar insanı öldüremezsiniz." şeklindeki ifadelere dikkati çekti.

Avukatlar ayrıca hazırladıkları raporları mahkeme salonundaki projeksiyonlarla sunum yaparak anlattı.

Avukatlar sunumda, madende 23 farklı taşeron firmayla iş yapıldığını, taşeron firmaların çıkardıkları kömür üzerinden işçilere ödeme yapıldığını ve taşeronlar arası rekabet oluşturulduğunu, rekabetten dolayı taşeronların işçilere baskı yaptığını ileri sürdü.

Avukatlar ayrıca firmaların "taşeron" olarak değil "dayıbaşı" olarak adlandırıldığını, dayıbaşıların madenin kadrolu çalışanları olduğunu ancak madene günlük mesailere gelmediğini öne sürdü.

Müfettişlerin ocağa geleceğinden şirket yönetiminin önceden haberdar olduğunu savunan avukatlar, işçilerin ifadelerine göre müfettişler gelmeden önce madende hazırlıkların yapıldığını iddia etti.

Oturum, mahkeme başkanının bir kez daha verdiği aranın ardından mağdur ailelerin dinlenmesiyle devam etti.

Mahkeme heyetinden söz alan, maden faciasında hayatını kaybeden işçi Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, "Ben Soma’da doğdum, büyüdüm. Madencilik hayatıma Can Gürkan’ın çocukluk yıllarında, onların işlettiği maden ocağında başladım. O zamanlar bu kadar güvenlikli bir ortam yoktu. İlkel bir çağ vardı ancak bugünkü halinden daha güvenliydi. Bu aile çok para kazanma hırsı yüzünden 400’ün üzerinde çocuğu babasız bıraktılar." şeklinde savunma yaptı.

Anne Gülsüm Çolak da 301 aile olarak çok güçlü olduklarını ve dimdik ayakta durduklarını ifade etti.

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, madende hayatını kaybeden işçilerin aileleri ve sanık avukatların dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.

- Mahkeme önünde açıklama

Bu arada, faciada hayatını kaybeden madencilerin aileleri, avukatlar ve bazı siyasi parti temsilcileri, dava öncesinde, Akhisar İstasyonu'ndan mahkeme salonuna kadar yürüdü. Kalabalık, ellerinde şehit madencilerin isimlerinin yazılı olduğu "Unutmadık, unutturmayacağız" pankartı taşırken sloganlar attı.

Sosyal Haklar Derneği Ege Bölge Temsilcisi Kamil Kartal, yürüyüşün ardından yaptığı açıklamada, yoğun bir baskı, şiddet ve yıldırma süreci ile karşı karşıya olduklarını ileri sürdü.

Kartal, "Tüm bu baskılara rağmen yaklaşık 44 aydır bu mücadeleyi yılmadan, bıkmadan, usanmadan ve adalet yerini bulana kadar, sonuna kadar devam ettirme azmiyle mücadelemizi sürdürüyoruz." dedi.

- Olay

Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömür İşletmeleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında, galerilerin dumanla dolması sonucu 301 madenci yaşamını yitirmiş, 162 işçi kurtarılmıştı.

Açılan davada, tutuklu 6 sanık ile tutuksuz yargılanan vardiya amirlerinin "olası kasıtla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez, 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Tutuksuz 38 sanık hakkında ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken, bunlardan 25'i hakkında da bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri iddiasıyla aynı aralıktaki cezanın üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.

Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının şirketlerin sahibi Alp Gürkan ile yöneticileri hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından açtığı dava da ocak ayında ana davayla birleştirilmişti.

Davanın 19. duruşmasında tutuklu bulunan 6 sanıktan emniyet teknikeri ve vardiya amiri olarak görev yapan Mehmet Ali Günay Çelik'in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilmişti.

Kaynak: AA