Eski HSYK Üyesi Işık Hakim Karşısında

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski HSYK üyesi Işık, savunma yaptı Örgütün talimatıyla 2011'de Danıştay, 2014'te HSYK üyeliğine seçildiği, örgüt talimatıyla karar verdiği iddialarını reddeden Işık, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı tespitini de kabul etmedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski HSYK üyesi sanık Şaban Işık hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Işık ile avukatı ve yakınları katıldı.

Duruşmada, Yargıtay savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, sanığın, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla 2011'de Danıştay, 2014'te de HSYK üyeliğine seçildiği, örgütün talimatlarının iletildiği ve himmet alındığı gizli toplantılarına katıldığı, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı tespitleri yer aldı. Işık'ın, hukukçu kimliğiyle değil, örgüt üyesi kimliğiyle hareket ederek kararlar verdiği, böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu ve örgütün stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

- İddiaları reddetti

Örgüt üyesi olduğunu ve örgüt talimatıyla Danıştay ve HSYK üyesi seçildiğini kabul etmeyen Işık, liseyi Balıkesir'de, üniversiteyi Ankara'da okuduğunu, bu sürede cemaate mensup yurtlarda veya evlerde kalmadığını savundu.

Danıştay'da tetkik hakimi olarak 1992'de göreve başladığını, kıdemli tetkik hakimliği görevini yürütürken, 20 yıllık Danıştay hizmetinin ardından üye seçildiğini anlatan Işık, üyelik şartlarını taşıdığı için seçildiğini öne sürdü.

Işık, 2010 referandumunun ardından oluşturulan HSYK'nın yaptığı seçim sonrasında üyelik şartlarını taşımayan pek çok kişinin üye yapıldığını, bunu bazı platformlarda dile getirdiğini söyledi.

"Cemaat listesinden üye seçildiğimi asla kabul etmiyorum." diyen Işık, üye seçildikten sonra Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda görevlendirilmesinin de cemaat talimatıyla olmadığını savundu. Bu göreve dönemin Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu tarafından getirildiğini iddia eden Işık, Karakullukçu'nun tanık olarak dinlenilmesini istedi.

Şaban Işık, 2014'te seçildiği HSYK üyeliğine de FETÖ/PDY desteğiyle gelmediğini savunarak, Danıştay'da yapılan seçimde 70 üyenin oyunu aldığını belirtti.

Işık, yeni HSYK'nın oluşumunun ardından 2011'de yapılan üye seçimi sonrasında Danıştay'da eski ve yeni üyeler olarak gruplaşma yaşandığını, yeni üyelerin Danıştay'da istenmediğini, eski üyelerin tepki olarak Anıtkabir'e yürüdüğünü, yeni gelenlere oda verilmediğini anlattı. Işık, kendisinin ise Danıştay'ın bir mensubu olması ve 7,5 yıl kıdemli tetkik hakimliği sonrası üye seçilmesi nedeniyle bu tepkilerle karşılaşmadığını ileri sürerek, "Beni herkes destekledi." dedi.

- Meslekten atılan hakim adayının açtığı davada örgüt talimatı

Sanık Işık, FETÖ/PDY üyeliğiyle yargılanan eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş'ın kendisiyle ilgili "cemaat mensubu olduğu, örgütün talimatıyla kararlar verdiği" yönündeki beyanlarını da reddetti.

Vahit Bektaş'ın ifadesinde, "O dönemde hakim adayı Gülay Tezcan'ın memuriyetine son verilmesine ilişkin açtığı dava reddedilmişti. Tezcan'ın buna yaptığı itiraz, örgütün talimatıyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından da reddedildi." dediğini söyleyen Şaban Işık, şöyle konuştu:

"Bektaş, 'Örgüt mensubu 12. Daire üyesi Hasan Turgut yanıma geldi. Bu kişinin alkole düşkün olduğunu, bazı özel durumları bulunduğunu söyledi. Bunu örgüt adına yaptığını belirtti. O dosyada Şaban Işık ve diğer cemaat mensupları aynı doğrultuda karar verdik. İtirazı reddettik.' şeklinde ifade vermiş. Ne bu dosya ne de başka bir dosyayı 'şu şekilde çıkarın' diye bir talimat almadım. Bunu da asla kabul etmem. Kaldı ki, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bu kararın altında imzası bulunan 4 kişiden 3'ü halen Danıştay üyesi, biri ise hala Anayasa Mahkemesi üyesi olarak görev yapıyor."

Işık, FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğu bildirilen kişilere hiçbir zaman para yardımı yapmadığını, bu amaçla kimsenin kendisinden para talep etmediğini, örgüt toplantılarına katılmadığını, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in kasetlerini hiç izlemediğini öne sürdü.

Şaban Işık, HSYK üyesi seçildikten sonra 3. Daire'de görevlendirildiğini, buradaki görevinde de örgütün talimatıyla hareket ettiğinin iddia edildiğini söyledi.

HSYK'da son dönemde, paralel yapıyla hareket ettiği belirtilen bazı hakim ve savcılar hakkındaki soruşturma ve inceleme kararlarına muhalif kaldığını kabul eden Işık, "En fazla muhalif kalan bendim ama mutlaka özellikle usulle ilgili hukuki bir dayanağım vardı. HSYK'da görev yaptığım dönemdeki tüm kararlarım incelendiğinde herkesle ilgili muhalefet yazdığım görülecektir." dedi.

Aleyhine ifade verenlerin aynı dosyanın şüphelileri olduğunu ifade eden Işık, bu beyanların ciddiye alınamayacağını, delil kabul edilemeyeceğini savundu. İfadelerin, bu kişilerin içinde bulundukları durum nedeniyle aldatıcı unsurlar içerebileceğini ileri süren Işık, gönüllü verilse dahi aldatma içeren beyanların delil sayılamayacağını söyledi.

ByLock kullandığı yönündeki suçlamayı da reddeden Işık, "ByLock tespiti yapıldığını duyunca çok şaşırdım. Bu programı ilk kez tutuklandıktan sonra cezaevinde duydum. Çok uzun süre akıllı telefon kullanmadım. Akıllı telefonu ilk kez seçimden önce aldım diye hatırlıyorum." savunmasını yaptı. Işık, böyle bir programı kullanmaya ihtiyacının da bulunmadığını, çünkü mesajlaşacağı kimse olmadığını, programı yüklemediğini ve kullanmadığını iddia etti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararı açıkladı. Sanığın tahliye talebi reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenilmesi, duruşmanın 26 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.
Kaynak: AA