'İran'daki Gösteriler Siyasi Ve Sosyal Ayrışmayı Simgeliyor'

İranlı akademisyen Akdem: 'Bu tür halk hareketleri, çözümü oy sandığında değil, sokak şiddetinde aramaya yol açan, toplumdaki siyasi ve sosyal ayrışımın ifadesidir' 'Böyle bir hareketi, yalnızca, yumurta, ekmek ve benzin fiyatlarındaki artış gibi konulara hasretmek elbette basit kaçacaktır. Aynı şekilde bu halk hareketini, siyasi kanatların organize ettiği bir olay olarak görmek de doğru olmaz' 'Kesin olan tek şey, söz konusu olayları yalnızca ekonomik parametrelere bağlıyor olmanın yanlışlığı'

OĞUZ AKKAR - İran'ın Tebriz kentindeki Şehit Medeni Üniversitesi Öğretim Üyesi Samet Resulzade Akdem, ülkedeki protestolara ilişkin, "toplumdaki siyasi ve sosyal ayrışımı simgeleyen halk hareketi" değerlendirmesinde bulundu.

Akdem, geçen hafta İran'ın Meşhed kentinde başlayan ve ülkenin birçok bölgesine yayılan gösterilere dair AA muhabirine açıklama yaptı.

İran'da son günlerde yaşanan olayların, millet ile sistem arasındaki ilişki ve sosyal dengenin bozulması anlamına gelebileceğini belirten Akdem, "Bu tür halk hareketleri, çözümü oy sandığında değil, sokak şiddetinde aramaya yol açan, toplumdaki siyasi ve sosyal ayrışımın ifadesidir." dedi.

Akdem, sorunların çözümündeki en mantıklı yolun, taleplerin yapıcı ve demokratik yollarla dile getirilmesi olacağını vurgulayarak, "Ancak, halkın haklı isteklerinin sorumlulara ulaştırılması ve onların da bu taleplere mantık çerçevesinde karşılık vermesi için devlet ve millet arasında uyumlu bir ortamın oluşturulması gerekiyor." ifadesini kullandı.

İran'da son günlerde yaşanan olayların, "30 Aralık 2009" olaylarının yıl dönümüne denk gelmesinin, sosyal açıdan önemli mesajlar ihtiva ettiğini hatırlatan Akdem, şunları söyledi:

"Bazı yorumcular, bu halk hareketinin, hükümetin siyasi muhalifleri tarafından organize edildiğini, ancak sonucun istenilen yönde ilerlemeyip kontrolden çıktığını ileri sürüyor. Bu yorumcular, olayları organize edenlerin, halkın ve sloganlarının, rejimin kırmızı çizgilerini aşacak şekilde yön değiştirerek tüm ülkeye yayılabileceğini kestiremediklerini belirtiyor. Böylece, daha önce seslerini duyurma fırsatı bulamayan halk, hükümetin siyasi muhaliflerinin yanlış hesabını fırsat bilerek harekete geçti deniliyor."

Öğretim Üyesi Akdem, söz konusu senaryo dışında, gösterilerin başlamasına ilişkin farklı görüşlerin de ortaya atıldığını belirterek, "Bazıları, işsizlik, ekonomik kriz, sosyal eşitsizlik, özellikle gençler ve kadınlara yönelik ifade özgürlüğü sorunu ve gelecek konusundaki kaygı ve umutsuzluk gibi sosyal ve ekonomik problemleri son günlerde yaşanan gösterilerin asıl sebebi olarak gösteriyor. Diğer bir kesim ise asıl nedenin, azınlıklara yönelik ülkede var olan siyasi ayrımcılık olduğu düşüncesinde. Bu düşüncede olanlar, yumurta fiyatlarındaki artış, ekmek, benzin ve süt ürünlerinin pahalılığı gibi sebepleri, halkın hoşnutsuzluğu konusunda bardağı taşıran son damla olduğunu savunuyor." diye konuştu.

Medyaya pek yansımayan ve halk arasında konuşulan diğer bir senaryonun da olayların aslında hükümete ve özelde cumhurbaşkanının yararına cereyan etmesi olduğunu ifade eden Akdem, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu senaryoya göre, hükümet, mevcut ortam ve olayları, siyasi muhalifleri tarafından, ekonomi, dış siyaset ve nükleer anlaşma konularında kendisine yöneltilen eleştirilerden sıyrılma yolu olarak görüyor. Yine, gösterilerde atılan sloganlara dayanarak, eleştiri oklarını, rejimin hakim gücüne doğru yönlendirebilir. Buna göre Ruhani, olaylar sonrası ekonomide atacağı birtakım adımlar sonrası halk nezdinde meşruiyetini daha da artırmak ve muhaliflerini susturmak suretiyle ikinci dönemini daha rahat atlatabilir."

İranlı akademisyen, birtakım yorumcuların da olayın nedenlerinden çok, yayılış biçimi, Telegram, Twitter ve İnstagram gibi sosyal medya kanallarının bundaki etkisi üzerinde durduğunu kaydederek, "Bu kesim, sosyal medyanın gücüne işaret ederek, bu kanalların insanların iletişimi konusundaki etkisi sayesinde, son günlerdeki gösterilerin öncekilere göre kısa sürede daha etkili olduğunu savunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Olayları yalnızca ekonomik parametrelere bağlamak yanlış"

Akdem, sorunun çözümüne ilişkin de farklı görüşlerin ortaya atıldığını kaydetti.

Bir kesimin sorunların tek çözüm yolunun, "ifade, toplanma ve basın özgürlüğü" olduğu düşüncesini taşıdığını aktaran Akdem, "Önemli bir kesim de rejimin sosyal yapıda yol açtığı erozyona işaret ederek, ekonomik alanda artan yolsuzluk dosyaları, finans kurumlarının halkın güvenini suistimal etmesi, bu şirketlerden bazısının iflası ve topluma mal olmuş şahsiyetlerin ev veya göz hapsinde olması gibi nedenlerin, İran'ın sorunlarının başında geldiği kanaatini taşıyor." ifadesini kullandı.

Akdem, İran'da yaşanan gösteriler ve şiddet olaylarına yönelik yapılan yorumlara ilişkin değerlendirmesini şu şekilde sürdürdü:

"Yaşanan olaylarla ilgili tüm bu yorum ve değerlendirmelerin hepsinin payı olmasına rağmen tek başına hiçbir görüş kapsayıcı görünmüyor. Kesin olan tek şey, söz konusu olayları yalnızca ekonomik parametrelere bağlıyor olmanın yanlışlığı."

İran halkının, tarih boyunca birçok ekonomik krizle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Akdem, sözlerini "Böyle bir hareketi, yalnızca, yumurta, ekmek ve benzin fiyatlarındaki artış gibi konulara hasretmek elbette basit kalacaktır. Aynı şekilde bu halk hareketini, siyasi kanatların organize ettiği bir olay olarak görmek de doğru olmaz." diyerek tamamladı.
Kaynak: AA