Polonya'da Her Yıl Bir Kasaba Nüfusu Kadar Kişi Kayboluyor

Her yıl neredeyse bir kasaba nüfusu kadar insanın kaybolduğu Polonya’da yaklaşık 20 bin Polonyalı arkalarında hiçbir iz bırakmadan sırra kadem basıyor.

Polonya'da Her Yıl Bir Kasaba Nüfusu Kadar Kişi Kayboluyor
Avrupa Birliği üyesi Polonya’da her yıl 20 bin insan kayboluyor. Farklı yaş ve toplumsal gruba mensup olan bu kişilerin bir kısmı bir süre sonra bulunurken, bir kısmına ise hiç ulaşılamıyor. Kaybolma vakaları genel olarak ülke içinde meydana gelirken, az sayıda Polonyalı da yurt dışında kayboluyor. 2002 yılında Türkiye’ye yüksek lisans tezi için araştırma yapmaya geldikten sonra kaybolan Rafal Jedraszyk da izine halen ulaşılamayan kişiler arasında.

Avrupa’nın kuzeyinde yer alan Polonya’da her yıl neredeyse bir kasaba nüfusu kadar insan kayboluyor. Her yıl her yaş, cinsiyet, meslek grubu ve eğitim düzeyinden yaklaşık 20 bin Polonyalı arkalarında hiçbir iz bırakmadan sırra kadem basıyor. Polonya Emniyeti’nin verilerine göre kaybolanların sayısı gün geçtikçe artıyor. 2010 yılında kayıp sayısı 14 bin 393 iken bu rakam her yıl artarak 2012 yılında 17 bin 969, 2013 yılında 19 bin 617, 2014 yılında 20 bin 845’e ulaştı. 2015 yılı sonrası ise kayıp sayısı 20 binin rakamının altına hiç düşmedi. Kayıpların büyük bir kısmı bir süre sonra polis tarafından bulunuyor ancak bulunanların yerine her sene bir o kadar da yeni kayıplar ekleniyor. Polonya’da 19 yıldır kayıpların izini süren ITAKA Vakfı’ndan Karolina Krawczyk, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada kaybolanların bir kısmının alzheimer hastası ve psikiyatri tedavisi gören kişiler olduğunu söyledi.

Krawczyk, kayıpları oluşturan bir diğer kısmın ise başka ülkelere iş amaçlı gidip, çeşitli sebeplerden ötürü başarısızlığa uğramış ancak bu durumu geride bıraktıklarına açıklamayı gururuna yediremeyip dönmeyenlerden oluştuğunu belirtti.

Krawczyk, dönmeyi kendilerine yediremeyen bu kişilerin çoğunun hayattan beklentilerinin kalmamalarının da etkisiyle alkol ve uyuşturucuyu alışkanlık edindiklerine de dikkat çekti.

Yepyeni bir hayata başlayanlar da var

Her yıl kaybolan 20 bin Polonyalının bir başka kısmını ise hayatlarını değiştirmeye karar vermiş kişiler oluşturuyor. Karolina Krawczyk genellikle bir eş, bir ebeveyn, bir evlat olarak üstlendikleri ya da kendilerine yüklenmiş sorumluluktan bunalıp, yeni bir yaşama başlamaya karar veren bu kişilerin, bir sabah üzerlerindeki elbiseyle evden çıkıp gittiklerini ve arkalarında en ufak bir iz bırakmadan, akraba, arkadaş çevresi başta olmak üzere kimseyle kontak kurmadan yepyeni bir hayata başladıklarını ifade etti.

Kendilerine yapılan kayıp başvurusu sonrası yaptıkları araştırmalar neticesinde ulaştıkları kayıp kişilerden bazılarının aileleriyle görüşmek istemediğine de dikkat çeken Krawczyk, “Böylesi durumda ulaştığımız şahısın kontak bilgilerini aileye vermiyoruz, aileye yalnızca aradığımız kişiye ulaştığımızı, sağ olduğunu, ancak kendileriyle iletişim kurmak istemediğini söylüyoruz” şeklinde konuştu.

Vakfın 19 yıllık çalışması neticesinde bugüne kadar yüzbinlerce kayıp başvurusu aldıklarını ifade eden Karolina Krawczyk, kimi kayıp vakalarının intihar, cinayet gibi ölümle sonuçlandığını belirtirken, kimi zaman da insan ticaretiyle karşılaştıklarını söyledi.

Ailesinin kayıp başvurusu yaptığı 20’li yaşlarındaki Polonyalı bir genç kadının, tanıdığının daveti üzerine çalışmaya gittiği Londra’da alıkonulup fahişeliğe zorlandığını, Polonya ve İngiltere polisinin organize çalışması sonucu kadının kurtarıldığını aktaran Krawczyk, bazen de insanların Almanya, Hollanda, İtalya gibi ülkelerde yüksek maaşlı iş vaadiyle kandırılıp alıkonulduğunu söyledi.

“Genellikle kalifiye olmayan, eğitimsiz, dil bilmeyen kişileri yüksek maaş, iyi koşullar vaadiyle kandırıyorlar. Söz konusu işçiler vaat edilen ülkedeki iş yerine gittikleri zaman pasaport, kimlik belgelerine işverenlerce el konuluyor. Şehrin dışında, tüm dünyadan kopuk, telefonun, internetin olmadığı işyerlerinde, atölyelerde, tarlalarda günde 18 saat köle gibi çalıştırılıyorlar. Kendilerine vaad edilen maaşı alamadıkları gibi itiraz etmeleri halinde tehdit ediliyor, dövülüyor, işkenceye uğruyor hatta kimi zaman bir yere hapsediliyorlar. Bu kişiler genel olarak korkudan duruma itiraz edemedikleri gibi tutuldukları yer şehrin dışında, ücra bir yer olduğu için yardım arayacak bir yer de bulamıyorlar. Daha da önemlisi dil bilmediklerinden tesadüfen biriyle karşılaşmışlarsa bile maalesef ki durumlarını da anlatamıyorlar” diyen Krawczyk, bu tip kayıp vakalarının sayıca az olduğunu ifade etti.



“Türkiye’de Polonyalı bir üniversite öğrencisi kayboldu”

Kaybolma vakalarının çoğunlukla Polonya sınırları içerisinde meydana geldiğine dikkat çeken Karolina Krawczyk, az sayıda da olsa Polonyalıların çeşitli sebeplerden dolayı bulundukları ülkelerde kaybolduklarını da belirtti.

Vakıf olarak Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında kaybolan Polonyalılar için de arama çalışması yürüttüklerini ifade eden Krawczyk, 2002 yılında da Türkiye’de Polonyalı bir üniversite öğrencisinin kaybolduğunu söyledi.

Krawczyk “Kaybolduğu zaman 27 yaşında olan Rafal Jedraszyk 2002 yılında Türkiye’ye yüksek lisans tezi için araştırma yapmaya gitmiş, ancak kendisinden bir daha haber alınamamış. Ailesinin verdiği bilgiye göre Jedraszyk sırasıyla Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan’da yüksek lisans tezi için materyal toplayacakmış. Ancak resmi makamlardan bugüne kadar tek teyit edebildiğimiz şey Jedraszczyk’ın Türkiye’ye giriş yaptığı ve çıkış yapmadığı” dedi.

Kaynak: İHA