AKPM'de Arap Baharı Ve Mısır'daki 25 Ocak Devrimi Konuşuldu
AK Parti Siirt Milletvekili ve AKPM üyesi Aktay: '(Mısır'da) Barışçıl gösterilerde 800’den fazla insanı öldüren ve hapishanelerde de sağlık hizmeti verilmediği ve tedavi edilmediği için onlarca insanın ölüme terkedildiği bir rejime gereken baskı yapılmalı ve daha makul bir çizgiye çekilmelidir' 'Avrupa'da bizler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkelerimize sadık, onlarla tutarlı bir duruş sergilemeliyiz' 'Bizim her zaman demokrasi, özgürlük ve onurlu bir yaşamdan başka hiçbir talepleri olmayan halklarla dayanışma içinde olmamız gerekiyor'.
AK Parti Siirt Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyesi Yasin Aktay, "(Mısır'da) Barışçıl gösterilerde 800’den fazla insanı öldüren ve hapishanelerde de sağlık hizmeti verilmediği ve tedavi edilmediği için onlarca insanın ölüme terkedildiği bir rejime gereken baskı yapılmalı ve daha makul bir çizgiye çekilmelidir." dedi.
Aktay, Strazburg'da düzenlenen AKPM Genel Kurulunun serbest tartışma bölümünde söz alarak, Mısır'da 25 Ocak Devriminin 7. yıl dönümü olduğunu hatırlattı ve bu ülkedeki insan hakkı ihlallerine değindi.
Arap dünyasının, 7 yıl önce toplumun en derinlerinden gelen özgürlük, demokrasi ve onur talepleriyle sarsılan büyük toplumsal bir harekete tanık olduğunu belirten Aktay, taleplerin, hareketlenen gençlerin yükselttikleri şiarlar olduğuna dikkati çekti.
"Avrupa'da bizler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkelerimize sadık, onlarla tutarlı bir duruş sergilemeliyiz." diyen Aktay, Mısır'da aralarında darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin de olduğu 60 binden fazla her siyasi renkten on binlerce insanın tutuklu olduğunu vurguladı.
Aktay, "Mısır’da geçen birkaç hafta içinde Sisi rejiminin 21 genç insanı çok kaba bir yargılamanın sonucunda idam etti." dedi.
Mısır'daki rejimin, İtalyan vatandaşı Julio Regini'nin öldürdüğü ve birçok Avrupalı gazeteciyi hapis cezasına çarptırdığını söyleyen Aktay, insan hakları kuruluşlarının kapatıldığını ve rejimin neredeyse bütün sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini yasaklayan yeni bir yasa kabul ettiğini dile getirdi.
Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabul edelim ki İslami siyasal partiler Orta Doğu'da kendi toplumlarının bir gerçeği, bir parçasıdır ve bizim kendi ideolojilerimizle değil, değerlerimizle bir duruş sergilememiz gerekiyor. Bizim çıkarımıza olan bütün siyasi renklerle konuşmayı kesmek değil, zira Arap Baharı ülkeleri öyle görünüyor ki, yakında yeni bir dalgaya tanık olacak. O yüzden bütün siyasi kanatların birbiriyle konuşmaya ihtiyaçları var ve bu diyalog yoluyla farklılıklarını daha iyi yönetebilecekleri, bu yolla istikrar ve hesap verebilirliklerinin artırılmasının yolunun bulunacağı bir gündem olacaktır. Barışçıl gösterilerde 800’den fazla insanı öldüren ve hapishanelerde de sağlık hizmeti verilmediği ve tedavi edilmediği için onlarca insanın ölüme terk edildiği bir rejime gereken baskı yapılması ve daha makul bir çizgiye çekilmelidir."
Abdulfettah es-Sisi'ye karşı cumhurbaşkanı seçimi için adaylığını açıklayan Eski Genelkurmay Başkanı Sami Annan'ın, sadece bu hareketinden dolayı beş gün önce tutuklandığını hatırlatan Aktay, bu durumun, yine adaylığını açıklayan Ahmet Şefik’in çekilmek zorunda bırakılmasıyla aynı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Arap Baharı'nın, 7 yıl önce bütün bölgede özgürlük ve eşitliği hayal ederek geliştiğini belirten Aktay, "Bugün Avrupa, her zamankinden daha fazla gençlerle ve onların hayalleriyle dayanışma içinde olmak durumundadır." ifadesini kullandı.
Her zaman demokratik ve olgun bir rejimin, oy sandıkları yerine silah sandıklarıyla gelmeyi tercih eden faşist bir rejimden daha uyumlu olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayan Aktay, "Bizim her zaman demokrasi, özgürlük ve onurlu bir yaşamdan başka hiçbir talepleri olmayan halklarla dayanışma içinde olmamız gerekiyor." dedi.
Aktay, "Özellikle kendilerine karşı her türlü silahlı ve şiddetli saldırıyı yönelten askeri rejime karşı kendini savunma maksadıyla bile şiddete ve silahlı mücadele yollarına sapmayan Mısır halkıyla bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Aktay, Strazburg'da düzenlenen AKPM Genel Kurulunun serbest tartışma bölümünde söz alarak, Mısır'da 25 Ocak Devriminin 7. yıl dönümü olduğunu hatırlattı ve bu ülkedeki insan hakkı ihlallerine değindi.
Arap dünyasının, 7 yıl önce toplumun en derinlerinden gelen özgürlük, demokrasi ve onur talepleriyle sarsılan büyük toplumsal bir harekete tanık olduğunu belirten Aktay, taleplerin, hareketlenen gençlerin yükselttikleri şiarlar olduğuna dikkati çekti.
"Avrupa'da bizler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel ilkelerimize sadık, onlarla tutarlı bir duruş sergilemeliyiz." diyen Aktay, Mısır'da aralarında darbeyle görevinden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin de olduğu 60 binden fazla her siyasi renkten on binlerce insanın tutuklu olduğunu vurguladı.
Aktay, "Mısır’da geçen birkaç hafta içinde Sisi rejiminin 21 genç insanı çok kaba bir yargılamanın sonucunda idam etti." dedi.
Mısır'daki rejimin, İtalyan vatandaşı Julio Regini'nin öldürdüğü ve birçok Avrupalı gazeteciyi hapis cezasına çarptırdığını söyleyen Aktay, insan hakları kuruluşlarının kapatıldığını ve rejimin neredeyse bütün sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini yasaklayan yeni bir yasa kabul ettiğini dile getirdi.
Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kabul edelim ki İslami siyasal partiler Orta Doğu'da kendi toplumlarının bir gerçeği, bir parçasıdır ve bizim kendi ideolojilerimizle değil, değerlerimizle bir duruş sergilememiz gerekiyor. Bizim çıkarımıza olan bütün siyasi renklerle konuşmayı kesmek değil, zira Arap Baharı ülkeleri öyle görünüyor ki, yakında yeni bir dalgaya tanık olacak. O yüzden bütün siyasi kanatların birbiriyle konuşmaya ihtiyaçları var ve bu diyalog yoluyla farklılıklarını daha iyi yönetebilecekleri, bu yolla istikrar ve hesap verebilirliklerinin artırılmasının yolunun bulunacağı bir gündem olacaktır. Barışçıl gösterilerde 800’den fazla insanı öldüren ve hapishanelerde de sağlık hizmeti verilmediği ve tedavi edilmediği için onlarca insanın ölüme terk edildiği bir rejime gereken baskı yapılması ve daha makul bir çizgiye çekilmelidir."
Abdulfettah es-Sisi'ye karşı cumhurbaşkanı seçimi için adaylığını açıklayan Eski Genelkurmay Başkanı Sami Annan'ın, sadece bu hareketinden dolayı beş gün önce tutuklandığını hatırlatan Aktay, bu durumun, yine adaylığını açıklayan Ahmet Şefik’in çekilmek zorunda bırakılmasıyla aynı olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Arap Baharı'nın, 7 yıl önce bütün bölgede özgürlük ve eşitliği hayal ederek geliştiğini belirten Aktay, "Bugün Avrupa, her zamankinden daha fazla gençlerle ve onların hayalleriyle dayanışma içinde olmak durumundadır." ifadesini kullandı.
Her zaman demokratik ve olgun bir rejimin, oy sandıkları yerine silah sandıklarıyla gelmeyi tercih eden faşist bir rejimden daha uyumlu olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayan Aktay, "Bizim her zaman demokrasi, özgürlük ve onurlu bir yaşamdan başka hiçbir talepleri olmayan halklarla dayanışma içinde olmamız gerekiyor." dedi.
Aktay, "Özellikle kendilerine karşı her türlü silahlı ve şiddetli saldırıyı yönelten askeri rejime karşı kendini savunma maksadıyla bile şiddete ve silahlı mücadele yollarına sapmayan Mısır halkıyla bu dayanışmayı ortaya koymamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.